“Tarihine, denizine, doğal güzelliklerine ve içten insanına doyum olmayan, Akdeniz'in göz bebeği; KKTC’deyiz… Fuat Oktay” bu anlamlı ifadesini şahsına ait Twitter hesabından paylaştı. Hesabın başında elbette ki 'Türkiye Devlet Görevlisi' yazıyor. Ülkemizde ziyaret edilen ve yapılan çok anlamlı ve insanı kalbi duygularında vatana aidiyetini hatırlatan bu paylaşım için ben de kendi hesabımdan cevap olarak “KKTC'ye hoşgeldiniz, keşke programınızda Girne de olsa, sizleri görmekten mutluluk duyacağız.” diye de samimi davetimi yaptım. Davetim bakidir. 20 Temmuz Kıbrıs için önemli bir tarih ve TC Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ülkemizde olacak. Bu ziyaret için Güney Kıbrıs’tan Anastasiadis, “Erdoğan’ın ziyareti yasadışı” demiş olsada kendisi de biliyor ki Türkiye Kıbrıs’ın garantörüdür, 20 Temmuz Barış harekatı ile adaya barışı getirendir. Anastasiadis’in telaffuzda hata yapmakta olduğu biliniyor. Kilise baskısı alışkanlığı onda ve onun gibilerde bağışıklık kazandırmıştır. Kıbrıs Türk halkı için 50 yıl ve sonrası boşa geçmiş yıllardır. Gelecekteki siyasi strateji kırmızı çizgileri ile Türkiye- KKTC ile birlikte uyumlu bir çerçevede yürütülecektir. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Elazığ ziyareti ve diğer bütün programlarında KKTC ve geleceği hakkında bilgilendirmeyi yüz yüze Türkiye’de Anadolu halkı ile kucaklaşarak vermiştir. Korona salgını vaka sayısı her geçen gün yaz sıcağında artarken sağlık üst kurulu kararları uzun uzun yayımlanmaktadır. Tabi herkes aynı işi yapmadığı için üstüne alan tepkilerini ortaya koymakta kuralların uygulanabilir olması istenmektedir. Örneğin spor salonlarının açılışına sevinen çok yakın bildiklerimin isteği üzere aylık fiyat alan birisi olarak gençlere neticeyi kararlardan sonra söylediğim zaman 'yok PSR testi için kuyruklara girmek istemiyoruz' dediklerinde bunun anlamı o işletmenin açılmış olmasına rağmen yarı kapalı olduğuna delalet etmektedir. Bu gibi yerler çoktur. Kapalı mekanlarda işten vazgeçme ve çalışmama eğilimi vardır. Bunun mali yönden zararını kim karşılayacak belli değildir. Ya iki yıla yakın uzaktan eğitimle eve kapanan gençlerin bu sosyal düzende yaşamını yeniden dizayn edecek açılımlar ve onlara yönlendirme rehberi ne olacak diye de düşünmek gerekir. Her gün artan trafik kazalarında direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücülerin, gençlerimizin düşüncelerindeki gelecek endişesinin giderilmesi için çareler üretilmelidir. Ceza artık caydırıcı niteliğini kaybetmiştir. Önemli olan böyle kazaların olmamasıdır. Halkımızın kaybolan refah düzeyi yükseltilmelidir. Yoksa her gün kritik yapmak söylenmek beyanatlar vermek izlenen en kolay yoldur. Somut öneriler, halkın istediği uygulanabilir ve cebinin rahatlayacağı çözümdür. 'Gözünün üstünde kaş vardır' demenin anlamsız olduğunu bilmeyen yoktur. Cuma 9 Temmuz 2021 tarihinde toplanan UBP Yetkili kurulları Kurultay tarihini 24 Ekim olarak belirlemiştir. Parti Genel Başkanı Ersan Saner PM kararlarını açıklamıştır. Ancak hükümetin bir şekilde bozulması halinde PM ‘nin bir B planı ile ilgili kararı varmıdır ? Şu anda açıklığa kavuşmayandır. İşte bu durum kurultay öncesi bir seçimi zorlayabilir mi ? Zorlarsa bile kıyamet kopmayacağı barizdir. Kurultayda aday olacak Genel Başkan adayları ve yeni parti meclisi üyeleri propaganda çalışmaları dönemine girmişlerdir. Parti teşkilat yapısı yeniden şekillenecek ve onbinlerce üye arasından teşkilatta aktif görev alacaklar seçimle göreve geleceklerdir. En önemlisi yarış Kurultayda aday olacak parti genel başkanlarının Parti Meclis üyeliklerindeki, sahiplenme olacaktır. 'UBP köklü ve güçlü bir siyasi kurum olarak kurultayı da atlatacaktır' gerçeği devamlı UBP milletvekillerinin tekrar eden ezberidir. Doğruluk payı yüksektir. Ülke halkının büyük bir çoğunluğu seçimleri, geçimini sağlayan siyasi parti tarafına meyletme yönünde olup kendisine emsal olarak geçmiş iktidarları almaktadır. Her seçimde takip, karar ve sonuç “sözde” belirtilen özellikleri taşıyan olacaktır… “Bir lider; yolu bilen, yola giren ve yol gösteren kişidir.”