Diyorum ki...

Birbirimizi çok iyi tanırız... Kıyısından köşesinden herkes birbirine ya hısım ya akraba ya da tanıştır...

Biz KÜÇÜCÜK bir adayız...
Bu adada yaşayan BİR AVUÇ insan...

Birbirimizi çok iyi tanırız... Kıyısından köşesinden herkes birbirine ya hısım ya akraba ya da tanıştır...

Merhabamız vardır... Bir yerlerde tanışmışızdır... Bir zamanı paylaşmışızdır...

Yüreklere düşen her KOR bu nedenle bizi yakar kavurur...

Her acı bizi daha derinden etkiler...

Aşırı duygusal bir yapımız vardır... Gülerken ağlamaya başlayabiliriz...

Diyorum ki, bu kadar acının buluşturduğu yürekler ŞİMDİ bir şeyleri değiştirebilir...

Ne yapılması gerekiyorsa tam bir kararlılıkla ÜSTÜNE gidilmeli...

Bir şeyleri DEĞİŞTİRME ZAMANI...

Ayşe TURAL


CAN PAZARI...

Bir trafik kazası...
Yitip giden gençler...
Bizim çocuklarımız...
Yangın yerine dönen yürekler...
Bir ömür bu kaybın acısını yaşayacak olan aileler...

Bir sürü etken bir arada...
Daha ortalık ağarmadan çıkılan yol...
Değiştirilmeyen saatler...
HIZLI giden araç...
Aydınlatılmamış yollar...
Başa bela kocaman inşaat kamyonları...
Dar ve düzgün olmayan yol...

İstediğiniz kadar mazeret üretin...
Giden CANLARI geri getiremezsiniz...

Her defasında bir günah keçisi arıyoruz...

BAŞKALARINI SUÇLAMAK YERİNE kendimizi suçladığımız gün BİR ŞEYLERİ değiştirebiliriz...

BEN ne yapabilirimden... BİZ ne yapabilirize... Uzanan bir yığın soru...
Soru sormayı bırakıp ciddi anlamda ÇÖZÜMLER ürettiğimiz gün İNSAN olduğumuz ortaya çıkacaktır...

İKİ AYRI ANLAM
sen
bir başka anlamsın
ben bir başka
ayrı ayrı anlamlar yaşamalıyız seninle...

iki ayrı anlam
iki ayrı anlam
çooook anlam demektir...

ikisi bir olursa
eksilir bir şeyler
SEVGİ eksilir
DÜŞ eksilir
AŞK eksilir...

Ayşe TURAL

HAYATA BAKIŞ

Okuduğum kitaptan başımı kaldırıp etrafa bakıyorum. Ağaçlar ve çiçekler aralık ayında olduğumuzu unutmuş deli gibi çiçek açıyor. Morlar, sarılar, pembeler... Arılar bir çiçekten diğerine uçarak keyifle balözü topluyor...

Beşparmaklar puslu bir yeşile bürünmüş... Deniz çalkantılı... Rüzgar ara sıara esip içinizi ürpertiyor ama güneşin nazı çekilir... Gözüme giren güneşten kaçmak için şemsiyenin altına çekiyorum koltuğumu... Biraz ilerde bir araba ileri geri yapıyor. Onu izliyorum. Gözlerim dalıyor...

Yaşamımızda da ileri geriler ne kadar çok... Yine de her anı sorgulamak gerek. Sorguladıkça yanlışlar ve eksikler çıkıyor gün yüzüne... Eksiklerini bulup çıkarıyorsun. Davranışlardaki incelikleri yakalıyorsun... İncelen duyarlılıklarla yüklü bir SEN çıkıyor karşına... Bence güzel SEN oluyor.

Dünyalar böyle yakınlaşıyor, güzelleşiyor. Farkına varışlarla BEN= SEN lerin ardından BİZLER oluşuyor. Ne güzel... Sevgiler gelip dayanıyor kapınıza, en güzelinden...




HAZCI TÜKETİM KÜLTÜRÜ...

