A.P
Dün sabah döviz piyasasında ne oldu ? Dolar / TL, Asya sığ piyasalarındaki işlemlerde 7 TL üzerine çıktıktan sonra Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıklaması, BDDK’dan gelen swap hamlesi ve Merkez Bankası’nın likiditeye dönük koordineli önceden yapılan planların devreye girmesiyle adımların zamanında müdahalenin ardından alt desteğin yolunun kesilmesi düşüşle 6.45 TL seviyesine dek çekildi ve 6.6 TL bandına yerleştirildi . Euro da 8.10 TL üzerini görmesinin ardından 7.50’li düzeye indi. Müdahale eden zihinlere teşekkür ederiz . ŞİMDİLİK DÜŞÜŞ DEVAM EDER AMA NEREYE KADAR .
Türk Lirasına döviz karşısında değer kaybettiren ana güç eksenin NİYETİ ve kimliği anlaşıldı. ABD merkezli İngiliz uşaklarının isimlerini buradan bedavadan reklam ederek mutlu etmeyeceğim zira bu zihniyetlerce reklamın iyisi kötüsü olmaz. Bu Aksam purolarını yakıp ayaklarını uzatamayacaklar .
Ekonomistler bilir :
ABD başkanı Trump’ın boynu yularlı ve cebi dolarlı ama dolara yular takması yani dizginlemesi kontrol etmesi imkansızdır .
Çünkü bilinenin aksine dolar ABD para birimi değildir. Çünkü ABD Doları basmıyor ve uluslararası değerini belirlemiyor. 23 Aralık 1913’te kurulan ABD’nin merkez bankası FED, Federal Rezerv Sistemi; ABD yönetimin kontrol edemediği uluslararası bir oluşum ve yapılanmadır.
Trump efendi Amerika Merkez Bankası FED’in faiz yükseltme politikasını eleştirmemiş miydi , kendisi ekonomiyi güçlendirmeye çalışırken, FED’in politikalarının bu çabaları erozyona uğrattığını en argo jargondan haykırmadı mı .Tarihi boyunca ezelinden beri Beyaz Saray’dan bağımsız ve karşıt bir yapı olan FED yönetimi bu yorumları da kale almış gözükmüyor .
Karar verme aşamasında ise 12 merkez bankası başkanından 5 tanesinin oy verme yetkisi bulunmaktadır. FED yılda 8 kez toplanır.(4) Küresel ve yerel mali krizler FED ortağı bankerlerin spekülasyonlarının sonucudur denilebilir.
Fed ve Hazine’nin başındaki vekilleri kullanan finansal oligarşi, 2008 yılındaki mali krizi, trilyonlarca vergi mükellefinin paralarını zenginlerin ceplerine transfer etmek üzere bir şok terapisi olarak kullandı; dolayısıyla kaynakların zaten orantısız olan dağılımını daha da kötüleştirdi. mali elitlerin ulusal kaynakları gasp ettiklerini teyit edildi. Buna göre, artan eşitsizliğin hızı, 2008 yılında piyasanın iç patlamasının ardından hızlandı; keza o zamandan beri varlıkların yeniden enflasyon yaşaması, neredeyse münhasıran oligarşik finansal çıkarlara hizmet etti. Ekonomik politika yapımının dümeninde bulunan finansal oligarşinin vekilleri, oluşmasına yardımcı oldukları istikrar bozucu balonlar karşısında artık hiç de muhalif görünmüyorlar. Görünen o ki, bir balonun patlamasının doğurabileceği sıkıntıların, başka bir balon yaratarak telafi edilebileceğine inanıyorlar! Dolayısıyla bu balonunun ardından, emlak balonu geldi; bundan sonra enerji fiyatı ve yükselen piyasalar balonu; bundan sonra ise çürük tahvil piyasası balonu ve daha niceleri. Aynı şekilde, Fed balonları birbiri ardı sıra yeniden şişirirken, aynı zamanda sistematik olarak refah ve geliri alttan üste doğru yeniden dağıtıyor.
Gelelim esas patronlara
İsveç Merkez Bankası Sveriges Riksbank’ten sonra dünyanın en eski ikinci merkez bankası 1694 yılında Bank of England adıyla Londra’da kurulmuştu. Daha sonraki yıllarda kurulacak modern merkez bankalarına model ve emsal teşkil eden Avrupa’nın en köklü merkez bankası Bank of England, 1815’te Fransa’nın Belçika sınırları içindeki Waterloo savaşını kazanmasının hemen ardından akıllara durgunluk veren bir operasyonla Rothschild Ailesi’nin kontrolüne geçti.
İngiltere’deki operasyon tamamlandıktan sonra Rotschild Ailesi yönünü Amerika’ya zamanın en buyuk petrol yataklarına döndü. 1817 yılında Amerika Kongresi ülkenin özel sektör tarafından kontrol edilen merkez bankası Second Bank of the United States’in kuruluşuna izin verdi. 4 bine yakın yatırımcı bankanın yüzde 80’ini elinde bulundururken, sadece yüzde 20’si Amerikan Federal Hükümete aitti. Amerika’nın önde gelen zenginlerinin kontrol ettiği bankanın bin kadar yatırımcısı Avupalı’ydı. Banka 1836’ya kadar faaliyet gösterebildi. 1865 yılında Amerikan İç Savaşını sona erdiren Abraham Lincoln “savaş giderleri gerekçesiyle” bankerlerin elinden dolar basma hakkını Devlete geri aldı. Amerikan Devleti, Başkan Lincoln döneminde ilk defa dolar basabildi. Fakat uzun sürmedi. Abraham Lincoln suikasta kurban gitti.
Demem o ki Trump’a boşuna yükleniliyor Amerıkan ekonomistlerin bildiğini bizde biliyoruz. Trump’ın şahsi becerisi değil İngiltere de Kraliçenin çocukları olan Trump’ın en büyük düşmanları FED ortağı bankerlerin becerisidir.
Türkiye’ye karşı yapılan dolar operasyonu da bu bankerlerin işi. Piyasa kapalı olmasına rağmen Londra’da bazı bankalar üzerinden döviz işlemleri yaptırıldı ve Türk lirası değersizleştirilerek mevcut iktidarın ekonomi politikasını çökertme işlemi “Asya masyada piyasa açıldı, dolar fırladı” şeklinde yalan haberler servis edilerek gerçekleştirildi. Söz konusu bankalardan biri FED ortağı ABD merkezli Morgan Stanley. Buna göre Morgan Stanley kapalı olan Londra borsasını kullanarak operasyon yaptı. Dolar kurunun artışı Asya merkez olarak gösterildi. İddiaya göre Londra’da banka, fon ve forex yöneticileri piyasa kapalı olmasına rağmen bilgisayarlarını açıp işlem yaptılar. Morgan Stanley’nin Londra’daki yöneticileri bu geceki Türkiye’ye karşı gerçekleştirilen döviz operasyondaki en çok talebi yapan kişiler. Olmayan Türk liralarıyla borçlanıp dolar aldıkları tespit edilen şebekenin Türkiye ayağı kim acaba Merkez bankası Masak BDDK NERDESINIZ MUDAHALE EDİNİZ.