Karagöz ve Hacivat’ın kültürümüzdeki yeri

Ülkemizde zaman zaman özellikle çocuklar için oynatılan Karagöz ve Hacivat gölge oyunu eski yılların ramazan gecelerinin vazgeçilmez eğlenceleri arasındaydı...

Ülkemizde zaman zaman özellikle çocuklar için oynatılan Karagöz ve Hacivat gölge oyunu eski yılların ramazan gecelerinin vazgeçilmez eğlenceleri arasındaydı... Bu eğlencenin yapıldığı mekanlarda satıcılar iftar sonrasına uygun yiyecekleri de satarak izleyicilere hizmet verenlerdi... 'Yemiş' dediğimiz bu yiyecekler arasında şekerli leblebiler, taze limonatalar, pamuk şekerleri var olanlardır. Lefkoşa Büyük Han içerisinde Karagöz ve Hacivat oyunlarının bir kültür olduğu unutulmadığı gerçeği ile zaman zaman çocuk izleyiciler için bu oyunun sergilendiğidir...Geçenlerde doğum günü hediyesi almak için uğradığım bir oyuncak mağazasında bu gölge oyununun paketlenmiş hali ile çocukların hayal dünyası için satılır olması hayli faydalı bir sunum olarak rafta karşıma çıkmış olması çocukların hayal dünyası için sevindiriciydi. Şimdilerde var mı bilmiyorum ancak olması gerektiği fikrindeyim... Nasıl Karagöz ve Hacivat puzzle olarak oyuncakçılarda bulunabiliyorsa, dünya klasik çocuk masalları çerçevesinde Pinokyo adı ile bilinen hikayenin perde oyunu satılıyorsa kendi kültürümüze ait oyuncakların satılması da önemlidir... Karagöz ve Hacivat'a gelince Kıbrıs’ın sosyal yaşamında etkileri olan bir gölge oyunu olduğunu tekrarlamak iyi olur... Nitekim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden Sayın Mehmet Ertuğ'un bu husustaki 1997 yılında Ankara’da Kültür Bakanlığı yayınları halk kültürleri araştırma ve geliştirme genel müdürlüğü yayınları seminer kongre bildirilerinde yer alan tebliğine bakmak kâfidir sanırım... Bu tebliğden alıntılar Kıbrıs Türk halkının bakış açısından gösterdiği hoşgörünün büyüklüğünde kendini ifade eden olmaktadır... Yine bu tebliğde oyunun sosyal yaşama olumlu ve olumsuz etkileri de Mehmet Ertuğ tarafından kaleme alınmıştır, şöyle ki; Olumlu etkisi olarak oyunun halkın hoşgörüsünü oldukça etkilediğini yazarken Kıbrıs halkının sorunları ne kadar büyük olursa olsun sonuçta kendi aralarında anlaşmaya vardıkları olduğu gibi Kıbrıs halkının hazır cevap özelliği ile Karagöz oyunununa uyum sağladığı yönündedir... Kıbrıs’ta radyo ve televizyonun olmadığı günlerinde özellikle köylerinde tekdüze yaşama getirdiği canlılık hareketlilik, küçük büyük herkesi etkilediği ayrıca oyunda köydeki veya bulundukları yöredeki çarpıklıkların ince bir mizah anlayışı ile oyunlara yansıtılmasının izleyenleri etkilediğini ve eğittiği düşüncesi de tebliğde yer almaktadır... Oyunda yapılan esprilerin beğenildiği, günlük yaşamda kullanılır olduğu da belirtilmektedir. Bu gün için bu gölge oyunu kültürümüzdeki yerini muhafaza etmektedir. Karagöz ile Hacivat yaşayan kişiler oldular mı? Bu hususta yazılanlar çok, rivayetlerden birisi ise şudur. Bir rivayete göre Hacı İvaz Ağa veya halka mal kalan adıyla Hacivat ve Trakya'da yer alan Samakol köyünden demirci ustası Karagöz, Orhan Gazi devrinde Bursa'da yaşamış cami yapımında çalışan 2 işçidirler. Kendileri çalışmadıkları buna benzer başka işçilerin de çalışmasını engellemektedirler. Orhan Gazi'nin, ' Cami zamanında bitmezse kelleni alırım ' dediği cami mimarının caminin zamanında bitmemesine sebep Karagöz ve Hacivat'ı şikayet etmesi üzerine, bu ikili başları kesilerek idam edilir. Karagöz ve Hacivat'ı birçok seven ve ölümlerine çok üzülen bir Şeyh Kürşedi, ölümlerinin sonrasında kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar. Bu sayede Hacivat ve Karagöz tanınır... Ne diyebiliriz... Rivayet budur... Bildiğimiz tek şey filmlerde olsun, normal yaşamda olsun bu ikilinin oyunları ile halkın hoşgörüsünde önemli yer tuttuğudur... Hayal(baz) oyunları ile yaşamda yer alınmışsa diyecek bir şey olmadığıdır. Geçmişten geleceğe süregelen hayatta Karagöz ve Hacivat tiplemeleri ile hayat bulan birçok oyuna tanıklık etmek, oyunları izlemek, çocuklarımıza tanıtmak ve bilhassa Yiğitler eski adı ile Arçoz köyünden öğretmen Sayın Mehmet Ertuğ'un “Kıbrıs Türk Karagöz Oyunları” adlı kitabının okunması yanında Büyük Handa Karagöz Gösteri Merkezi’nin ziyaret edilmesidir... Çoğumuzun sinirlendiği zaman 'Karagözlük' yapma denilmesinin hikmeti bu gibi sanatsal yerlerin görülmesi ile daha iyi anlaşılır olacağına ait düşünme tarzım ise her zaman baki olacaktır...
Bu haber 1730 defa okunmuştur

:

:

:

: