Dostluk; kişilerin cinsiyet farkı gözetmeksizin birbirleriyle yaşamın her konusunda konuşabilen, sırlarını paylaşan, gelecek planlarını birbirlerine anlatan, yoklukta ve varlıkta birbirleri ile dayanışma içinde olan, varlıkları bir birine çok gelmeyen ,her gün aradığı, bulamadığı zaman, üzüldüğü,diğer arkadaşlarına nazaran yanında farklı bir konumda olandır.
Dostluk; kişilerin cinsiyet farkı gözetmeksizin birbirleriyle yaşamın her konusunda konuşabilen, sırlarını paylaşan, gelecek planlarını birbirlerine anlatan, yoklukta ve varlıkta birbirleri ile dayanışma içinde olan, varlıkları bir birine çok gelmeyen ,her gün aradığı, bulamadığı zaman, üzüldüğü,diğer arkadaşlarına nazaran yanında farklı bir konumda olandır. Bu şekildeki bir arkadaşlığın adı gerçek dostluktur... Aranılır dost, menfaat ilişkilerine dayanmayan, sevincini ve üzüntünü paylaşabildiğin insandır... Herkesin bir birine dostum deme lüksü yoktur... Dostluk manen pahası biçilmeyen bir mevhumdur...Çünkü dost ender olarak hayatınızda olabilen kişilerde ifade ettiğiniz bir kavramdır... İnsanların en büyük özelliği seçici olabilmeleridir... Bu seçici olma hali ,çevrenizdeki varlıklara verdiğiniz değerin tanımlamasıdır... Hayatın hazırladığı süprizler içerisinde yaşadığınız süreçte ansızın hayatınıza giren, evinize , yüreğinize misafir değil, kalıcı dostlukların adımları atılabilir... Kişilerin düşünme kabiliyetleri ile artan tecrübeleri arkadaşlıklarda rehber olur... Dost insanlar bir birlerini kıskanmayan, arkadaşının arkasından dolap çevirmeyenlerdir... Yoksa sinsi sinsi yanınızda olan ama arkanızı döner dönmez hakkınızda demedik laf bırakmayanlar asla hakiki dostlarınız değildir... Zaman ilerlerken,yıllar yıllara eklenirken, etrafınızda olan arkadaş birikimleri , gerek iş hayatınızda, gerekse mesleğiniz gereği epey çok olandır... Bu kalabalık içerisinde kaç kişiye inandığınızı hiç düşündünüz mü? İşte meselenin özü, yüzünüze evet deyip arkanızdan hayır diyebilenleri ayırt edebilme kabiliyetinizde yatar... Samimiyet ile dostluk ayni olabilir mi? Mümkündür...Ancak yinede dikkatli olmak gerekendir... Kuşku belki dostlukları zedeler ama aradan geçen uzun yıllar varsa bu yıllar,dostlukların teminatı olur... Gerçek dostlar araya girmeye çalışanları da farkedecek düzeyde bir yapıya sahiptirler...Ortak yaşantı alanlarında mevcut bir çok kişiyi dost olarak görmek başlangıçta geçici bir körlük gibi olsada ortak yaşam bittikten sonra dahi yanınızda olanlara verilen isim dostluğun kendisidir... herkese vermediğiniz bir sıfattır dostluk ve karşılıklıdır... Dosluklarda hissediş önemlidir. Karşınızdakinin yüz mimiklerinden, telefondaki ses tonundan ,bakışından, yazdığı bir mesajdan onun ruh halini anlayabilmektir dostluk... Dostluk en kötü anınızda bile sizi güldürebilen kişilerin etrafınızdaki zenginliğidir... Dostluk deyip geçmeyin dostluklar aniden oluşabileceği gibi yıllarca emek verdiğiniz bir gün dahi yıpratmadan sürdürdürdüğünüz ve ailenin bir ferdi gibi olduğunuzu hissettiğiniz ve hissettirdiğiniz arkadaşlıklarınızın adını dostluğun zirvesi diye niteleyebilirsiniz...Duyduğunuz ve dostluğu zedeleyici sözlerden bir tanesi de 'İnsanoğlu bu, ne de olsa çiğ süt emdi' denilen anlarda beyninizde duyduğunuz çekiç sesi sizi bazı dostluklarda gerçeğe döndüren söz olur... Şems'in bu deyişini de sürdürülebilir bir hayat içerisinde ayrıca akılda tutmak ve anlamak gerekir... 'Bildiklerini unut. diyor DOST. Gel al eline bir silgi, şu yeni başlayan güne bilgilerini silmekle başla. Zanlarını, yargılarını, önyargılarını ve dahi bütün genellemelerini koy bir çuvala ve hepten terk et. Gıybet etme sakın,… bil ki dedikodu denilen şey mıknatıs gibi kötü enerji çeker. Kimsenin aleyhine konuşma, uzaktan atıp tutma, insanları kem dille yargılama, bil ki yanılırsın.' İşte hayatın özeti ve biz dost bildiklerimizi sevenleriz, demeniz için vakit hiç bir zaman geç değildir...