Büyük Türk şairi Mehmet Akif Ersoy’un , Çanakkale Muharebelerinde şehit düşen askerler için yazdığı Çanakkale Şehitlerine adlı şiirinden alıntıdır .
Tek bir kelimesi değişti , o da asker yerine mücahit kelimesi yazıldı .
Aslında iki kelime arasında ayrılık yok . Birbirini bütünlemektedirler .
İkisi de vatan müdafaası için kullanılan kelimeler .
1571’ den itibaren , vatan yapılan bu toprakların , bu niteliğini korumak için Kıbrıs’taki Türk ahalisi , çok şehit vermiştir .
Bu gidişle de vermeye devam edecektir .
Niçin mi ?
Yaşamını , özgürce devam ettirmek için .
Dün , 59’uncu yıl dönümünde , ortalama , 563 Kıbrıslı Türk yüksek öğrenim gençliği ve Londra’dan gelen yüreği Kıbrıs için atan , bir avuç Türk .
Ağustos 1964‘e kadar , tüm direnen Türk bölgelerini , üstün ve dengesiz bir güçle sindiren , Güney ve Yunanistan’ın , Lefkoşa ve Erenköy , diken olarak gözlerine batıyordu .
Bunlar da halledilmeli idi .
Lefkoşa ‘ya , Türk savaş uçakları gelmiş ve ihtar uçuşunda bulunmuşlardı .
Lefkoşa için tehlike yok gibi idi .
Hedef olarak, Erenköy’de bulunan 563 Mücahit seçilmiş ve baş terörist Grivas tarafından düğmeye basılmıştı .
6 Ağustos’ta başlayan saldırı , 8 Ağustos’a kadar devam etti .
Erenköy’deki Mücahitlerin katline ramak kala , Türk Hava Gücüne bağlı F 104 jet uçakları , harekete geçerek , sayıca üstün olan Rum teröristlere karşı harekata başladı .
Türk savaş uçaklarının Erenköy’e gelmesinde , zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı , İrfan Tansel’in çok büyük rolü olmuşu .
Türk savaş uçaklarının Erenköy’e müdahalesi , 8 Ağustos itibari ile Kıbrıs Türk’ünün kaderini değiştiren , çok büyük bir siyasal ve askeri davranış olarak Kıbrıs siyasal tarihine , girmiş olsa gerek .
1964 ‘te , gettolara tecrit edilen Kıbrıs Türküne , 8 Ağustos direnişi ve Türkiye’nin askeri müdahalesi sayesinde . Baş aşağı durumuna getirilmiş, geleceğini ters yüz etmiş ve tüm adadaki Türklere büyük bir moral ve motivasyon sağlamıştı .
Adanın , tüm Türk bölgelerinde , büyük bir sevinç yaşanmış ve meşveretlenmiş gibi , her ağızda , tek bir cümle olarak :
“Anavatanımız yanımızda , bizi Rum’a terk etmedi .”
Bu hareket , Kıbrıs Türk’ünü , modern ve çağdaş bir savunma düzenine getirmesine ve 11 yıllık savaşımındaki ilk mihenk taşı oldu .
8 Ağustos’tan sonra , Türkiye artık Kıbrıs Türkleri ile çok yakından ilgilenmek
durumu ile karşı karşıya gelmişti .
Kıbrıs Türk Halkı , artık emin ellerde idi ve Kıbrıs , bir milli dava olarak kabul edildi .
Erenköy , Kıbrıs Türk’ü bakımından , jeopolitik bir nitelik de taşıyor .
Kıbrıs Türk Halkının 11 yıllık getto döneminde , tek denize açılan kapısı .
Bu kapı elden çıkarılmamalı idi .
Anavatandan silah akışı , tek olan bu kapıdan sağlanıyordu .
El değiştirmesi felaket olurdu .
Ankara , bunun idrakinde idi ve hava müdahalesinde bulundu .
Bu müdahale ile , dünyanın bakış açısı , Kıbrıs için değişkenlik gösterdi .
Masaya oturmak istemeyen Rum tarafını , yıllarca sonuçlanmayacak müzakerelere mecbur kıldı .
Yarım asırdan fazla bir zaman dilimini , Kıbrıslı Türklerden çalarak , hep zamana oynadı ve oynamak niyetinde .
Artık dünyanın tümü değilse bile , Kıbrıs’a bakış açılarında büyük bir değişikliğin olduğu gözlenmektedir .
Yeni vizyon , ses getireceğe benziyor .
Mevta olmuş Federasyon tezini canlandırma umutları da sona erdi .
Bu konuda , bizde , hala bunu bile bile , umut pompalayanlara şaşarım .
Tek umut , BM’in yeni dönem açılışına kaldı .
Sn. Erdoğan’ın el- taş sözcüklerine umut bağlayanların umutlarını da çiçeği burnunda Hakan Fidan kırıverdi .
“ Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescili temel politikamızdır .”
(TC Dışişleri Bakanının , üç gün önce yaptığı açıklama .)
8 Aralık Erenköy direnişinin yıl dönümünde Akel’in açıklamasını da hayretle okudum .
Çağdaş Kıbrıs tarihinde , kanlı ve acı verici bir sayfa teşkil ettiğini iddia etmesini de , gülünç bulduğumu belirtmek isterim .
59 ‘uncu anma töreninde , tüm şehitlerimizi rahmetle anar . Gazilerimize sağlıklı mutlu nice ömürler dilerim .