YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı hem hafta içi Ada TV’de hem de daha sonra katıldığı diğer programlarda çarpıcı mesajlar verdi.
Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin uzatılmasıyla ilgili kararı Anayasa Mahkemesi’ne götürdüklerini hatırlatan Arıklı, 21 Mayıs tarihinde ilk duruşmanın görüleceğini söyledi.
“Bu davayı kazanacağımıza inancımız tam” diyen Arıklı, şöyle bir iddia da ortaya attı:
“Sayın Akıncı tecrübeli bir siyasetçidir. Mahkeme tarafından görevine son verilmiş, bir cumhurbaşkanı adayı olmak istemez. Tam tersine tartışmalı bir pozisyonda olmaktansa istifa ederek, mağduru oynayabilir.”
TDP yönetimi bu iddiaya mesafeli. Akıncı’nın istifa edeceğine yönelik bir işaret almadıklarını ifade ediyorlar.
Elbette şurası bir gerçek. Koronavirüs sonrasında başlayan ekonomik kriz tırmandıkça hükümeti oluşturan partilerin adayları ciddi oranda puan kaybedebilir.
Bu bağlamda muhalefet partilerinin başta Akıncı olmak üzere oylarında giderek yükselen bir eğim de öngörülebilir.
Gezici Araştırma Şirketi’nin yaptığı son anket korona öncesindeydi. O ankete göre Tatar ve Akıncı başa baş bir yarış içindeydiler.
Yaşanan her ekonomik krizin önce iktidar partilerini yıpratacağı varsayımıyla oy dengesinin Akıncı lehine değişmesi de muhtemel bir gelişme olarak karşımızda duruyor.
O halde şu soruyu soralım. Şu anda hükümetin karşısında tek başına muhalefet izleyen Akıncı, Arıklı’nın dediği gibi Anayasa Mahkemesi kararını beklemeden istifa ederse ne olur?
Meclis Başkanı’nın vekaletinde Cumhurbaşkanlığı seçimi 45 gün içinde yapılmak zorunda olur.
Peki şu an sokaktaki vatandaş böyle bir seçim atmosferine hazır mı?
Bu sorunun yanıtına ‘evet’ yanıtı vermek mümkün değildir.
Diğer taraftan hükümet ortaklarının da arasının giderek limoni bir hal aldığı konuşuluyor.
Hükümeti bir arada tutan motivasyonun cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğunu kabul edersek, seçimden sonra ne olur?
Bu hükümet kaç ay daha işbaşında kalır?
Bunlar da ciddi soru işaretleridir.
Bu hükümet yıkılırsa elbette bu Meclis’in içinden yeni bir hükümet çıkabilir. Ancak ilk akla gelen UBP-DP-YDP hükümetinin de 26 milletvekiliyle sağlıklı bir şekilde işlemesi mümkün değildir.
O yüzden 2020 bitmeden iki seçim olma ihtimali giderek kuvvetlenmektedir. Yazın ortasında Cumhurbaşkanlığı seçimi, sonbaharda da milletvekili seçimleri yapılırsa şaşırmayın.
Kısaca siyaseti zorlu bir yaz bekliyor.
Vatandaşı sorarsanız onun gündemi daha başka…
Geçim sıkıntısı, yükselen döviz, işsizlik derken korona süreciyle bir de buna can korkusu eklendi.
Sözün özü siyaset yine koltuk derdinde, vatandaş geçim derdinde olmaya devam edecek…