Ağustos ayı Star Kıbrıs Gazetesi köşe yazılarıma ara verdiğim ay oldu. Son yazımın başlığı “ Okunacak En Büyük Kitap İnsandır” dedik ve bu iddiamızdan da vazgeçmedik. Ağustos ayında dövizdeki yükseliş gündemin önemli konusu oldu, olmaya devam ediyor. Tecrübeden yoksun 4’lü hükümetin önce zamları yapıp elektiriğe getirmiş olduğu fahiş kullanım bedeli ile gaza getirdiği artış ve sonrasında müteselsilen bu artışın getirdiği iç piyasadaki pahalılık tüketicinin olduğu kadar üreticinin de belini bükmüştür. Hükümet başkanı ve kabinesi ise hala daha bütçe 15 Şubatta geçti söyleminde takılı kalıp ne bir yatırıma ne de halkın bir refahına merhem olmayı becerememiştir. Hükümet yetkilileri Bayramı ve Ağustos ayını bütününde halka zehir etmişlerdir. Temiz toplum, temiz siyaset yakın tarihin iktidara mensup milletvekillerinin sosyal medya cümleleridir . Büyük vaatler ile seçime girip tek başına iktidar olacağız diyenler, hele bir Meclis’e kapağı atalım koltuklara oturalım bakın sizlere neler edeceğiz modunda oldular. Koltukların efsununa kapıldılar. 8 Ocak seçim gününden itibaren geçen 8 kocaman ay,yazın sıcağı, kışın soğuğu derken elektrik fiyatlarına yapılan zam ve hala daha tecrübe edinemeyen hükümetimiz güven oyunu ne zaman aldıklarını ifade ediyorlar. Elektiriğe zam yapmaya devam ediyorlar. Bakanlar Kurulu ekonomik tedbirler deyip ek mesaide kanun hükmünde kararnameyi yürürlüğe sokup sonra geri adım atarak geri çekerken, çaresizliklerine merhem arıyorlar. Nerdeyse KKTC mesai 8 saat değil biz uzattık zorla çalışacaksınız diyecekler. Konuyu öylesine abarttılar ki ülkemiz memurunu paragöz ilan ettirdiler, öyle algı yarattılar. Ek mesaiyi İta amirlerine kontrol ettiremediler. Bunun neticesinde yarattıkları kaosta çift taraflı telafisi zor zararı yaratmaktan çekinmediler. 4 parti ve bu siyasi partilerinin başkanları tek başına iktidar olacağız iddiaları ile yaptıkları ve aldıkları kararların tutarsızlığı ile ne kadar boş bir istemde olduklarının belirgin özelliğini halka gösterdiler. Ağustos ayı geride kaldı, hükümetin anlamadığı tek şey krize çözümün Türkiye’siz olmaz anlayışıdır. Gerçi Sayın Tufan Erhürman tarafından dile getirilmesi iyidir, ancak korkarak ifadesi yani siyasi boyut aramayın ifadeleri vardır,bu ise kendi partisinin iç dinamiklerinin korkusundadır. Ağustos ayının içerisinde barındırdığı önemli günleri geride bıraktık.Tek geride kalmayan döviz kurları ve pahalılık. Ve tabi ki gelmesi muhtemel zamlar! Türkiye KKTC’nin siyasi,ekonomik ve sosyal yaşantısında yardımları ile geçmişten bugüne ülkemiz sorunlarının yanında olduğunu en üst düzeyde Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bizzati ve kabinesindeki bakanları ile her fırsatta ifade edilendir. Beklentimiz Türkiye ile ekonomik konularda mutlaka görüşmelerin başlatılmasıdır. Yeter ki Kıbrısın yarım adasındaki ”sıkıntılar” ehil kişilerce, sıcak para gelecek Türkiye’ye detayı ile anlatılsın. İstatistiki bilgiler ve belgeler ile görüşmeler yapılsın ”halkımıza” mutlaka arka çıkılsın. Unutulmasın ki Türkiye garantörlüğü olmadan Kıbrıs’ta barışın sağlanamaz oluşudur. 30 Ağustos Zafer Bayramını, ayrıca manevi değerlerin zirvesini yaşadığımız geçmiş Kurban Bayramınızı tatil sonrası bu ilk yazımda kutlarken okuyucularım ile tekrardan buluşmanın ve bundan sonraki süreçte haftada iki defa Pazartesi ve Perşembe günleri birlikte olacağımı belirtirken Mevlana’nın ibretlik sözünü bu güne taşıyorum “Büyüklerin söz verişleri, yürüyüp duran bir definedir; ehil olmayanların söz verişleri ise akıp giden bir zahmettir,eziyettir”