Sanat, sanatın içinde yaşam, birçok duyguları hayata geçiren değerler kendi dünyalarında yaşayan sessiz sedasız, yüreklerinde sevgi, içlerinde taşıdıkları iyilik, egoları olmayan elleri öpülecek sanatçılar. Sürekli üreten, eserler yaratan, gerçek anlamdaki sanatçılarımız… Nerde ne yapıyorlar, yaşamlarını nasıl, ne ile idame ediyorlar kim bilir, küçücük bir ada, harcanan onca işe yaramayan, adını koyamadığım çöpe giden harcamalar, sanat adına yapılan hiçbir şey yok… Zaman zaman sanat adına verilen resepsiyonlarda büyüklerimiz her zamanki söylemleri ile birçok vaatlerde bulundular. Her zaman olduğu gibi arzular istekler başka başka baharlara kalır. Geriye kalan objektiflere düşen ölümsüz kareler, o günü, o anı yaşatan, oraya gelebilen sanatla yoğrulan değerler… Sanat, sanatçı uğruna atılan adımlar, ülkeleri var eder, yaşatır, yüceltir. Sanatla yoğrulduğumuz günden itibaren birçok fikirler sunduk her zaman olduğu gibi gelip geçici, değişime uğrayan büyüklerimize… Bir kültür evimizin olması, üretken sanatçıların sık sık bir araya gelip de fikir alışverişinde bulunabilmeleri, yaratıcı güçlerini daha çok öne taşıyabilmeleri, bir sanatçılar ormanın yaşama geçirilmesi, yaşatılması, orman değerinin coğrafyalar üzerinde ne denli değerli olduğunu anlatan unsurlar… Sanatçılar yaşarken sokaklara verilen adlar. Bu konu ile ilgili o kadar çok konuştuk ki, birçok sokak adları o kadar anlamsız ki yorum bile yapamıyorum. Bir sanatçının kendi imkanları ile yarattığı, ürettiği eserlerini arayıp sormayan duyarsız bir kültür bakanlığı. Kültür bakanlıklarının ne işe yaradığını bilmeden verilen yaşamlar oda bir soru işareti. Dünya üzerindeki araştırmalarda sanatla anılan devletler, devlet adamları ölümsüzleştiler, sanatın içinde iyilik, güzellik, görsellik, yapıcılık, paylaşım, sevgi, saygı, kucaklayıcı, yaratıcı güç , naif olan yürüyen aydınlık bilge … Yirmi altı Ocak Sayın meclis başkanı Sayın Sibel SİBER mecliste, sanatçılara bir resepsiyon verdi bir çok sanatçı gecede birbirleri ile hasret giderdiler. Gecede gece ile ilgili haberleri olmayan sanatçılar üzgün ve buruk. Gönül arzu eder ki, bu tür organizasyonlarda Kültür Bakanlığı sanatçıları tek tek arayıp bilgilendirmeleri gerekir... Hani, davetler kokteyller, vaatler olur olmasına da ne yazık ki, yıllardır ortada hiçbir somut adım yok aynı nakaratlarla yürüyoruz. Üretken sanatçılar kendi yağlarıyla kavruluyorlar. Hayatlarını şarkıcılıkla idame edenler üç beş kuruşa sahnelerle savaşıyorlar. O almış oldukları üç kuruşun hesabını vergi dairesi ile hesaplaşıyorlar. Öte yandan dev bir sektör gazinolar, oteller, üniversiteler, kurtuluş yıldönümleri gibi dev organizasyonlar Türkiye`den getirmiş oldukları sanatçılarla insanların dudaklarını uçlandıracak rakamlar alınarak hiçbir vergi ödemeden Kuzey Kıbrıs Türkiye sanatçılarının hazinesi… Hani müzik evrenseldi her sanatçı her yerde müzik yapabilir. Müziğini duyurabilir. Bu dünya sanatçıları ile ilgili, Kuzey Kıbrıs sanatçıları yalnızlığa mahkum edilen ama her zaman ekmeklerini taştan çıkarmasını bilen dimdik ayakta, ürettikçe üretiyorlar. Adlarını altın harflerle yazdırıyorlar gerek Avrupa Birliği, MESAM, MÜYAP, Kuzey Kıbrıs ve çağın modası olan sanal alemde, bir insanın onuru ve kendi imkanları ile yürüyebilmesi en büyük hazinesidir…
SİZİ SEVİYORUM