Downer’in kafası karışık

Kıbrıs Türk tarafı Kıbrıs sorununun çözümü adına yapılacak görüşmelere ön şart koymuyor ama Rum kesimi masaya oturmadan bunları tartışmaya açarak suçu halka yükleme niyetinde.

Kıbrıs Türk tarafı Kıbrıs sorununun çözümü adına yapılacak görüşmelere ön şart koymuyor ama Rum kesimi masaya oturmadan bunları tartışmaya açarak suçu halka yükleme niyetinde. “Ben uzlaşırım ama halkım istemiyor” bahanesinin arkasına saklanmak günü kurtarmak adına geçerli akçe.
Yeni oluşacak devletin, yeni bir ortaklık olacağı ve bunun iki tarafın eşit rızasıyla ortaya çıkacağı açıkken, güvenlik ve garantileri sulandıracak yaklaşımlar şark kurnazlığından başka bir şey değil.
Yılsonuna kadar birçok konuda yol almayı hedefleyen Türk tarafı, çok taraflı toplantı isteğini her fırsatta dile getirirken, Rum tarafı bu fikri duyduğu her an aynı refleksi gösteriyor.En ilginci ise “müzakerelerde şart istemeyiz” diyen Anastasiadis’inGenel Sekreter'e yazdığı mektupta da bir dizi şartlar ileri sürmesi.Mektup “şartları sadece biz koyabiliriz” megolamanlığının aynası.
Maraş meselesi de ipe un sermenin Rumcası. Daha müzakerelerdoğru dürüst başlamamışken, Maraş’ı talep etmesi kabul edilebilecek bir şey değil. Al-ver konuları kapsamlı bir çözüm çerçevesinde ele alınıp çözülecek konular.
Neyse gelelim Downer’in görüşmelerine. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downerdün hem Eroğlu’yla, hem de Anastasiadais’le görüştü. Eroğlu’yla yaklaşık bir saat süren bir görüşme gerçekleştiren Downer çıkışta yaptığı açıklamada güzel bir görüşme gerçekleştirdiklerini, Liderlerin artık sonraki adımlarıyla ilgili çalışma yapmaları gerektiğini, kendisinin de Liderlerin bu konuda neler söyleyeceğini duymakla ilgilendiğini ifade etti.
Birkaç saat sonra Anastasiadis’le görüşen aynı danışmanın Eroğlu’nun yanından çıkarken gösterdiği iyimserlikten eser yoktu.
“Şu ana kadar iki taraf arasında görüş ayrılığı var. Önümüzdeki hafta bu anlaşmazlığın üzerine köprü kurulmaya çalışılacak” diyen Downer,BM’nin müzakerelerin başlama tarihini ekim sonrasına almayı planlayıp planlamadığı sorusuna karşılık ise “Hiçbir somut tarih planlamıyoruz. Mayıs sonu yemekte bir araya gelen liderlerin yeniden görüşeceğine dair işaretler var. Müzakereciler görüşmelerine devam edecek, şartlar olgunlaştığında liderler de görüşecek” yorumunu yaptı.
Tamı tamına Anastasiadis’in ağzıyla konuşan Downer, bu sözleriyle BM sekreterinin değil, Rumun sözcüsü gibi hareket etmekte. Bir kere yanılıp ağzına “takvim” sözcüğünü alması nedeniyle Rum tarafının yoğun baskısına maruz kalan Downer fena tırsmış olmalı ki, kötüyü duymamak için kutuyu açmıyor. Hal böyle olunca da, ne BM’nin, ne AB’nin dize getiremediği yaramaz çocuk Güney Kıbrıs, Kıbrıs Türk halkını muhatap kabul etmediği gibi, Türkiye’nin AB üyelik sürecini tepe tepe kullanıyor.
Birde şu bacak bacak üstüne atma hadisesi… Nedense Bizim Cumhurbaşkanımız karşısında ayak ayak üstüne atarak “ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur” imajı veren Downer, Anastasiadis’in karşısında süklüm püklüm. Zira Anastasiadis ondan önce atıyor bacakları birbiri üstüne!
Zaten tüm yazdıklarımızı o vücut dilinden anlamak mümkün…



Bu haber 9396 defa okunmuştur
  •    - 05.10.2013 he öyle yaaa doğru didin kanki
  • kıbrıslı   - 05.10.2013 dünya kamuoyu kıbrıs sorunu başladığından beri bu ikiyüzlü tutumlarından vzgeçmemiştir.bunu bilen rumlarda şımarıkça hareket edip kendilerinin dediğinin olmasını istiyor.eğer anlaşma isteniyorsa rumlara yeter artık denebilmeli. yoksa daha çok asır görür bu sorun

:

:

:

: