Kıbrıs’da verilen var oluş mücadelesini kulaktan kulağa dinleyenler veya tarih kitaplarında anlatılan şekli ile okuyanlar değil, bizler bu mücadelenin içinde yaşayanlarız. Bu yaşamın içinde çok acılar vardır, şehitler vardır, gaziler vardır, Mücahit’ler vardır Türk Silahlı Kuvvetlerinin Mehmetçikleri vardır. TMT yemini vardır. Ağustos ayının 1. Günü Türk Mukavemet Teşkilatının ”TOPLUMSAL DİRENİŞ BAYRAMINI” kutlayacağız.Geçen yazımda Eoka yeminine köşemde yer verirken Rumlar’ın zihniyetinin değişmediğini de ayrıca belirtmiştim, tekrarlamak gelecek nesillere Rumlar’ın ve Türklerin yeminlerin hatırlatılması yanında bu günün gençliğinin de ne günlerden geçtiğimizi bir kez daha zihinlerine kazılmalarına için gereklidir. Kuranı Kerim ve bayrak ve silah üzerine konan eller ve dilden dökülen yemin “Kıbrıslı Türklerin, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın Kurulması aşamasında edilen yemindir ve aynen şöyledir; ‘Kıbrıs Türkünün yaşayış ve hürriyetine, canına, malına ve her türlü anane ve mukaddesatına her nereden ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için kendimi Türk Milletine adadım. Ölüm dahi olsa verilen her vazifeyi yapacağıma, bildiğim, gördüğüm, işittiğim ve bana emanet edilenleri hiç kimseye ifşa etmeyeceğim. Yukarıda sıralanan hususları harfiyen tatbik edeceğime şerefim,namusum ve bütün mukaddesatım üzerine söz verir and içerim.” Kıbrıs’taki varoluş mücadelesinin her anında ve şimdi Türkiye her zaman ülkemiz halkı yanında olmuş maddi ve manevi desteğini hiç bir zaman ülkemizden esirgememiştir. Türkiye’de Cumhurbaşkanı ve hükümet yeni başkanlık sistemi ile yönetilmeye başlandığı bu yeni döneminde yine her zaman olduğu gibi bir ayağının burda olduğunu göstermekte ve tüm gücüyle yanımızda olduğunu her fırsatta göstermektedir. Dış işleri bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ‘da ilk ziyaretini KKTC’ ne yapmıştır. Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı ile yaptığı ortak basın toplantısında “Rum tarafının Ada’nın tek sahibi olarak davranmaktan vazgeçmesi gerektiğini, Ada’daki her iki tarafın da siyasi olarak eşit olduğu gerçeğinin asla değişmeyecektir” derken ”Kıbrıs Türk Halkının hakkını kimseye yedirtmeyiz!” diyerek konuyu özetlemiştir. Rumlar’ın müzakere işini 50 yıl daha uzatarak Kıbrıs meselesinde uzatmaları oynamaya hakları yoktur. Geçen son yarım asırlık uzun zamanda ”masa” dedikleri yerde konuşulmamış hiç bir şey kalmamıştır. Çözüm dedikleri anlaşma, olacaksa kriterler belli olduğu söyleniyorsa, hani derler ya bunun lamı cimi yoktur. Bilindiği üzere KKTC Bayrağının beyaz zemini barışı, paralel kırmızı iki çizgisinin yukarıda olanı Türkiye’yi, alttaki kırmızı şerit ise Kuzey Kıbrıs’ı temsil etmektedir. Bu iki çizginin derin anlamı; Cumhuriyetin sonsuza kadar yaşatılacağıdır. Kanaatimce son söz Beşparmak Dağları üzerindeki bayrakların imzası olacaktır.