Bir bakıyorsunuz çevreniz içerisindeki kişilerin en anlamlı dostlukları en az 40 yıldan evveline gidiyor... Yıllarca görmediğiniz kişiler olur, onları gördüğünüz ilk anda hemen tanırsınız. İsmi hemen hafızanızdan sözlerle birlikte cümleniz olur. Hayatın garip halleri vardır hangi dostunuzun, kimin size karşı olduğunu ön sezgileriniz sayesinde, ayırt edebilme yeteneğinin kıymetinde, bunu değerlendirir, gereken ihtimamı veya korunmayı kendinizden veya etrafınızdan esirgemezsiniz.. Yıllar, hep yıl sonundaki bu aylarda birikimlerini insanda tetikler. Bu çağda, bu yaşta, her istisnai durum hemen dikkatinizi çeker... Burda, ilgi ve alaka, sayesinde, karar vermek, her birey için ayrı bir durum arz eder. Kritik günlerden geçiyoruz derken kaç kişimiz, bu günlerin Kıbrıs meselesinin sonucunu görmeden aramızdan ayrıldı, ayrılanların sayısının önemi ailenin mevcudiyetindeki eksiklik... İşte bu durumun göstergesi. Çizelge epey kalabalık... Belki hep aynı hususlar tekrarlanır oldu ama bir avuç içi büyüklüğünde dedikleri ülkemiz sınırları içerisinde sorun olsa dahi daire içinde dönüp dolaşıp aynı yerde aynı düşünce tarzındaki insanımızla çevremizin güzelliklerinde var olanlarız... Ülkemin çoğu insanının en güzel tarafı yaşanmış olan ne varsa bir anda unutması, unutulan her şeyi iyiliğe çevirebilmesi... İnsanımız bu şekilde birliktelikteki dayanışmayı sergilemekte ve bunun olumlu semeresini görebilmektedir... Çoğu yerden aldığım telefonlar yıllar öncesinin bir yudum suyu beraber paylaştığımız insanımız, sandıkta nasıl oy kullanacaklarını anlatıyorlar... Katiyen herhangi bir isim telaffuz etmeden mühür vuracağız diyorlar... Sadece o kadar mı diyorum... Hiç öyle şey olur mu tercih de kullanacağız derken bir mühürün 50 milletvekili adayına birer oy kazandırdığını biliyorlar ve ilave ediyorlar, her ilçeden çıkarılacak milletvekili sayısının yarısına tercih kullanacaklarını da söylüyorlar...Seçim sistemi zor anlaşılır değil demişken bu kadar net anlayış karşısında memnuniyet iki katı oluyor... Bütün adaya oy verileceği için bildik isimler önceliğimiz olacak diyen seçmen, biz böyle yapacağız diyorlar... Buraya kadar oy pusulasında her partinin adayları, ilçeleri ile bir yerde ayrı ayrı olacağını biliyorlar... Hesaplıyorlar kitaplıyorlar kimi partilerin barajı geçer geçmez tahminlerini de yapıyorlar... Bir de, seçmen koalisyondan bıkmıştır, sandıktan tek başına iktidar çıksın istiyor ve diyorlar ki artık hiç denenmemiş, bürokratik deneyimi olmayan ve en önemlisi seçmeni tanımayanlara da oy vermeyiz diyorlar... Her gelen telefonu cevaplıyorum... Anlaşılan o ki seçmen 7 Ocak tarihinde vatandaşlık görevini yapacak sandığa gidecek ve oyunu istikrarlı bir aritmetik için mühürünü verecektir... Karma oy mu? Onu da yarınki yazımda aynen seçmenin bana anlattığı şekilde yazarım... Bu günkü deyişimiz mi? ' 'Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun, martı sevdiği denizden asla vazgeçmez.' Seçim gününe bu günden itibaren 46 gün kalmıştır... Sayılı günler bizi önce yeni yıla sonra seçim gününe taşıyan olacaktır...