Bakışın yakıcı gücü; nazar!

İnsanların bazı inanışları vardır ki bu inanışlarını asla değiştiremezsiniz... Bu inanışlardan sadece bir tanesi nazara gelmek, yani göz tutmasıdır...

İnsanların bazı inanışları vardır ki bu inanışlarını asla değiştiremezsiniz... Bu inanışlardan sadece bir tanesi nazara gelmek, yani göz tutmasıdır...

Kem gözler vardır denilmekte olduğu ayrı bir gerçek... Kem göz nedir diye bakacak olsak canlı veya cansız bir varlığın başına kaza veya belâ gelmesine neden olduğuna inanılan bakış olduğu ifade edilirken, nazardan özellikle çocukların, hamilelerin ya da hayvanların etkilendiğine inanılır.

Bazı toplumlarda kem gözün nesneleri bile çatlatabildiğine inanılır. Mavi boncuğun bu enerjiyi kendisine çekerek yok edeceği fikri yaygındır. Kelimenin köz “ateş parçası” ile bağlantısı da dikkat çekicidir. Bakışın yakıcı gücü olduğu düşünülür.
Nazara inanan kişinin devamlı şüphe içinde oluşu nedeniyle bir takım olayları yaşadıkları ile özdeşleştirmesi ve sonuçta karşıtlığı herhangi bir olumsuzluğu gözü değdi diyerek üzüldüğünü bilenleriz... Hepimizde böyle bir itikat vardır. Sabah kapınızı açıyorsunuz, bazen görmekten kaçındığınız kişiler oluyor, kaçınıyorsunuz, çünkü o günkü işlerinizin ters gideceğine dair bir algı üzerinizde davranışlarınızda bir baskı unsurudur... Bebekleri severken maşallah denmesinin bir sebebi de onu olası kem gözlerden sakınmak adına mutlaka söylenen alışkanlıklarda birinci sırada olan bir söylem...
Güzellikler karşısında tahtaya vurmakta ayni anlamda... Tahtanın gözün elektrikli bakışının enerjisini aldığına inanılır. Renkli gözlerin de göz tutmasında etkili olduğu gerçeğinden hareketle araştırmalarımda gördüğüm TUBİTAK için proje yapan ve deneyleri ile bu konuyu ispat etmeye çalışan öğrencileri görmek ayrı incelenmesi değer bir konu...
Kem gözlü olanlar için kem gözlere şiş tabiri de kullanılan bir tabir bu tabir için verilen örnek ise bir makalede okuduğumdur... Ne diyor orda yazar... 'Antakya gezisinde müzeye gittiğimde çok şaşırmıştım çünkü orada gördüğüm bir minyatürde bu “ kem gözlere şiş” yansıtılmıştı. Orada genç bir kız yüzü minyatür olarak çizilmişti ve bir gözünde üç veya dört adet şiş batmış vaziyette resmedilmişti. Müze müdürüne bu resmin neyi yansıttığını sorduğumda, bundan 12000 yıl önce bu bölgede yaşayan insanlar tarafından “kem gözlere şiş” sözünün resmedildiği; o devirde nazarı değen kimsenin gözlerinin şişlenerek cezalandırıldığını belirtmişti.
“Beni göz tuttu”, diyenimizin çok olduğu küçük bir adamız var... Kıbrıs'ta buna çare kuru zeytin dallarının buhurdanlık içerisinde yakılarak tütsülenmek ki kültürümüzde var... Hatta eski yıllarda köylere giden devlet büyüklerine ve beraberlerindeki heyete kadınlarımız köye girişlerde, yanan zeytin yapraklarının dumanını başları üzerinden döne döne geçirmekteydiler... Bu “Allah sizi başımızdan eksik etmesin anlamındaydı... Değerlerin önemi buydu...
Bu küçük adamızda kıskançlık ve hırs yok demeyin... Var! Bu ise nazarda bir sebep... Hâlbuki paylaşılmayacak ne var, her Kul kendi kısmeti ile doğuyor... Bazı dualar ise nazar ve kişilerin korkulu anlarında sarıldıkları unutulmaz olanlar arasında yer alıyor... Nasıl mı? Annemin bize ezberlettiği gibi, öğrettiği gibi; Bu güne kadar her anımda var olan bir dileyiş... 'Bismillahi birsin ve billahi nursun... Bin bir 'ayetel kürsi' etrafımda dursun ' Hz. Mevlâna ise bakın ne diyor: 'Ey Allah’ın Resûlü! O toplumda öyle kişiler vardır ki, kem gözleriyle akbabaları bile eritir, yok ederler. Nazarlarından, kükremiş aslanların bile kelleleri yarılır da, inlemeye başlarlar.' O halde kendimizi korumak için kem gözlere şiş yerine annemin öğrettiğini duayı ifade etmek bilhassa bu Ramazan günlerinde ve her zaman sanırım en anlamlısı olur... Allah hepimizi kem gözlerden sakınsın...
Bu haber 1695 defa okunmuştur

:

:

:

: