AB kuruldu kurulalı zaten hep taraf olmuştur, bunu yeni fark edenler oluyor. Kıbrıs hep farklı hesapların coğrafyası oldu, bu farklı hesaplar içerisinde de hep ezilenler Kıbrıs Türk’leri olmuştur.
AB kuruldu kurulalı zaten hep taraf olmuştur, bunu yeni fark edenler oluyor. Kıbrıs hep farklı hesapların coğrafyası oldu, bu farklı hesaplar içerisinde de hep ezilenler Kıbrıs Türk’leri olmuştur.
Kimse kusura kalmasın ki Kıbrıs da ki siyaseti yönlendiren İngiliz’lerdir, ancak Türkiye’ye de kimse hiçbir dayatma yapamaz. İngiltere AB içerisin de iken Kıbrıs için her taşın altından çıkmıştır, Annan planının yaratıcısı da Lord Haney olmuştur. Her müzakerelerin başladığı dönmelerde, perde arkasında İngiltere olmuştur.
Şimdi İngiltere AB dışında ancak etkisi sonlanmış değildir, Kıbrıs da çok gelişmiş egemen askeri üstleri olduğu için buralarda hep söz sahibi olmak isteyecektir. Annan planı döneminde KKTC halkına “siz bu plana evet deyin tüm AB kapıları size açılacaktır” sözlerini nerde ise tüm AB ülkeleri vermiştir.
AB Hristiyan kulübüdür sözünü kullanmak istemesem bile, hareket tarzları maalesef bunu doğruluyor. Kıbrıs da 1968 de başlayan ikili müzakerelerde sorunun çözülmesini engelleyen hep Rum tarafı olduğu halde, ödüllendirilen de Rum tarafı olmuştur. Rum tarafı 1991 yılında 1960 anayasasına aykırı olarak AB tam üyeliği için görüşmelere başladı, on yıllık bir uyum sürecinden sonrada üyelik gündeme geldi. Yunanistan AB’Yİ tehdit ederek Kıbrıs Cumhuriyet’ine üyeliği kazandırdı, AB yine Rumlar lehine taraf oldu.
İki halkın ayrı olarak referanduma gittikleri Annan planı döneminde de Rum tarafı hayır demesine karşın AB tam üyesi oldular, bizler evet dememize karşın cezalandırılan ve kandırılan taraf olduk.
Çözüm olmadı, ancak Rum tarafı Kıbrıs ve etrafındaki hidrokarbon zenginliklerinin tek sahibi gibi davranmaya devam ediyorlar. Doğal gaz aramalarında AB de devreye girdi ve Türkiye’yi suçluyor. Çok gitmez KKTC deki AB uzantıları da Türkiye ve KKTC’yi suçlar duruma geçecektir.
AB, Kıbrıs cumhuriyeti anayasasını ihlal ederek tek yanlı müracaatı kabul edip Rum tarafını üye yaptı. Şimdi ise bu doğal zenginlikleri aramada bizi yok sayıp Rum tarafını şımartıp Türkiye’ye ayar vermeye çalışıyorlar. Bu bölgede Kıbrıslı Rumlar ile denizlerde ki zenginlikte eşit ortağız, bizde haklarımızı Türkiye ile birlikte arar ve savunuruz. Ümit edelim ki AB adil olsun ki bu uyuşmazlık herhangi bir çatışma ile sonuçlanmasın.