Evinizden, yurdunuzdan kilometrelerce uzakta birşeyleri görmek bilgi dağarcığınızı yeni yeni bilgiler aktarmak ve sizin yazılarınızı yakından ve gönülden takip eden yüreği güzel okuyucularımızla paylaşmak insana ayrı bir sevk, heyecan ve mutluluk verir.
Evinizden, yurdunuzdan kilometrelerce uzakta birşeyleri görmek bilgi dağarcığınızı yeni yeni bilgiler aktarmak ve sizin yazılarınızı yakından ve gönülden takip eden yüreği güzel okuyucularımızla paylaşmak insana ayrı bir sevk, heyecan ve mutluluk verir. Hollanda gözümde çok farklı bir ülkedir. Burada bulunan ve beni evlerinde ağırlayan can dostlarıma huzurlarınızda kendilerine milyonlarca teşekkürler ederim. Bu gelişim bana çok farklı ve bir o kadarda değişik güzelliklerle yüklü görsellikler yaşattı. Giethoorn Kasabası tam bir rüya alemi. Yazmakla, anlatmakla olmuyor. Her imkanı olan insan gidip görmeli. Senede çok az güneş açmasına rağmen dünyanın dörtbir tarafından turistler akın akın ellerinde kameralar görüntülemeye, görmeye geliyorlar. Hollanda'nın dört bir tarafı sularla kaplı olduğu için Giethoorn Kasabası'nın bir bölümü uzun uzun akan nehrin sağında solunda inanılması imkansız tek katlı tarihi evler aşırı soğuk olduğundan damlar sazlıklarda yetişen incecik kamışlarla örtülü birbirinden güzel farklı mimari yüksek güzellikte evler. Bu evlerde çok ünlü sanatçılar ve halk yaşamakta, restorantlar çok az alışveriş evleri. Daha çok hediyelik eşyalar ve değerli taşlar. Bu evlere uzun uzun akan nehrin üzerinde tahtadan yapılmış kambur köprüler. Kiralanan sandallarla elinizde harita tek yönle uzun uzun akan nehirde çok geniş bir göle geliyorsunuz gördüğünüz, yaşadığınız güzellik size çok farklı huzur yüklü duygular yaşatır. İçinizden keşke sevdiklerimde yanımda olabilseyd. Bu güzelim manzaranın karşısında şiir yazmamak, beste yapmamak mümkün değildir. “Seni suya yazdım” isimli bestem doğdu. Kamerama mırıldanarak kaydettim. İlerleyen süreçte sizlerle paylaşacağıma inanıyorum. O güzellikten sonra yolumuzun üzerinde şık bir restorantta yemek yedik. Ne acıdırki Hitler Yahudileri katlettiği kampın çok yakınında aradan çok uzun yıllar geçmesine rağmen Hollanda Halkı Almanlardan nefret ediyorlar. Yüreklerindeki nefret hiç bitmeyecek. Hollanda ekonomisi günden güne erimek üzere birçok işyerleri kapatıldı. Orada savaşlardan kaçıp yaşayan Arap insanları ve birçok farklı ülke insanı Hollanda'dan ayrılmak başka yerlere göçetmek istiyorlar. Konuştuğum insanlar Kuzey Kıbrıs tanınacak, geldik, gördük orda hayat var diyorlar. Ev almak, iş kurmak istiyorlar. Eskiden Kıbrıs'a gelebilmek için Türkiye'den ordanda Ercan'a uçmak için bilet alınıyordu. Şimdi hangi şirkete giderseniz gidin Türkiye, Kuzey Kıbrıs, Ercan anında biletinizi alıyorsunuz. Çok eskiden Hollanda insanı Pazar günleri hiç iş yapmazlarmış. Hatta herhangi bir insan birşey satın alamazmış işyerleri tamamen kapalı. Kendi bahçenizin işini dahi yapamazmışsınız, çok ağır cezalar uygulanırdı. Emekli insanlar kışın çok soğuk olduğu için sıcak ülkelere üç ay gibi bir zaman Hollanda'nın aşırı özgürlüğüne çok karşılar.Ve bir o kadarda üzülüyorlar. Eroinman bir gençlik aşklar, sevdalar, evlilikler bitti. Herkes soğuk, yürekler buz tutmuş, kimse kimseyi düşünmez önünüzde yemek yemeler, saygısız davranışlar... Hiçbir şey söylemeden, sormadan başlarını alıp gitmeler, sırtlarında bir pantolon bir tişört veya ceket birde bisiklet, kadın mı erkek mi anlayamazsınız. Boylar iki metre, saçlar kısacık ağırlıklı konuşmalar yüksek sesle “Yah! Yah! Yah!” ağırlıklı. Her akşam üstü yürüyüş yapmış olduğum can dostlarımla birlikte bir park alanı patika yollar ve hemen karşısında milyonlarca yıl önce dinazorların ve insanların yaşamış oldukları resimli görüntüler. Buzulçağından kalma kocaman taş ve kralların koltuğu. Gelen giden görsün diye kocaman meydanda sergileniyor.Turist kazanmak için en küçük detayları bile düşündüler ama ne yazık ki aşırı özgürlükleri kendi toplumlarını yok edeceklerini düşünemediler. Ve şimdi devlet kara kara düşünüyor, yaşlı nesil kan ağlıyor. Eroinman çoğu gençlik eroin alım güçleri olmadığı için kaldığım kasabanın bir yerinde bir bina her akşam eroine muhtaç gençlik. O binanın etrafına toplanır ve hükümet yetkilileri bu durumda olan gençlerin rahatlamaları için hap dağıtır. İşte böyle yazacak anlatacak o kadar çok şey vardır ki sayfalar sığmaz roman olur. Pırıl pırıl gençlik ana kuzuları insan olan herkesin içi acır, yüreği yanar çaresizce bakakalır.
Ülkemize vatanımıza şükredelim yaşantımıza, yaşam felsefemize, tertemiz duygularla sarılalım sevdiklerimize, örf ve adetlerimize. Değişim istediğimiz anlarda bile kitap okuyarak değişik ülke insanlarını yakından tanıyarak, sporların herhangi bir dalını veya dil öğrenmek gibi değişimler bizlere herzaman artı getirir.
Mevlana'nın kitaplarını okumak bizlere çok şey kazandırır. Mesnevi dinle diye başlar tertemiz kalpten gelen sesin dinlenmesi insanlığa hep kazandırmıştır.
Sizi Seviyorum