Cuma günü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi geç saatlerde olsada oturumunu açmıştır. Başkanlık divanı oluşmadığı için ilk kez bir hükümet programının geçici Meclis Başkanı yönetiminde okunduğunu Meclis tv 'den izledik. Bu kez hükümet programı son derece çabuk adeta nefes almadan Sayın Başbakan Tufan Erhürman tarafından birbuçuk saatte okundu. O kadar hızlı okundu ki hükümet programı içeriğini yazılı başından okumak durumunda kaldık. Meclise bir saat ara verildikten sonra Sayın Hüseyin Angolemli Meclis toplantısını yeniden açıp önce başkan sonra başkan yardımcısı idare amiri ve divan katipleri seçildiler.Bütün oylamalarda salt çoğunluk elde edildi. Bütün bunlar yapılırken, kendisi dahil kim ne derse desin Sayın Angolemli'nin aldatılmış olmanın verdiği hüzün yüzünde var olandı. Hükümetin kuruluş aşamasındaki yasal bilmezlik değil sanki bir nevi aldatma konusunda 3'lü stratejik bir anlaşma ile üç yıllığına CTP kendi adayını Meclis Başkanı yaptı. Sayın Teberrüken Uluçaylı Meclis Başkanı sayın Zorlu Töre Meclis Başkan Yardımcılığına seçildiler. İdare Amiri ve katiplikler ile divan ilk turdan oluşturuldu. Kendilerini kutlarız. KKTC Meclisinde ad çağırma ile üç sefer oy kullanan 50 Milletvekilin 48 kişisi ile süre 3 saate yakın oldu. Bilindiği üzere Meclis bu dönem yasama yılına başlarken yeniden inşa edilir gibi tadilattan geçirilmiş hatta masalar üzerine mikrofonlar yerleştirilmiş, koltuklar yenilenmişti. Hatırlayacaksınız Meclisin avizeleri çöpe atılıp farkedilince çöpten alınmıştı. Keşke milletvekillerinin yerinden oy kullanabilecekleri bir düzenleme yapılırken bu hususta yasal düzenlemeler de yapılabilseydi. Demek ki seçim yasası değiştireceğim diyenler yeni dönemlerde örneğin üç yıl sonraki Meclis Başkanı seçiminde yeni yöntemle seçim yaptırabilseler. Vaktin önemindeyiz diyorlarsa gereğini de yapmak kaçınılmaz olandır. Harcanan vakitlerin ve oylamaya geçiyoruz deyip parmakları saymaktan kurtulsunlar. Milletvekillerinin yerlerinden evet hayır çekimser oyları Meclis Divan üyelerinin önüne düşse, bu konuda esasında üç yıl bekletilmesin yeni başkan Sayın Sibel Siber'in yaptıklarına ilaveler yaptırabilsin. Tabii hükümet protokolü çerçevesinde TDP verileceği söylen Meclis başkanlığı yerine TDP ile nasıl bir anlaşmaya varıldığı ayrıca açıklansın. Seçmenlerin kimlerin makam peşinde olup olmadığını görmeye hakkı vardır. Diğer önemli bir konu yeni bakanların uhdelerinde mevcut bakanlık personelini odalarına çağırıp size çalışmamanız hususunda emir verildimi diyen ve partimizin Merkez Karar Yönetim kurullarımız hakkınızda karar verecek sonrasında görevden alınıp alınmayacağınız belli olacak deyip bir nevi mobbing personele uygulanması hali hiç de doğru değildir. Yerin kulağı vardır, her şey duyuluyor. Korku salmak, çalışanları tedirgin etmek, iş yapılmasını bir nevi önleme yönündedir.Personel nezdinde ikilem yaratandır, bu yaklaşımlar,sistemi değiştireceğiz diyenlerin çıplak yüzünü göstermektedir. Güven oylaması alınmasına müteakip değişen şeyler olacağı kesin, ancak bu değişikliklerin ne derece toplum faydasına olacağı net değildir. Kıbrıs konusunda siyasi partiler ile konuşmayı güven oylaması sonuna bırakan Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı'nın görüşmeleri ve muhteviyatı ayrıca önemlidir. Bekleyip göreceğiz.