Notlarımda kayda değer bir şeyler buluyorum ve paylaşıyorum sizlerle... Çağın hastalığı... Reklamların bombardımanında yaşıyoruz...Dayatmalar sınırsız...
daha... daha... daha... en ... en... en....

mesela yeni bir telefon...
yeni ev eşyaları...
yeni elbiseler...
yeni bir AŞK...

yeni bir ARABA... kalitesi / hızı / rengi / modeli...
ne vadediyor?
HAZ üzerinden MUTLULUK vadediyor... YANLIŞ...

Neden mi?
Çünkü ' Deniz suyu içenin daha çok susaması gibi...' de ondan...alışınca hep daha çoğunu istiyorsunuz...

TÜKETMEK... Tükettikçe TÜKENMEK...

HAZCI TÜKETİM çılgınlığının sonuçları:

YETERSİZLİK...
TATMİNSİZLİK...
BUNALIM...
AMAÇSIZLIK...

Bence en tehlikelisi AMAÇSIZLIK...

Sadece DÜŞÜNÜN istedim... Sevgilerimle...

ÇOCUKLARINIZA DİKKAT... LÜTFEN DİKKAT...

Girne'de ana caddede arabamla ilerlerken Jasmine Court yakınlarında ortaokul öğrencisi olduğunu tahmin ettiğim küçük bir erkek öğrenci kaldırımın kenarında arabalara OTOSTOP işareti veriyordu...

BENİM ÖDÜM KOPTU...

Anladığınızı umarım... 11- 12 yaşlarında bir ERKEK ÇOCUK... Anneler babalar UYANIN... Ortalıkta her türlü sapıklığın kol gezdiği zamanlardayız... Bin bir türlü insan var...

LÜTFEN çocuklarınıza bazı şeyleri ÖĞRETİN ARTIK... OTURUN... KONUŞUN... ÖRNEKLER VERİN... Hatta bu konular bence OKULLARDA da anlatılmalı...

KAFALARINA KAZIYIN...
KENDİLERİNİ KORUMAYI, KOLLAMAYI ÖĞRETİN...

Gündüz bir şey olmaz demeyin... Herkesin altında araba var... Hırsızların bile ele geçirilemediği, cinayet ve tecavüzlerin sayımıza oranla çok olduğu bir adadayız... ADA küçük ama bir şey olmaya görsün....

NE OLUR İŞ İŞTEN GEÇMEDEN..../ ayşe Tural

KAPIYI AÇAN ANNENİZ OLMAZSA…

“ Bu konferansta özellikle seçebileceğim ve konusunu açabileceğim bir cümle yok… Çünkü söylenen her cümlenin, her kelimenin bir anlamı vardı. İlk defa bir konferansı hiç sıkılmadan, sonuna kadar zevkle dinledim. Ve yine ilk defa söylenenleri derinlemesine düşündüm…
Konuşmalarınızda en çok etkilendiğim cümle: “ Ya bir gün eve gittiğinizde kapıyı açan anneniz olmazsa…” cümlesiydi. Gözlerim doldu. Bunu düşünmek bile çok acıydı.
Konferansta söylediğiniz her kelimeden bir anlam çıkarıp açabilirim. Sayfalarca yazabilirim, buraya sığmaz.
Bir gün, gideceğim üniversitede “ Konferans vermesini istediğiniz biri var mı? “ dendiğinde kesinlikle cevabım AYŞE TURAL olacaktır. Sevgi ve saygılarımla…

CANSU KARAAHMET
Değirmenlik Lisesi 11-B

AŞKIN BEDELİ

Ayşe Hocamızın bize verdiği öğütler çok değerlidir. O, hayatımızda yaşanan olayları örneklerle çok güzel anlatmıştır. Hayatımızdaki öfke, nefret gibi olumsuz davranışları bu yaşımızda bastırmamız, kontrol altına almamız gerektiğini anladım.

Hocamızın öğrencilerle diyaloğunu çok beğendim. Güncel konuları ve hayatın içindeki her şeyi bizlerle paylaştı. İnsanların sorunlarına değindi. Hayata dair kafamızdaki soru işaretlerini gidermede etkili oldu...

