Bugün, belki de tüm gazetelerin, haber ve makalelerin, büyük bir çoğunluğu 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe değinecek.
Ben, bugünkü yazımda içerik olarak, 9 Mart’ta, Baf Türk’ünün 43 yıl önce. Kıbrıs Türk’ünün Ada üzerinde hiçbir tehlikeye maruz kalmadan, güvenlik içinde haysiyetli bir yaşam sürdürebilmesi için. Adanın Yunanistan’a bağlanmasını, kendilerine bir hedef seçen ve bundan vaz geçmeyen Rumlara ve Yunanistan’a karşı verdiği haysiyetli savaşımının, yıldönümünü anımsatıyorum.
8 Mart Dünya Kadınlar günü, 1975 ‘ te BM tarafından kabul edilmiştir.
Halbuki Atatürk Türkiye’sinde, bu hak 5 Aralık 1934 ‘ te Türk kadınına verilmişti.
Verilen siyasi haklarla da siyaset kurumuna, özgür iradesi ile hükmedebilme, hakkına kavuşmuştu.
Kadına hak, Türkiye’de 82 yıl önce.
Dünyada ise, 42 yıl önce verilmiştir.
Kıbrıs Türkünün, bir mihenk taşı niteliğindeki Baf Türkünün, 9 Mart direnişini köşe yazımda irdelemeyi daha uygun buldum.
Kıbrıs Rumlarının, Enosis idealleri günümüze kadar gelmiş ve görüşme masasını alabora etmiştir.
1960 Cumhuriyetine, üç yıl ömür biçen Kıbrıslı Rumlar. Yunanistan’dan gönderilen, Albay bozuntusu Grivas’la düğmeye basmış ve Kıbrıs Türklerini, Girit Türkleri gibi ortadan kaldıracak olan Akritas Planını uygulamaya başlayarak. Kıbrıs Türklerini, soy kırıma tabii tutmuşlardı.
İşte bu ortamda, Baf Kasabasındaki Türklerin de, bu plandan hakları olanı almalarını sağlamak için. Top yekun Baf Türk’üne karşı, bir imha kampanyasına giriştiler.
Baf Türkü, o devirde savaşma ve karşı koyma kültüründen çok yoksundu.
Sadece zaten ellerinde, av tüfekleri vardı.
Onlar da, bir elin parmak sayısı kadardı.
Menderes hükümetinin gönderdiği Çanakkale’de, ganimet olarak elde edilen çağ dışı silahlardan başka bir şeyleri yoktu.
9 Mart sabahı, saat 6 ‘00 da başlayan saldırılar gece saat 18.00’e kadar devam etti.
9 Mart 1964 ‘ de, gökyüzü Ağustos ayındaki gibi tertemiz bir gök mavisi rengi ile seyredilmeye değer bir manzara teşkil ediyordu.
Saldırı ile birlikte, gökyüzü bir duman bulutuna büründü.
Gökyüzü, görülemez bir hal aldı.
Saldırılar, dört bir yandan devam ediyor konut, okul, hastane, cami ayrımı yapılmaksızın her yer bombardıman ediliyordu.
Kullandıkları silahlar orantısız olup , 60 ‘lık havan ve bazuka idi.
Baf Mücahidi, yılmadan saldırılara karşı duruyor fakat silah orantısızlığı nedeni ile ön mevzilerden, daha gerilerdeki mevzilere doğru çekilerek savunmalarına devam ediyorlardı.
Çarpışmalar şiddetlendik, şiddetleniyordu.
BM Barış Gücü yetkilileri, Türk tarafına “teslim ol” teklifleri getiriyor ve düşmanın çok güçlü olduğundan bahsediyordu.
Direniş, akşama kadar sürdü.
Birçok mevzi, mermi yetersizliğinden düştü.
Birçoğundaki Mücahitler ise daha gerilere çekilerek, direnişlerini devam ettirdiler.
Düşen mevzilerden esir olarak alınan Mücahitlerimiz ve BM Barış gücünden yardım isteyen mücahitlerimiz. Rum polisine veya EOKA’cılara teslim edildikten sonra hunharca, canice, Rum barbarlığına yarışır bir şekilde hepsi de şehit edilmişlerdi.
Hemen hemen hepsi, eziyet çektirilerek şehit oldular.
Delici ve kesici aletlerle, işkence edilerek şehit edilmişlerdi.
Ahmet Mehmet Veli (Vreççalı), Ahmet Mustafa , (Bıyıklı), Hamit İbrahim, İrfan Hasan Pilli, Kemal Ali Yorgancı, Muhittin Mustafa Yangın, Mehmet Asım Kalavaç, Muhammet Osman Besim, Osman Latif Dinçel, Özkay Hamit, Süleyman Recep, Tevfik Hüseyin.
9 Mart 1964’te, Baf Türk’ü 12 şehit vermişti. Bu, yukarıda isimleri yazan şehitleri sağ olarak alan Rum barbarlar, onları işkence ederek öldürmüşlerdi.
Kıbrıs Türkü, Rum’un kölesi olmamak için.
Gelecek kuşaklara özgür, egemen, insan onuruna yaraşır bir hayat ve gelecek sağlamak için.
Canlarını, bu uğurda vermişlerdir.
Tüm şehitlerimiz, sadece yukarıdaki cümlede olanları sağlamamıştır.
Bugün, Kadınlar Günü.
Dokuz Martlar ve diğerleri aynı zamanda, Kıbrıs Türk kadınının namusunun, ayaklar altına alınmasını önlemiştir.
Enosisin hortlatıldığı bu günlerde, şehitlerimizin ve hayatta olan Gazilerimizin verdikleri mücadelenin, ne kadar haklı olduğu daha da bir algılanmaktadır.
Bağımsızlığımızın, egemenliğimizin ve özgürlüğümüzün simgesi ve gerçeği olan KKTC ‘nin oluşmasında, 9 Martlar bir kilometre taşı, bir mihenk taşıdırlar.
42 ‘ci yılında, Baf direnişinin şehitlerini ve bu uğurda şehit olan diğer beldelerdeki şehitlerimizi rahmetle, özlemle anıyor.
Hayattaki Gazilerimize, geri kalan ömürleri için sağlıklı günler diliyorum.
Verdikleri mücadelelerin, günümüzde daha da iyi anlaşılır olduğunu görmekten de, mutluluk duyuyorum.