Bir düzine yumurta 40 TL’yi geçti…
Et tüketmek lüks haline geldi…
Açlık aldı başını gidiyor…
Çocuklar okula kahvaltı dahi yapamadan gitmeye başladı…
Akaryakıt, elektrik, gübre, zirai ilaçlara gelen zamlar ekip biçmeyi adeta cambazlık haline getirdi…
Ne olacak bu insanların hali?
CTP Milletvekili Fide Kürşat dün Meclis’te bu tespitleri yaparken, elbette sorumluluğun büyük parçasına sahip olan iktidar partilerine sesleniyordu.
Ancak ana muhalefet de bu sorunlar karşısında yükü tamamen hükümete yükleyip sorumluluktan kaçamaz.
Önceki gün Meclis’te saatlerce “Atatürkçülük tartışması” ve “heykel tartışması” yapan Meclis’in artık sokakta yaşanan gerçek sorunlara kulak kabartması gerekiyor.
Yaşadığımız sorunlar sadece iktidarın ya da muhalefetin sorumluluğu ile geçiştirilebilecek türden sorunlar değildir.
Elbirliğiyle bu sorunların üstesinden gelmeliyiz. “Hepimiz aynı gemideyiz” sözü klişe değildir.
Eğer bu gemi batarsa iktidar da muhalefet de bu enkazdan çıkamaz.
Dün Ada TV’ye konuk olan 9. Dönem Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, siyasetin ülke sorunlarına odaklanamadığı tespitini yaparken, “Ne yazık ki siyasette vasatın egemenliği yaşanıyor” dedi.
Sorun belki tam da burada başlıyor.
Biz bu vasattan bir önce kurtulmak zorundayız. Yıllarca aynı sorunların etrafında konuşup hiçbir çözüm üretemeyen siyaset kurumu, vatandaşın umudu olmaktan giderek uzaklaşıyor.
Son seçimlerde yüzde 50’nin biraz üzerinde olan seçime katılım oranı, bu gidişle daha da azalacak.
Neden sandığa gidenlerin oranı giderek azalıyor?
Siyasette olan herkes bu sorunun yanıtını dürüst ve samimi bir şekilde vermelidir.
Kıbrıs Türkü ekonomik anlamda da siyasi anlamda da bir kurtuluş mücadelesi veriyor.
74’te verdiğimiz kurtuluş savaşından alnımızın akıyla çıktık. Şimdi boyut değiştiren savaşta ne yapacağız?
İşten bütün mesele burada…
Hem bizim hem de çocuklarımızın kaderini bu sorunun cevabı belirleyecek. Uçurumun kenarındayız, düşmemiz an meselesi. Bizden söylemesi…