Adli yıl açılırken Yüksek Mahkeme Başkanı Sayın Narin Şefik’in açıklama metni;
“Baskın seçimden bahsediliyor ama 49/2015 sayılı siyasal partiler yasasının 8. Maddesidir. Bu madde partilerin seçime katılma koşullarını belirler ve bu maddeye göre daha önce seçime katılmış bir partinin (yine) seçimlere katılabilmesi için seçimden önceki son genel kongresini yasa çerçevesinde yapmış olması gerekir. 12. Madde 5. fıkraya göre ise genel kongre olağan toplantısı parti tüzüğünde belirtilen süre içinde ve en geç 3 yılda bir yapılır: yani bu koşulları yerine getirmeyen bir parti seçime katılamaz, demektir. Hâlihazırda önümüzdeki iki ay içinde üç siyasi partinin kongre yapma planları vardır. Bunlar olmadan seçime katılamayacakları için baskın seçim söylemleri ile ilgili sizleri aydınlatmak ihtiyacını duydum.” Sayın Narin Şefik’in bu beyanatı kamu oyunda oluşan algının ve baskın seçim sloganının sonlandırılması gerektiğinin altının yasal çizgisin çekildiğidir.
Bu beyanata karşılık vermek ise abesle iştigal olur. Siyasi partilerin kurumsallaşması elbette öncelikle yasa sonrasında tüzük geçerli maddelerinin hayata geçirilişi ve sonuçlarının açıklanması ile mümkün olacaktır. Mevcut siyasi partilerin yasa ve tüzüklere uymak mecburiyeti vardır. Bilhassa UBP ‘de Genel Başkan seçiminin ayrı bir ayrıcalığı vardır. Genel Başkan seçilen kişi genel seçimlerde istediği ilçenin ilk sırasında seçime girer. Aday sıralama seçimine girmez. Ancak geçmiş seçim zaman tüneline baktığımız zaman seçmenin aday sıralamada seçiciliği oy pusulasına mutlaka yansıyandır. Ve alt sıralarda olan aday adaylarının yapılan genel seçimlerde ilk sıraya seçilerek çıktığını gördük.
Her halükarda 31 Ekimde UBP kurultayı yapılacaktır. Bahsi geçen diğer partiler de ayni şekilde kurultaylarını yapacaktır. UBP şimdiki Genel Başkanı ve genel sekreteri kurultay hazırlıklarını yapmakla mükelleftir. Kurultayda Divan oluşturulması ise Genel Başkanlığa aday 4 milletvekilinin ortak kararı ile olacaktır. Olmalıdır.
Demek ki Sayın Ersan Saner, Sayın Faiz Sucuoğlu, Sayın Hasan Taçoy ve Sayın Zorlu Töre yeniden bir karar üreteceklerdir.
KKTC gündeminin oldukça ilgi çeken birinci maddesi Kurultay olmasa diyoruz ama ülkenin bu kadar çözülmeyen sorunları için çözümün tek başına iktidardan geçtiğini unutmamak gerekir. Kurultayda seçilecek UBP genel başkanından beklenen birlik ve bütünlüğün sağlanması ve güçlü bir şekilde genel seçime gidilmesidir.
Geçen hafta trafik kazaları, direksiyon hakimiyetini kaybeden ne çok insanımız zarar gördü, canlar gitti aileler ölümlü kazalarda perişan oldular. Kabullenilemeyen ölümlerde gençlerimizin toplum olarak üzüntüsünü yaşadık akıl almaz ölümler gördük. Hani derler ya ölüme çare yok, işte çaresizliğin çaresini, belkide dikkatli olmakta ve denetimde aramak gerekir diye de düşünmeden edemiyoruz. Ani ölümlerin de sebebi araştırılmalı ve sağlıktaki bakanlık zaaifiyeti bir an önce son bulmalıdır.
Cumhurbaşkanı Sayın Ersin “Tatar 18 Eylül'de ekibimle New York şehrine gidiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da orada olacak.' Beyanatı ile Kıbrıs Meselesinin nabzının ritmini değiştirmiştir. Hani bir şey olacağı beklentimiz yok ama yine de gündemin renklenmesi diyebiliriz. KKTC ‘nin Amerika’da Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar nezdinde hazır bulunması varlığımızın teminatıdır diyebiliriz.
Sonuçta gündemde var olan konularda ilgililere tavsiye edilecek söz mü? “Gerçeği bilip susanlar, gerçeği bilmeyip söyleyenler kadar tehlikelidir.” O halde her zaman doğru kazanan olacaktır. İzliyoruz…Bekliyoruz…