Belediyelerin, özellikle de Kırsal Belediyelerin çığlığını duyma zamanı geldi, geçiyor bile. Belli belediyelere parasal katkıyı yüksek tutup, diğer yerlerde yaşayan vatandaşları, özellikle de kırsal kesimdekileri çağdaş yaşamın nimetlerinden mahrum bırakmak hakka ve hukuka aykırı.
Belediyelerin, özellikle de Kırsal Belediyelerin çığlığını duyma zamanı geldi, geçiyor bile. Belli belediyelere parasal katkıyı yüksek tutup, diğer yerlerde yaşayan vatandaşları, özellikle de kırsal kesimdekileri çağdaş yaşamın nimetlerinden mahrum bırakmak hakka ve hukuka aykırı.
Bazı belediyeleri başarılı, bazılarını da başarısız diye sınıflara ayırmak ise bir başka büyük hata, bir başka ayırımcılık şekli.
Bütçe açığı vermeyen Belediyelerin veya da bir başka tabirle 'başarılı' diye tanımlanan belediyelerin devlet katkısının çok üstünde yerel harç gelirlerinin olduğu bir gerçek.
Liman şehirlerinin belediyeleri 'Kantar Ücreti' adı altında, ülkeye her giren ve çıkan ticari maldan harç almakta.
Hudutları içinde otel bulunan belediyeler, konaklayan her misafirden yatak başına bir ücret tahsil etmekte.
Petrol depolama tesislerinin yer aldığı belediyeler, her ton yakıttan belli bir miktar harç almakta.
Üniversitelerin bulunduğu yerlerdeki belediyeler de, 'De Facto' nüfus sayısından dolayı yani, resmen o bölgede yaşayan KKTC vatandaşı ve çalışma izinli kişi sayısı kadar değil, bu nüfusa öğrenci sayısının ilave edilmesiyle elde edilen nüfus sayısı kadar devletten katkı almakta.
Havaalanının içinde bulunduğu Belediyenin kasasına, ülkeye her giren her yolcu başına belli bir miktar para akmakta.
Bu paranın bir aylık toplamı, 'Kırsal belediyelerin' neredeyse bir yıllık gelirine eşit.
Kırsal Belediyelerde ise ne otel var, ne deniz, ne havalimanı, ne petrol depolama tesisi, ne de üniversite. Bütün gelirleri yörede yaşayan insanlardan tahsil edilen hizmet ücretleri ve devlet katkısı sadece.
Devletin belediyelere katkısı, bütçe gelirlerinin yüzde sekizi kadar ve bu katkı payı tüm Belediyelere hudutları içinde yaşayan 'De facto' nüfus oranında bölüştürülüyor. Bu nedenle de kırsal belediyeler her sene bütçe açığı vererek mali sıkıntı içine giriyorlar.
Kırsal Belediye hudutları içinde yaşayan vatandaşlara, ayırımcılığa gidilmeden hak ettikleri çağdaş hizmetin verilebilmesi için devletin öncelikle bütçeden belediyelere yapılan katkı payını yüzde sekizden, yüzde dokuz buçuğa çıkarması, sonra da otellerden, kantardan, yolculardan ve petrol depolama tesislerinden tahsil edilen belediye harçlarının ortak bir havuzda toplayarak, tüm belediyelere 'De Jure' nüfus oranına göre hakça dağıtması çok daha adil bir uygulama olacak.
Umarız yeni hükümet bu belediyeler olayını siyasetdışı bir anlayışla ele alır ve “benden olanlar”, “benden olmayanlar” diye ayırmadan hakkaniyetli bir çözüm bulur.