Arızalı günlerden geçiyoruz. Sayın Ersin Tatar’ın seçildiği Cumhurbaşkanı seçimini altı ay ileriye alıp Anayasadaki 5 yıllık süre uzatılırken ses çıkarmayanlar, o günün mazeretini salgın var suçlusu Korona demişlerdi.
Arızalı günlerden geçiyoruz. Sayın Ersin Tatar’ın seçildiği Cumhurbaşkanı seçimini altı ay ileriye alıp Anayasadaki 5 yıllık süre uzatılırken ses çıkarmayanlar, o günün mazeretini salgın var suçlusu Korona demişlerdi. Meclis Başkanlığı seçimleri de tam zamanında yapılmadı. Erken genel seçim çağrısı o günlerde kürsüden dile getirildi. UBP Genel Başkanlık seçimi tek adaylı kurultayda Sayın Ersan Saner Başbakan iken yapıldı ve kurultay hitam buldu. Seçim tarihi için AD-HOC komitesi, ivedilikti derken seçim tarihindeki arıza giderilemedi, anlaşma henüz yok. Meclis kararlarını yargıya götüreceğiz beyanı ile Sayın Kudret Özersay ayrıca mecliste konuşan Sayın Cemal Özyiğit ve Ana muhalefet 12 milletvekili ile Sayın Tufan Erhürman dinliyoruz izliyoruz. Özetle geçim derdi var diyorlar da seçimin erkene alınması yani tarih konusunda illa ki 2021 yılı diyorlar. Sanki seçim sihirli değnek gibi mucize yaratacak!!! Bu arada çarşıda durgunluk aldı başını gidiyor. Çarşı derken zaten kimselerin yiyecekten başka para harcadığı yer kalmadı. Bulaş korkusu henüz bitmiş değil. Kamuoyunda ve KKTC Meclisinde tüm bu tartışmalar süre dursun... Türkiye Cumhurbaşkanı yardımcı Sayın Fuat Oktay gündemini şahsi Twitter hesabından “Güzelyurt ve Meserya ovalarına hayat verecek olan KKTC Sulamaları İletim Tüneli'nin açılış töreni ve ardından da Türkiye-KKTC Gençlik Buluşmasında gençlerimizle bir araya gelmek üzere KKTC'deyiz.” paylaşımını yaptı. Adamıza geldi yüz yüze görüşmelerininde gerekli bilgileri bizzati aldı. En çarpıcı açıklama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oldu. “Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün bedelini artık hiç kimse Türk tarafına ödetemez. Maraş’la ilgili attığı adımla Kıbrıs Türk halkı, Ada’daki hukuksuzluğa daha fazla tahammül etmeyeceğini göstermiştir. Kıbrıs’ta bir çözüm aranıyorsa bunun ham hayaller değil sahadaki gerçekler üzerine inşa edilmesi şarttır” dedi. Tabi ki gelişmeleri ve atılacak stratejik adımlar Anavatan Türkiye tarafından ehemmiyet ile takip ediliyor. Bu arada emeğin değerine ilişkin akıllarda yer edebilecek bir hikayeyi de kıssadan hisse olarak her nedense paylaşmak istedim. “Papatya çiçeğinin hikâyesi, papatyaya daha farklı bakmanızı sağlayacak türden bir hikâyeye sahip. Papatya, her türden çiçeğin bir arada bulunduğu, büyük bir bahçede yaşıyormuş. Bahçenin yaşlı bahçıvanına âşık olmuş. Yüzlerce çiçeğin arasından sadece kendisi ile ilgilensin, suyunu döksün istiyormuş. O kadar çiçeğin arasından kendisini bir gün görür umudu ile bekliyormuş. Bahçıvanın diğer çiçeklerle ilgilenmesini kıskanıyormuş. Zaman geçtikçe aşkın ağırlığını taşıyamaz olmuş. Boynunu bükmüş. Bahçıvanı göremese de sadece sesini duyuyormuş. Papatyaya, bahçıvanın sesini duyması bile yetiyormuş. Bir gün bahçıvan papatyaya doğru yaklaşmış. Papatyanın zayıf gövdesinin yanına toprağa bir sopa sokarak, papatyanın gövdesini bağlayarak sağlamlaştırmış. Papatya bahçıvanı tam olarak göremese de, bu yaklaşımından dolayı bahçıvanı daha çok sevmiş. Aradan uzun bir süre geçmiş. Bahçeye gelen giden olmuyormuş. Bahçıvanın sesini de duymuyormuş artık. Bir gün bahçe hortumunun su sesi duyulmuş. Çok heyecanlanmış. Bir de bakmış ki genç bir bahçıvan, papatyaya doğru yaklaşmış, sen ne güzel açmışsın böyle, ama gövden seni taşıyamaz hale gelmiş demiş. Ve bahçe makasıyla papatyanın kafasını kesivermiş. Papatya yaşlı bahçıvanı neden sevdiğini işte o zaman anlamış. “Her şeye rağmen yaşlı bahçıvan emek vermişti. “ diyerek, sevginin emek olduğunu anlamış.” Anlaşılan bulunduğumuz zaman bize her konunun başlığında emeğin ve sadakatin değerini bir kez daha bu hikaye gibi hatırlatan olacaktır. Sonucuna katlanmak şartı ile ...