Şimdilerde; Korona vaka sayısı yanında gündemin ikinci konusu Cenevre’de yapılması planlanan 5+1 görüşmelerinde masada olacak müzakereler yapılsın mı ? Yapılmasın mı sorusudur. Türkiye’nin garantör ülke olarak bu konudaki görüşü nettir. Eşit egemenlik kabul edilmeden masanın ayaklarının muallakta olduğu gerçeğidir. Bu husus KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kesin bir ifadede yerini bulmaktadır.Ülkemize çalışma ziyareti yapan ve Kıbrıs konusunda izlenecek strateji ile ilgili olarak saptanan kırmızı çizgiler konusunda Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ve konusunda son derece tecrübeli KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu tam bir görüş birliği içerisinde oldukları beyanatlarında var olandır. Türkiye Cumhurbaşkanı yardımcısı ve Kıbrıs işleri kordinatörü Sayın Fuat Oktay adamızı ziyaretinde olsun Türkiye’den verdiği mesajlarda olsun Kıbrıslı Türkleri maddi ve manevi hiç bir zaman Türkiyenin yalnız bırakmayacağını her daim vurgulamaktadır. Müteşekkiriz. Aşı konusunda yapılanlar ve sağlığa yapılan her türlü yardım gözler önünde ceryan etmesi 100 bin doz aşının ülkemize ulaştırılması sağlığa ve Kıbrıslı Türklere verilen önemdir. Ne var ki hala daha Rum tarafından DİSİ partisi ile görüşen ve AB aşısı isteyen ve bunun hak olduğunu ifade eden TDP başkanı federatif çözümün Kıbrısta destekçisi olacakları beyanatları vermektedir. Toplumsal barış mesajları veren CTP Başkanı Erhürman ise suya sabuna dokunmadığını sandığı açıklamalar yapmaya devam etmektedir. Cumartesi sabahı gelen çalışanımız Adem, abla Esentepe köyünden senin de tanıdığın bir kişi Kudret Özersay’ın Facebook açıklamasın altına yorum yazmış’da gördüm Özersay KKTC vatandaşı olan TC uyruklularının da Rum tarafına geçmelerini istiyormuş derken hemen arkasından yorumunu da yapmıştır. Rumlar bunu kabul etsede onların bizi sevdiklerine asla inanmayız, demiştir. Sayın Özersay’ın böyle bir açıklama yapıp yapmadığına ise bakamadım! Ancak yarattığı algının tarafıma iletilen kısmı bu oldu. Hükümetin aldığı kararlar çerçevesinde Korona salgını önleminde tedbirlere karşı ekonomik yönden sarsılan bir çok kesimin olduğu bilinmektedir. Bu kesime yardım konusunda acil çareler üretilirken aşı konusundaki hassasiyet devam etmeli ve aşılama programı ve aşı temini çalışmalarında Anavatan bu hususta bilgilendirilmelidir. Pazar gün 14 Mart Tıp Bayramı idi. Bizim yıllarca evimizde sözü ve kutlaması yapılan bir gündür. İki kardeşim, iki oğlum ve gelinim Dr. Beyhan Berova tıp doktoru ve alanlarında uzman kişilerdir, rahmetli eşimin Özel Berova’nın adını taşıyan ilk torunum da halen tıp 2. sınıfta okuyor. Bu meyanda bütün sağlık çalışanlarının ve doktorları günün anlam ve öneminde yeniden kutluyorum. Ve her yıl köşe yazılarımda tekrarladığım “Bu gün için de Türkiye’de Tıp Fakültelerinin mezuniyet törenlerinde kullanılan en yaygın yemin metinini yine yetişecek olan yeni nesil doktorlar için köşemde tekrarlıyorum “Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma, insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime ve bilgilerimi insanlık aleyhinde kullanmayacağıma, mesleğim dolayısıyla öğrendiğim sırları saklayacağıma, hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı göstereceğime din, milliyet, cinsiyet, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime, mesleğimi dürüstlük ve onurla yapacağıma, namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.” Ne demiş Hipokrat “Nerede insan sevgisi varsa, orada bu sanata sevgi de vardır.”