Evdeki küçük kitaplığı her nedense her gün boşaltıp yeniden dizer, bu işlemi yaparken toz aldığını söyleyen yardımcım, esasında dikkatini çektiği kitapların isimlerini ilgi ile okuyup koridordan bana soru, soran meraklı bir kişi. Taşların Gizli Gücü. Bu kitabı alıp okuyabilir miyim diye sordu benim de önceden okuduğum bir kitaptı. İnsanı dinlendiren bir konu. Kitaplarınızı verdiğiniz kişiden geri getirme ihtimali olmayan halleri yaşadığım halde, ne olacak geri getirmez ise hatırlatırım dedim ve kitabı ona vermeden önce o işini bitirinceye, kadar sayfalara yeniden bir göz gezdirdim. Yazarı Nilgün Sözer taşlar konusunda meraklı olduğunu kitabında yazmış. Ben de ne zaman bir yüzük, bir küpe, bir kolye alacak olsam mutlaka taş özelliklerini satış yapan yere soranlardanım. Onlar da taşın sağlıktan tutun, strese, kadarki faydalarını alıcılara anlatmaktadır. Çoğu kişide, kadın olsun erkek olsun bu taşlar her daim ilgi odağı olmuştur. Erkekler ellerindeki tesbihin taşları ile kadınlar ise özellikle Ametist denen taştan imal edilmiş küpeleri ile kendilerine faydadan pay çıkaranlar. Bu taşların evlerde veya turizm de önemli yeri olan otellerde görsel güzellik olarak kullanıldığını görüyoruz. Çoğumuzun çocukluk döneminde hayatımızda taşların yeri olduğu ayrı bir gerçek. Bizim zamanımızda deniz kenarında bulunan parlak renkli taşların toplandığını, aynı irilikte yuvarlak olanların seçildiği ve beş taş denen oyunun toprağın avuç içi ile düzleştirerek oynadığını hatırlayanlarız. Toprak ve taşa el teması ile yapılan bu oyunlarda pozitif enerjinin etkisi vardı ki bir şekilde bu alışkanlık ile oyunlar keyifle oynanıyordu. Genelde kızların oynadığı bu oyuna karşılık. Erkek çocukların taşları denize yatay bir şekilde atarak taşın su üzerinde meydana kaç halka getirdiği sayılır, kimin fazla halka yarattığı ve taşı uzağa attığı hesapları ile kazanan kaybeden belli olurdu. Doğanın parçası olan tılsımlı olduğuna inanılan taşların günümüz dünyasında aksesuar olarak kullanılması bir nevi tedavi edici özelliğine olan inancın cezbedici olmasıdır. Nitekim bu kitapta taşların oluşu, yapısı, taşlarla ilgili efsanevi bilgilere yer verilmiştir. Kitap taşların muhteviyatını ayrıca hangi taşın ne gibi yararları olduğunu isim isim anlatıyor. Bu arada eski yılların insanlarında değişik bir tabirle karnım ağrıyor taş ısıtıp koyuyorum, geçiyor diyenlerin olduğunu çok duyduk. Hatta bir keresinde komşumuza gelen bir misafirin su lastiği değil, taş var mı diye sorduğu, yok cevabı ile bari ütüyü ısıt ver midem ağrıyor üzerine koyacağım dediğini duyduğum zaman Limasol’da ve sekiz yaşındaydım. Misafirin ismi dahi aklımda kalandır. Günümüzde ise turistik otellerin spa merkezlerinde yaygın sıcak taş terapi masajlarının yapıldığını biliyoruz. Renkli taşların verdikleri enerji hep dikkat çekendir. Taşlarla ilgili bilgiyi bu kitaba bakarak sizler için de özetledim. Gümüş, altın, elmas, yakut, zümrüt, inci gibi ziynet eşyası, mutlaka biri sizlerde var olandır. İncinin eski kültürlerden bu güne kadar takı olarak kullanıldığı, ortaçağda incilerin dökülmüş gözyaşı olarak görüldüğü, şairler için kadının kusursuz güzelliğini temsil ettiği, terazi burcunda ahenk arayışını desteklediği, migren ağrısına, obeziteye iyi geldiği, ruhsal olarak barışcı ve uzlaşmayı çağrıştırdığını bu kitapta okudum. Gümüşün ruhsal olarak dengeleyici etkisi ön plana çıkartılırken asabi ve çabuk parlayan insanlar gümüş takmalıdır deniyor. Altın ise ruhun ilacıdır denen kitapta, altının kendine olan güveni artırdığı, pozitif özelliğinin aşk ve sadakat olduğu negatif olarak ise açgözlülük ve tamahkarlık olarak nitelendirilen kitapta. Zümrütün, ilişkilerde saygıyı, yaşam sevincini, bedensel ve ruhsal olarak genç kalmayı sağladığı ebeveyn ile çocuk ilişkilerinin düzgün bir şekilde yürütülmesine yaradığı gibi şans taşı kabul edildiği ifade ediliyorsa. Her kitap okunmaya değer diyelim...