Dilerseniz , nerede ise her gün , ocakları söndüren trafikten başlayayım .
Yollarımız , tabiri caizse , yurttaşlarımızın katili haline geldi .
Artık bu yollar , trafik düzenini ve devlet otoritesini sağlamaya çalışan, polislerimizin de katili durumuna geldi .
Yollarımızın bu aşamaya gelmesi veya getirilmesinin nedenlerini araştıracak ve çözümler bulacak çok yönlü bir mekanizmanın oluşturulması artık farz olmuştur .
Yollarımızın mezbahaya dönüşmesinin nedeni nedir ?
Görev yapan polislerimizin , görevlerinin başında , hayatlarını sonlandıracak, varsa eksikler nelerdir ?
O görevi yaparken , gerekli donanıma sahip midir ?
Gelişen , değişen ve oluşan koşullar karşısında , o koşullara cevap verebilecek donanımlar , sağlanıyor mu ?
Dünyamızda , her alan , ihtisaslaşmış durumdadır .
Yani uzmanlaşmıştır .
Polis teşkilatımız , bundan yararlandırılıyor mu ?
Yollarımızın , kifayeti ne durumda ?
Yazık değil mi , iki çocuk babası gencecik bir yurttaşımızı toprağa gömelim ?
Bu , çok ciddi ve elzem çözüm bekleyen , bir konu .
Durum öyle bir noktaya geldi ki .
Göreve giden polis memurlarının , geri gelip gelmeyecekleri şüpheye mahal veriyor .
Bunu , 1955‘den , 1960 ‘a kadar , Türk polislerinin aileleri yüreklerinde hep duymuşlardı .
O yıllar , EOKA belası vardı .
Şimdi !
Ha .
Yasal boşluk mu var bu konuda ?
Öyle ise görev , yasamaya düşer .
Görev de , sorumlulukta , siyaset kurumunundur .
Bu iş , her giden için methiye düzmekle de olmaz .
Methiyeyle birlikte , olayların devamını durduracak önlemler de ivedilikle alınmalı . Başka insanlarımız için bu yolların katilliklerinin önüne geçilmelidir .
Bunun başka izah tarzı yoktur ve olamaz .
Ağustos ayı , tarihte çok olaylara tanıklıktan öte , olayları birlikte yaşadı .
Dün , 6 Ağustos .
Şanlı Erenköy Mücahitlerimizin , tarihe destan yazdıkları yılın 59‘ uncu yıl dönümü .
6 Ağustos’ta baş terörist Grivas’ın emriyle , çok üstün bir sayıda Rum askeri , bir avuç , yüksek tahsil gençliğine , mücahitlerimize saldırıya geçmiş . Mücahitlerimiz , çok büyük bir direniş göstermişlerdi .
Fakat , düşman güçleri çok orantısız bir sayıda idi .
Türkiye , müdahale hakkını kullanarak , hava kuvvetleri ile mahvolmaları an meselesi olan Mücahitlerimizin , imdadına koştu .
Bu olay , TC Devletinin adaya Osmanlıdan sonra yaptığı ilk silahlı müdahale oldu .
Bu , tarihe Erenköy direnişi olarak geçti .
Yarın , 59‘uncu yıl . Şanlı Erenköy’de kutlanacaktır .
Erenköy Mücahitlerimizin çoğu , göçmüştür .
Hayatta çok az sayıda kalan , Gazi Erenköy mücahitlerimizin bir çoğu da sağlık sorunları ile mücadele ediyor .
Göçenlere , rahmet .
Hayatta olanlara , sağlıklı ömürler diliyorum .
Tarihte 6 Ağustos , sadece Erenköy’e münhasır bir tarih değildir .
6 Ağustos’ta , tarihe geçen çok olaylar var .
Bunlardan biri , İkinci Dünya Savaşında Japonya’nın yenilmesine ve teslim sinyalleri vermesine rağmen , ABD tarafından Japonya’ya atılan nükleer bombaların 78’ inci yıl dönümü .
6 Ağustos’ta , sabahleyin B. 29 tipi askeri uçakla , bomba Hiroşima üzerine bırakıldı .
Şehrin % 70’i yok oldu .
Uranyum katkılı bomba , 3000 santigrat derece ısı oluşturdu . Bombanın düştüğü yerde , 1.5 km çapında alan dümdüz oldu . 200 bin insan hayatını kaybetti . Daha sonra radyoaktif alan oluşumundan bu sayı arttı .
3 gün sonra ise , Nagazaki’ye ayni nitelikte bomba atıldı . 75 bin insan hayatını kaybetti .
Toplamda , 500 bin Japon katledildi .
Sonrasında , nükleer kimyasallar sonucu , kitle halinde ölümler ve sakatlıklar devam etti .
Batılı emperyalistlerin tarzı bu olsa gerek .
Eskiden sömürü düzenlerini silaha dayandıran , batılı emperyaller . Şimdilerde taktik değiştirerek , emellerine , satın aldıkları işbirlikçileri ile erişmeye çalışıyorlar .
Bunun da modası geçiyor .
Afrika direnişe geçti .
Son kaleleri de çatırdıyor .