Dünyaca ünlü saygın bilim insanı Prof. Dr. Naci Görür, Kıbrıs'ta 7 ve üzeri büyüklüğünde depremler olabileceğe işaret ederek, bizi net bir şekilde uyardı.
Dünyaca ünlü saygın bilim insanı Prof. Dr. Naci Görür, Kıbrıs'ta 7 ve üzeri büyüklüğünde depremler olabileceğe işaret ederek, bizi net bir şekilde uyardı.
Aynı uyarılar Prof. Naci Görür tarafından aylar önce deprem bölgesi için de yapmıştı. Ancak ne yazık ki dinleyen olmadı.
Bilimin söylediklerine uymamanın bedelini çok ağır da olsa ödedik. Önümüzdeki dönemde de ödemeye devam edeceğiz…
Dün Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, ülkemizdeki yapı stoğunun genel durumu ve denetimler konusunda önemi açıklamalar yaptı.
İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Yağcıoğlu, İskele Long Beach bölgesine ekiplerin gittiğini belirterek, oradaki evlerde bazı çatlaklar olduğunu söyledi.
Başkan Yağcıoğlu’nun sözleri, ülkemizdeki inşaatlarda denetimin tamam olduğunu söyleyenlere tokat gibi bir yanıt özeliği taşıyordu.
Ne dedi İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı?
“İskele Long Beach bölgesinde mesleki denetimimizden geçmeyen çok fazla yapı var…”
Bu tespit ışığında şimdi iki elimizi başımızın arasında alalım ve düşünelim.
Star Kıbrıs bu gerçeği dünkü manşetinde “40 metrelik soru” başlığıyla gündeme getirmişti.
Derelerin denizlere ulaştığı alüvyon yapısı nedeniyle adanın zemini en zayıf bölgesi olan Long Beach’te yüksek katlı binaların 40 metreye varan kazıklarla inşa edilmesi gerektiğini söylüyor uzmanlar.
Yani sağlam zemine ulaşılana kadar kazık çakılması ve temelin böyle atılması gerekiyor. Bu da elbette ciddi bir maliyet. Bu kazıklar çakıldı, çakılmadı mı? Bunun yanıtını sağlıklı bir şekilde verebilmek zor.
Çünkü ne denetimden sorumlu belediyelerin bu konuda bir fikri var, ne de sorumlu mühendislerin…
Ancak kuş uçuşu 400 kilometre mesafede olan Maraş depreminin bile ülkemizde bazı binalarda çatlaklar oluşturduğu iddiaları, bu konudaki şüphelerimizi derinleştiriyor.
Devlet bu denetimin sağlanması konusunda çok acil harekete geçmeli, dünyadaki örnekler incelenerek bu konuda gerekli hazırlık yapılmalıdır.
Yasa olarak her şeyin tam olması yetmez. Yasaların uygulanmasında da gerekli hassasiyet ve titizlik birinci önceliğimiz olmalıdır.
Türkiye’de 40 bine yakın insanın hayatına mal olan, bizim de evlatlarımızı aramızdan koparan bu felaket, sistemimizin baştan aşağı yeniden ele alınması gerektiğini ortaya koyuyor.
Aksi halde son pişmanlık fayda etmiyor. Bizden söylemesi…