Eski yıl, yeni yıl, tekerlek gibi dönüp geçen yılların döngüsündeyiz. Her yıl insan yaşına eklenen artı, her ne kadar tecrübe diye nitelendirilse de insan ömrünün ortalama yaşam süresi üzerinden yapılan istatistiki çalışmalar bir ülkenin gelişmişliğinin de göstergesi olabilmektedir. Bu konu oldukça ilginç, ulaştığım bilgilere göre insanlarda ortalama yaşam süresi ülkelere göre farklılıklar gösterebilmektedir. Swaziland'da 39,5 yıl olan yaşam süresine etken sebepler vardır. Japonya'da 81 yaş,Andorra ise 83,5 yıl ile dünyanın en uzun ortalama yaşam süresine sahip ülkesi olduğudur. Türkiye'de ise 2008 yılı itibarıyla beklenen yaşam süresi TÜİK tarafından 73.6 yıl olarak açıklanmıştır. Bilinen en uzun yaşamış insan ise 128 yıl ile Türk olan Halim Solmaz'dır. Dünyada yaşam süresi, çoğunlukla halk sağlığı, tıbbi bakım ve diyetlere göre ülkeden ülkeye büyük farklılıklar gösterir. Ölümler yoksul ülkelerde çoğunlukla savaş, açlık ve hastalıklardan (AIDS, Sıtma, vb) kaynaklanlandığı açıklanan bilgilerde mevcuttur .Böyle bir konudaki verilerin ehemmiyetli olduğu kanaati her konuda var olandır. Bilginin artığı çağdayız ve her türlü hesaplamanın istatistiki bilgileri ile bu gün normal şartlarda ortalama yaşam sürenizi veriler var ise tahmin edebiliyorsunuz. Daha sonra ülkemizdeki yaşam süresi ortalaması açıklaması var mı diye Devlet Planlama Örgütü verilerine internet üzerinden “devplan.org “ sitesine girip ölümlerin yıllar itibariyle ölüm nedenlerine göre dağılımını 2013-2017 verilerini içeren cinsiyete göre çizelgelere işlendiğini görmüş olmama rağmen ortalama yaşam süresi istatistiki bilgilerine henüz ulaşamadım. Lefkoşa’da 782 Mağusa’da 225,Girne’de 138, Güzelyurt ‘da 34 iskele’de 51 Lefke’de 28 kişinin hakkın rahmetine kavuşanların toplamda 1258 kişi olduğu 2017 verilerinde mevcuttur. Demografik yapı içerisinde sayısal değerler son derece önemlidir. Dünyada yapılan araştırmalara göre Yaşam süresi küresel çapta 1990'a kıyasla yedi yıl arttığı ifade edilmektedir. Bu, her üç buçuk yılda bir yıl artışa tekabül ediyor. Yüksek gelire sahip ülkelerde kalp hastalıklarından ölümlerin azalması ve düşük gelirli ülkelerde çocuk ölümlerinin azalması gibi nedenlerle insanlar artık daha uzun yaşıyor olduğu ve yaşam süresinin artmasında daha gelişkin sağlık hizmetleri, hijyen, tıp ve hastalıkların tedavisi konusundaki gelişmeler için etkili bilgiler geleceğe ışık tutacak veriler olduğu cihetle incelemeye değer konulardır. Analiz yapılabilmesi için elbette işin uzmanı olmak gerekir. Bilmemiz gereken; “Hayat, insana bağışlanmış değil, ödünç verilmiştir. “ cümlesinden hareketle hiç bir emanete ihanet etmeme konusundaki hassasiyetimiz devam etmeli ve alınabilecek ne önlem varsa, ülkemizdeki ölümlerin azalması yönünde,tetbirlerin alınması için mücadele edilmesi gerektiğidir. Bilinmelidir ki her ölüm erkendir.