25 Haziran ara seçimlerine yaklaşırken tüm partiler adaylarını netleştirdi. Her ne kadar bizim ara seçim Türkiye seçimlerinin gölgesinde kalsa da Pazar gününden sonra belli ki Sarayönü siyaseti gündemin ilk sırasına oturacak.
25 Haziran seçimleri için en güçlü iki blok UBP ve CTP adayları etrafında kümeleniyor.
Her ne kadar tek milletvekili koltuğu için yapılan bu seçim çok fazla bir değişim yaratmayacak olsa da UBP çevrelerinde alttan alta ‘bu seçimi alırsak, iktidar ortaklarımızın birisinden vazgeçebiliriz’ propagandası yapılıyor.
Bu fevkalade yanlış bir tutumdur.
Zira bir hükümetin gücü tamamen sayıyla ölçülemez. Bu hükümette Demokrat Parti’nin de Yeniden Doğuş Partisi’nin de katkısı, milletvekili sayısında öte bir değer ifade etmektedir.
Türkiye seçimlerinden örnek alalım. Erdoğan ilk turda yüzde 49.5 oy almış bir lider. İkinci turu alırsam Yeniden Refah Partisi ya da Hüda-Par ile yaptığım ortaklıktan vazgeçerim diyor mu?
Böyle bir siyaset olur mu?
Açık ve net olarak ifade edelim. UBP çevrelerinde dile getirilen, muhalefetin de bayıla bayıla yaydığı bu söylem hükümeti fena halde yıpratıyor.
Bakın YDP Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın gayretine…
Yapımı yılan hikayesine dönen Alsancak-Lapta yolu bu dönemde bitmedi mi?
Yıllardır çilesini çektiğimiz internet altyapısı çok değil üç ay sonra 4.5G hızında hepimizin elini rahatlatmayacak mı?
Tüm bunlar için sıkı bir mesai yapan Bakan Arıklı, kendisini hükümette atmak için dört gözle bekleyen UBP cenahıyla nasıl birlik olacak?
Aynı durum turizmde yeni sezon için oldukça iddialı hedefler koyan ve bunların büyük bölümünü gerçekleştiren Bakan Fikri Ataoğlu için de geçerlidir.
Dolayısıyla UBP bu seçimde dikkatli olmalıdır. Bu hükümetin sinerjisi milletvekili sayısıyla ölçülemez.
Günün sonunda UBP tek milletvekili koltuğunu kazanabilir.
Ama ülkeyi yönetme kabiliyetinde büyük yara alır. Buradan uyaralım. Bizden söylemesi…