Doğum günü adetinin nereden geldiğine ilişkin ufak bir araştırmada ilginç detaylara ulaştım. Günümüz şartlarında kutlanan doğum günleri ile tarihteki kutlamalar arasında tezat olduğunu gördüm. Çok eski yıllarda kişilerin ölüm yıldönümü ile anıldıklarını okudum. Doğum tarihlerinin eski yıllarda kaydının tutulmadığını ancak önce Mısırlılar sonrasında Babilliler hükümdarlık ailesinin sadece erkek çocuklarının kaydının tutulduğunu,diğer soylu ailelere de bu geleneğin yayıldığını ve tarihe geçen ilk doğum günü kutlamasının milattan önce 3000 yıllarında yaşamış bir firavununa ait olduğunu ve o zamanlarda doğum günü kutlamalarının yaşanılan çevrede yapıldığını, eş, dost, işçiler hatta kölelerin bile kutlamaya katıldığını , günün şerefine tutuklulara af çıktığını,esirlerin serbest bırakıldığını okudum. Daha sonraları Mısır ve Pers medeniyetlerinden Yunanlara geçen doğum günü adetine, pasta kesme adeti de eklendiğini, Ay'ın ve avcılığın tanrıçası Artemis için, her ayın altıncı günü yeniden doğuşunun şerefine kesilen pastaya Ay ışığını simgeleyen mumların ilavesininde bu devirlerde olduğunu ,Yunanlarda sadece erkeklerin doğum günleri kutlandığını hatta bu kutlamalara kişi öldükten sonra da devam ettiği bir vesile öğrendim.Daha sonraları Hıristiyanlık öncesi Roma'da ise imparatorların ve önemli devlet adamlarının doğum günleri Senato kararı ile milli bayram ilan edilmiş olduğunu Sezar'ın doğum günün ise tam bir festivale dönüştürüldüğünü ve Hıristiyanlığın doğuşu ile birlikte tüm doğum günü kutlama adetleri ile hep birlikte günah olduğu gerekçesi ile yok olduğu ve kutlanmadığıdır. Doğum günü adetinin, kadınlar ve çocuklar da dahil tüm aile bireylerini kapsayacak şekilde uygulanabilmesi için ise bir 800 yıl daha geçtiğini,Avrupa'da günümüzdeki anlamı ile doğum günü kutlamalarının ancak on ikinci yüzyıldan sonra başladığı ifade edilirken, doğum günü pasta sözcüğünün hep günümüzdeki anlamı ile kullanılmasına rağmen, aslında tarihi gelişimi içinde 'kek' demenin daha doğru olacağının söylendiği, doğum günü pastasının bilinen tarihinin Helen uygarlıklarına kadar uzandığı da yazılanlar arasında var olan bilgiler. Bir kutlama amacı ile pastanın ortaya çıkmasının ise Ortaçağda Almanya'da olduğu, 13. yüzyılda Almanya'da çocuklara gösterilen ilginin belki bugünkünden bile fazla olduğu ve doğum günleri bir festival şeklinde kutlandığıdır. Şöyle ki,doğum günü kutlaması sabaha karşı, şafakta, gün ağarırken başlıyordu. Üstü yanar mumlarla süslenmiş pasta (kek) eve getirildiğinde çocuk uyandırılıyor, pastanın üstündeki mumların ise yemek vakti gelene kadar devamlı değiştirilerek sürekli yanar halde kalmaları sağlanıyordu. Yemeğin başında çocuk mumları üfleyerek söndürüyor ve şölen başlıyordu.Pastanın üzerindeki mumların sayısı çocuğun yaşından bir fazla oluyordu. Bu bir fazla mum, bir gün sönecek hayatın ışığını simgeliyordu. Günümüzde her yaştan insanın kutladığı doğum günü ve kesilen pasta işte o zamanların bir adetinin devamıdır. Doğum günü pastasının üstündeki mumları bir üfleyişte söndürmek, bu arada bir dilek tutmak, eğer dilek gerçekleşirse bunu kimseye söylememek adetleri de o günlerden kalmadır. Doğum günü için eski yıllara gitmemin sebebi bu gün '1 Mart ' doğum günüm olmasından kaynaklanıyor. Bizler eski yıllarda annemizin yaptığı kek içine koyduğu yarım şilin madeni para kime çıkacak, kim bu günün talihlisi olacak heyecanı ile günümüzü kutlayanlar idik. Günümüz anneleri ise çocuklarına bu çok özel günlerinde kendilerince mutlaka bir etkinlik düzenlemekte özellikle pastalar üzerine süslemelerde masal kahramanları veya fotoğraflar konulmakta çocukların yaşı kadar pastaya mum dikilmektedir. Evde veya dış mekanlarda her ailenin kendi bütçe imkanlarında doğum günü partisi yapılmakta ,doğum günün kutlu olsun diye şarkılar söylendiği bilinmektedir. Bizler 'Her Yaşın kendine özgü kuralları, görevleri, erdemleri vardır.' diyenleri unutmadan,yeni bir yaşın heyecanı içerisinde,kendi doğum günümün, anlam ve öneminde, bu gün doğanların doğum gününü kutlarken,nice yıllara,sevgiyle diyorum.