Star Kıbrıs’ın dünkü manşetini hatırlatmak istiyorum sizlere…
Safiye Kahraman… O bir anne. Çoluğuna çocuğuna ekmek götürebilmek için çalışan emekçi bir kadındı Safiye. Ta ki, o talihsiz “kaza” onu gelip bulana kadar… “İş kazası” sonucu bir elini kaybediyor, kazaydı kaderdi derken, kazadan daha beter tokadı çalıştığı kurum atıyor kendisine…
Bizim yürürlükte olan bir İş Yasa’mız var. Yasa’nın 6. Kısmının 54. Bendi’nde der ki; “Her işveren, işyerinde çalışan işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almak ve bu konuda gerekli koşulları sağlamak ve araç ve gereçleri eksiksiz bulundurmakla yükümlüdür.”
Öncelikle sorgulamamız gereken, söz konusu işyeri sahibi, bu yasaya uydu mu? Safiye, elini kaybettikten sonra ilgili bakanlığa bağlı Daire’den gelip, yasa ile ilgili uygunluk saptandı mı? Eğer bu işyeri çalışanlarını, yeterli güvenlik önlemleri ile çalıştırıyorsa, buna rağmen bu aksilik olmuşsa o zaman “kaza” demek en uygun olanıdır. Şayet yasaya uyulmuyor, aksine çalışanların canı, meta gibi sömürülüyorsa, o işyerinde el de kopar, kol da kopar, can da çıkar!
Sonrasında ise sorgulamamız gereken şey yasaları da aşıyor, kalbimize yerleşiyor. Vicdan sorgulatıyor.
Safiye mahkemeye gidiyor. Hakkı olanı istiyor. 2006 yılından 2013 yılına kadar hak savaşına giriyor. Pes etmiyor, kadınlığının, anaçlığının da verdiği o güçle direniyor. Mahkeme de Safiye’ye hak veriyor, işyerini yüzde 70 oranında kusurlu görüyor. Çalıştığı işyerine 18 bin TL tazminat ödeme kararı çıkıyor 2013 yılında. Üzerinden 1 yıl geçiyor, bu sefer de işveren 18 bin TL’yi ödememekte kararlı…
Yasa’yı geçtik. Hadi hukuka uymuyorsun ancak el insaf be kardeşim! El insaf!
Sen bir işverensin! Ekmek parası için çalışan gariban bir ananın, yetersiz iş güvenliğinden dolayı elini kaybetmesine sebep oldun bari hakkı olanı ver. Bu dünyada her zaman adaleti sorguluyoruz, vicdan olmayan kalplerin bulunduğu bir dünyanın adaletini kim bulsun?
Daha dün dedik “merhamet et” diye… Merhamet, insaf et! O para senden çıkar, Safiye’ye gider, Safiye’nin çocuklarına gider ancak onlardan da çıkar gider. Para bugün var yarın yok. Paranın değeri yok. Bu saatten sonra Safiye’nin giden elini de geri getiremezsin. Ama senin için hala bir umut var, gel vicdanlı ol. Elini kalbine götür. Vicdanını yokla… O aileye hakkı olanı ver!
Senin yüzünden bir daha hiçbir zaman çalışamayacak olan ananın, en azından bir süre evlatlarına ekmek alabilmesine destek ol… Hatırlayarak yaşaman gereken şey şudur ki; sen de bir ana evladısın…