Güney Kıbrıs’taki komşularımız zor günler geçiriyor.
Yıllar önce başlayan ekonomik krizin derinleşerek ilerlediğine, güneydeki komşularımızı kötü günlerin beklediğine, halkın patlama noktasını geldiğine, güneye giden Türklere yönelik istenmeyen olayların yaşanabileceğine dair uyarılarımızı aylar önce yapmıştık.
Gerçekten bu günlerde Güney Kıbrıs’ta halk hiç olmadığı kadar gergin.
KKTC Dış İşleri Bakanı Hüseyin Özgürgün; Yunanistan'da ki ve Güney Kıbrıs'ta ki krizin KKTC'yi de etkilediğini ve Türk Kıbrıslıların adada ayrımcılığa uğradığını, Güney Kıbrıs'ta çalışan 5 bin Türk’ün işlerinden kovulduğunu, adada 1974 yılından önce doğan Türklerin doğal hakkı olan sağlık sigortalarının kesildiğini, krize rağman Güney Kıbrıs'ın elektiriğini Kuzey komşusu yerine çok daha pahalı enerji satan İsrail'den aldığını belirtti. Özgürgün’ün sıraladığı bu ayrımcılıklar ilerde yaşanması muhtemel gelişmelerin ön habercisi gibi algılanmalı. Kinle nefretle beslenmiş bir toplumun, krizin verdiği agresiflikle her türlü şiddet olayına baş vurabileceği unutulmalı, ortaya çıkabilecek taşkınlık ve şiddet olaylarına karşı güneye geçen Türkler açıklıkla uyarılmalı ve gerekli tedbirler alınmalıdır.
Bol keseden harcamaya alışan Rum halkı, birden bire yoksulluğun pençesine düşmüş, günlük ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir.10 gündür bankaların kapalı olması nedeniyle bankalarda birikimi olanlarda paralarını alamamaktadır.
Euro bölgesi maliye bakanları Güney Kıbrıs’a özel bir paket hazırladı ve IMF’den de sağlanacak katkıyla 10 Milyar Euro tutarında bir kredi paketine yeşil ışık yaktılar. Kalan miktarın Güney Kıbrıs bankalarında bulunan mevduat sahiplerinden yani halktan karşılanmasına karar verdiler. Yani 5.8 milyar Euro’yu da vatandaşın mevduatından kesme kararı aldılar. Bu nedenle Halk bankalara hücum etti. İki haftaya yakın bir süredir vatandaşlar bankalardan parasını çekmesin diye bankalar kapalı tutuluyor, internet bankacılığı işlemleri de yapılamıyor. Oldukça ağır kriz altında yoğrulan Güney Kıbrıs için yakın gelecekte bir çıkış yolu ne yazık ki gözükmemektedir. Kriz zaten çalkantılı ve sıkıntılı günler yaşayan, euro bölgesini derinden ve ciddi şekilde etkileyerek yolculuğuna devam ediyor.
Güney Kıbrıs’a özel bir durum olduğunun söylenmesi, euro bölgesinde ortaya çıkan endişeleri gidermeye yetmiyor. Bütün AB ülkelerinde mudiler tedirginlik içerisinde.
Türkiye dışında hiç bir ülke Rumlara karşılıksız yardım teklif etmiyor.
Başta Güney Kıbrıs’ta ki siyasiler olmak üzere Rum halkına daha önce defalarca yaptığımız çağrıyı yineliyoruz. Çevrenizde Kıbrıslı Türklerden ve Türkiye’den başka dost bulmanız mümkün değil. Türk milletine komşu olmanın bir şans olduğunu anlayarak, Türklerle daha sıcak ve samimi ilişkiler geliştirmeniz bütün sıkıntılarınızı kökten çözecektir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden ve Anavatan’dan yapılan barış çağrılarına karşılık veriniz. Türk tarafından uzanan dostluk elini sıkmanız bu bölgede huzurun tesisi için yapılacak en akıllıca hareket olacaktır.