Önce Emirname ile milyon dolarlık yatırımların önüne geçtiler şimdi ise imar planı diye tüm bölgeyi patates tarlasına çevirmek için ısrarcılar. Peki niye?
Dünyaya entegre olmak için kendi öz yatırımcısı ile yabancı yatırımcıları ülkeye çekmek için gelen giden hükümetler yoğun bir çaba sarf ederken, hükümetlerin ensesinden kabarık maaşları ile geleceğe yön vermeye kalkan, ama bunu yaparken de hiçbir vizyon ve misyonu olmayan bürokratlar tarafından yönetilen bir ülkeyiz maalesef.
Oturduğu makamdan dışarı atım atmayan, yapılan yatırımları yerinde görmeyen, siyasetçiler bedel öderken evinde kalıp aynı maaşı çeken bürokratların yönettiği bir ülkede yaşıyoruz maalesef.
Şehir Planlama Dairesi Müdürü Türkmen Yiğitcan diye bir bürokratımız var mesela. Bulunmaz hint kumaşı kendisi. Devlete kapağı attığı için bir eli yağda bir eli balda bu arkadaşın.
Öyle hadsiz ki bu ülkenin iş adamlarına ve onların ailelerine, bağlı olduğu bakanın önünde dil uzatabiliyor mesela. Ve bir yatırımcının yarım kalan yatırımı için yurt dışından bin bir zorluk ile bulduğu maddi kaynağı hiç etmek onun için bir zevk haline dönüşebiliyor.
Nede olsa devlet baba maaşını aybaşı tas tamam ödüyor.
1400 yatak odalı otel projesi için kendisine Arap Bankaları tarafından verilen yazıyı sumen altı edebiliyor yüzü hiç kızarmadan. Çünkü siyasi riski yok, çok çok müşavir olup evine gidecek ve aynı maaşı çekmeye devam edecek.
Yatırımcı batmış, yatırımcı bölgeye değer katmış, yatırımcı bölgede istihdam yaratmış, o’nun zerre kadar umurunda değil.
Şimdi yanına İçişleri Bakanını da almış bölgedeki emirnamenin daha ağır hasar bırakacak konumunda olan İmar planı üzerinde çalışıyor. Yine bölgede birçok proje yapılamayacak, yine bir çok proje yarım olarak kalmak zorunda kalacak.
Turizm ve yabancılar için ayrılan arazilerde yatırımcıların patates ekmeleri için garip garip tavsiyelerde bulunacaklar. Üstelik bunu yaparken de yüzleri zerre kadar kızarmayacak.