Beklenen ve Kıbrıs Müzakere sürecine etkisi olabileceği düşünülen Güney Kıbrıs'taki başkanlık seçimleri yapılmış ilk turda en çok oy alan iki aday arasındaki ikinci tur seçimler yeniden yapılacaktır. Güney'de yapılan seçimleri kim kazanırsa kazansın Kıbrıs meselesindeki ısrarcı tutumlarındaki değişiklik olacağı beklenmeyendir. Söz sahibinin kilise olduğu bilinmektedir. Bir hafta sonra ki seçim sonucu seçimden elenen parti seçmeninin hangi adayı destekleyip desteklemeyeceğine bağlıdır. Seçmeni serbest bırakmak da bir karar olabileceği gibi sandığa gitmeyen seçmen sayısında daha çok artış olacağı da ayrı beklenen bir durumdur. Seçim neticesi Güney Kıbrıs'ta iki saat içerinde belli olandır, hafta sonu en çok oy alan adayın başkanlığının açıklanmasına sayılı günler kalmıştır. Sınırda boş müzakere masası münazaraya açıktır. Sınırlarda ortak alanda Kıbrıs'ta barış engellenemez mitingleri ile inadına barış sloganlarının sonuç vermeyen gösterilerine yine tanık olacağımız günler uzak değildir.
Kuzeydeki erken gelen seçimlere gelince hükümet kurma konusu incir ipi gibi uzayıp gitmektedir. Bilindiği üzere; İnsanın hayal gücünü bu kadar etkileyen başka bir ağaç olmamıştır. İncir ağacı her dinde kendinden söz ettirmiş, kralları, kraliçeleri, bilim insanlarını, etkisi altına almıştır. Vakti gelmiş ocağına incir ağacı mı dikeceksin telaffuzu ile çok yerde kullanılan bir deyim olmuştur. Teşbihte hata olmaz bu etkinin çerçevesi de bizim KKTC Meclis'ine giren 50 milletvekilinin mensubu olduğu siyasal partilerin liderlerini hayal gücü ile etkilemiş olacak ki, meseleyi incir ipi gibi uzatıp bir türlü hangi model hükümetin kendi bedenlerine uyduğunu kestirmiyorlar. Seçmenin bu durumdan bıktığının, usandığının farkında olmamaları kabil değilken anlama yönünde bir gayret de göstermiyorlar. Allah aşkına hangi parti başkanı bizi yetkilendirdiniz gidip görüştük konuyu bitirdik açıklaması yaparken aldıkları yetki ile oluşacak modeli parti meclisine kabul ettiremeyecek siz söyleyin. Kabul ettiremedim diyen olursa da nazik bir ret şekli ile karşı tarafın gönlünü alacağının tesellisi ile açıklama yapan olacağını kim bilmez? Cumartesi Pazar boşa geçen iki gün, Pazartesi sabah 5 Şubata ertelenen Meclis toplantısı, bütün geçen boş vakitlerin eleştirisini yapacak olan Halkın Partisi Genel Başkanı, Sayın Başbakan ve hükümeti kurmakla görevli Hüseyin Özgürgün ve heyetine vakit dar gerekçesi ile bir kahveyi esirgerken acaba hangi dar vakitten hangi sorumluluktan bahsetmiştir. İlk günden UBP ile asla derken gelecekteki stratejisi neydi, şimdi 4'lü koalisyon modelinde başkanlar nezdindeki anlaşmayı parti meclisime götüreceğim dediğine göre içinde diğer partilere ve bilhassa Sayın Serdar Denktaş'ın bir görüşmeyi kendileri ile beraber sürdürürken zihnimde ben kararımı sizlerden yana bitirdim anlaştık sizle derken UBP mensupları ile görüşmesi Sayın Denktaş'ın kritik noktasından mı kaynaklanıyor yoksa onun dahi içinde bulunduğu modele manasız bakışımı anlaşılır gibi değil. İlk günden dediğimiz gibi güçlü hükümet rakamsal olarak sınırda olmayan partiler ile yapılmalıydı, ancak gücü, güçsüzlük olarak gören parti başkanları ikili koalisyon modele birçok sebebi bilinen ekonomik gerçekleri beraber getireceği için ret tavrına girmişler, ağaç kapmaca oyununa benzer 3'lü veya 4'lü her bir milletvekilinin parmağının ehemmiyetinde oluşacak hükümet modelleri üzerinde konuşur olmuşlardır. Yapılması muhtemel bir erken seçim ile bu günü mumla arayacak ikisi hariç 4 siyasi partinin, çıkacak sonuçlar ile o gününü görmek de var. Tabi bu haller ayrı analizlerle yorumlanacaktır. Gelişmelere göre yine yazarız. Hayırlısı...