Seçimin gerçekleştiği 8 Ocak tarihinden itibaren, 12-9-3-3 Milletvekili destekli, 4’lü hükümetin, taş üstüne taş koymadığı 10 ay geçti.İlk 100 gün değil 3 kez 100 günlük bir süreç geride kaldı. Anımsatmakta fayda var Sayın Erhürman her Cuma gün basını karşısına toplayıp bilgi vereceğini sorulan sorulara cevap vereceğini taahhüt etmiş olmasına rağmen bu tür basın toplantılarını bir kaç defadan sonra terk eylemiştir.Kanaatimizce sebebi, söyleyecek olumlu bir icraatının olmadığıdır. Açıkladığı 15 Maddelik konu başlıklı listesi ise unutmadık, günümüze ”cek cak” olarak gelmiştir. Sayın başbakan uzun açıklamaların okunmadığını ve daha anlaşılır olmasını istiyor, bunu açıkca belirtiyor ve yeni kararının facebook hesabından kısa kısa duyrurular halinde yaptıklarını işleri yazıyor, paylaşıyor, bırakın kanatları güçlü gevşek federasyon meselesiyle ilgili yazdıklarını halkın cebini ilgilendiren elektrik zammını bir nevi tüp gaz fiyat artışını unutturmak adına yeni yıla kadar erteledikleri müjdesini veriyor. İşte o facebook paylaşımı “Elektrikte yıl sonuna kadar zam yapılmamasını sağlamak için uzun bir süreden beri sürdürdüğümüz çalışma dün akşam sonuçlandı. Maliyeye ek bir külfet yüklese de, hem yurttaşlarımızın bu sıkıntılı dönemde daha da pahalı bir biçimde elektrik kullanmak zorunda kalmasının, hem de elektrik fiyatlarındaki artışın diğer ürünlerin fiyatlarını da artırmasının önlenmesi açısından son derece önemli...” kısa ve öz. Nerdeyse halkı dersanede sanıp anladınız mı? diye de soracak! Bir ülkenin başbakanının bu açıklamaları altındaki yorumlar az, beğeniler az. Bu durum da oldukça ilginç. Sanki yeni yılda gökten para yağacak. Evlerdeki zam yangınını söndürecek ceryan paraları yine ikiye katlanacak ve kimsenin umuru olmayacak gibi yeni açıklamalar, reklamlardan hemen sonra, modunda:) Okullar açıldı, Eğitim Bakanı Sayın Özyiğit sanki okulların açılmasından önce makam koltuğundan kalkıp depo teftişi yapamazmış gibi ,diyor ki bana karşı oyun mu oynanıyor ve okul müdürlerini suçlayıcı konuşmasının ardından bakanlık çalışanlarını ve onları şaibe altında bırakıp yurt dışına canını atıyor, okul kapılarında, çocuklarının okul çıkışını bekleyen velilerin nerdeyse arşa çıkan şikayetlerini ise hiç duymuyor. 3-4 ay sonra yarı dönem bitecek öğrenci zorda sınıftaki öğretmen zorda. Ne olacak bu memleketin hali diyenlerin haddi hesabı yok,umursayan bir bakan da yok, ama 3’lü kararnameleri yazmaya vakit buluyorlar. Öte yandan grev nedeni ile yapılamayan Meclis Genel Kurulu ertelenirken bir günün toplam zararını hesap eden de yok. Siyaset, festivallerde, tezgahlara düşmüş, aldıran mı var ? O da yok. Hala daha inadına çalışıp yapacağız diyorlar, bilmiyorlar mı.? “Kibir ve inat, bir kişinin kendini önce mükemmel görmesini sonra da sonunu oluşturur.” onlara hade kolay gelsin derken bir de ne görelim, sosyal medya Twitter hesabından KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın “Kıbrıs sorunu bağlamında Cumhurbaşkanı sıfatı ile Kıbrıslı Türk lideri yetkilendirip devreye koyan Kıbrıs Türk halkıdır. İsterse devre dışı bırakabilecek yegane güç de yine halktır. Gerisi laf-ı güzaftır.” Paylaşımını görüyoruz ve bu paylaşımı daha fazla irdelemiyoruz! Sadece niye ve kime bu öfke demekle yetiniyoruz...