Hayat pahalılığının yüzde 56.76 olmasıyla kamu maaşlarında da değişiklik oldu. Açıklanan maaş tablosuna göre ortaokul mezunu en düşük maaşlı kamu işçisi Temmuz sonunda 13 bin 74 TL maaş alacak. Lise mezunu bir kamu çalışanının maaşı ise en az 14 bin TL oldu. Hizmet yılına göre maaşı 32 bin TL’ye kadar çıkabilecek.
İtiraz edilen Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararına göre ise özel sektörde en düşük maaş ne 8 bin 600 TL olarak açıklanmıştı. Kamuda en düşük maaşla özelde asgari ücret arasındaki fark 4 bin 474 TL’ye çıktı.
Bunun neresi adalet. Devlet bu parayı nereden bulacak? Özel sektörden topladığı vergilerle bulacak. Ancak özel sektör şu an sütü bitmiş inek kıvamına gelmiştir. Yakında kesip etini de yedikten sonra özel sektör namıma bir şey kalmamış olacak.
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası dün yaptığı açıklamada “Giderler hızla yükseliyor. İşletmelerin giderleri yıllık olarak yüzde 150’lileri çoktan aştı. İzlenen politikalardan dolayı daha da yükseleceğine kesin gözüyle bakabiliriz. Doğal olarak işletme giderlerinin bu kadar yükselmesi, hayat pahalılığını daha da yukarılara çekiyor. Hükümet ise bu durumdan nerdeyse seviniyor. Hatta buna müdahale etmek yerine, vergiler yoluyla daha da çoğaltmak için her şeyi yapıyor. Amaç artan fiyatlar üzerinden daha çok vergi daha çok gümrük daha çok KDV toplamak…” ifadeleri kullandı.
Kısaca hayat pahalılığı artışları hükümetin mücadele alanı olmaktan çıkmış durumda. Aksine maaşları daha da artırdığı için kamuda çalışanların değme keyfine.
Bir de bunlara ek mesaileri, 13 maaşı ekleyin. 13 bin TL şöyle dursun ortalama aylık 20 bin TL’lere ulaşılıyor.
Bu maaş enflasyonunun ekonomide yarattığı dalga ise 8 bin 600 TL’ye mahkum edilen asgari ücretliyi silindir gibi ezip geçiyor. Böyle adalet olmaz. Eskiler ne demiş… Biri yer biri bakar, kıyamet bundan kopar… Bizden söylemesi…