Ayrıca okuduğu şiirlerde kendimi buldum. Ne yapmam gerektiğini anladım. Gerçek aşkın bedel verip elde etmek olduğunu öğrendim... Saygılarımla

AHMET ALTUĞRUL/ Değirmenlik Lisesi

ÇALIVERSEN KAPIMI

bir çalıversen kapımı
biter cümle dertlerim...

dokunuverse ellerin
sonlanır yalnızlığım...

işitiversem sesini
bereketlenir sohbetim...

sözün özü adamım
sen benim her şeyimsin...

Ayşe TURAL


BU KADAR KOCAMAN YÜREK KİMDE VAR?
( Bunlar masallarımla büyüyen çocuklar...)

ÇİMEN UMUT' tan boyundan büyük bir de MEKTUP var....

Biricik Öğretmenim,
Barışı, arkadaşlığı bize sen öğrettin. Sen üzülürsen ben de üzülürüm. Sen sevinirsen ben de sevinirim. Sen yeter ki mutlu ol.
Sen benim yarı annem diyil gerçek annemsin. Canımsın. Kanımsın.
Öğretmenim pazartesi günleri gelmediğim için senden özür dilerim...

ÇİMEN UMUT / Mayıs 12. 2005

ANILAR

Hangimiz çocukluğundan bir sahneyi hatırlayıp da mutlulukla gülümsememiştir. Çocukları izlemek bile insana huzur verir. Zaman zaman oyun oynayan çocukların oyununa katılmak istemişimdir, keyifle… Onlarla konuşurken de içim cıvıl cıvıl olur, yüzümde güller açar.
HİŞT
Hişt, çocuklar
Beni de alın aranıza
İp atlayalım
Top oynayalım
Yorulmazsam eğer
Saklambaç da oynarız…

Yaşamı öğrenir gibi, her olumlu ve olumsuz duyguyu da deneyerek, sınayarak öğreniriz. Bir köşeye çekilip somurtanlarımız, oyunlara küsenlerimiz olur… Hem de incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler için… Bugün bile yetişkin halimizle aynı hataları tekrarlar dururuz. Küçük çekişmeler, didişmeler, gereksiz kaprislerle hem kendimizi hem sevdiklerimizi hırpalarız.
(Ayşe Tural, Girne)

VAKİT GİTME VAKTİDİR

Yabancılaşınca bakışlar
El tutuşlar üşütünce nedensiz
Ürpermeler, dokunuşlar yalancılaşınca bir an
İçim üşür sanki
Vakit gitme vaktidir
Haydi düş yollara...

Anılarını bohçala da açmamacasına
Küflü sandıklara kilitle...
Ayrılıkları yarınlara erteleme zamanı değil şimdi
Vakit gitme vakti
Hiç arkana bakmadan...

Aramıza yalnızlıklar girdi bir kere
Bir de yabancı yüzler
Maskelerini önce sen çıkar istersen
Boşuna asma köprüler kurmaya çalışma
Seller çoktan aldı götürdü beni senden
Çok uzaklara...
Rüyalarıma kalkan gemilere
Yapayalnız binme vaktidir
Ne dersen de
Vakit gitme vaktidir şimdi...

Yaseminler ağlarsa ardımdan
Kulaklarımı tıkayacağım söz...
Arkama dönüp bakmayacağım
İnan ki! ...
Çocuk sevinçlerimi
Denizlerin en derininden
Bulup getirecekler denizkızları
Daha sobelenmedim ki! ...
Bitmedi oyunlarım...
Gör
Güneş rengidir şimdi yaşamak...
Önümde mutluluk ülkem
Ardımda sen kalıyorsun...
Boşuna uğraşma
Yolumdan çeviremezsin
Vakit gitme vaktidir
Oyalama beni...

Son perde inmedi henüz
Söylenmedi son söz de
Kalemlerini kırmadı ulu yargıçlar
Umutlarım şu tepenin ardında
Arpa boyu sevinçlerim
Boy atacak gün be gün...
Bırak beni...
Vakit gitme vaktidir
Kalmalara dayanamam...

Bu haber 2979 defa okunmuştur

:

:

:

: