Haftalık köşe yazımda genelde siyasi konularla ilgili yazı ve yorumlarımı okuyucularımızla paylaşmaktayım. Siyasi gelişmeleri yazılarımla irdelemeye ADA TV, KÜNYE programında da genelde seçkin siyaset adamları ile Kıbrıs konusu, iç konular, sosyal hayat ve ekonomiyi olabildiğince tartışmaya çözüm önerilerini görüşlerimiz doğrultusunda da anlatmaya çalışıyorum. Bizi izleyen halkımızdan olumlu eleştirileri almak da şahsen beni mutlu etmektedir, taraf tutmadan doğruyu taktir ediyor yanlışı da eleştirmeye devam edeceğim. Bu konular da ben olumsuz eleştirilere de açığım herhangi bir yanlışımız da olursa bunu da telafi etmek şahsımın sorumluluk ve erdemidir.
Bu haftaki köşemde başlığı attığım gibi dikkati hız kontrol kameralarına çekmek istedim. Artık KKTC kameralarla gözetleniyor durumuna geldi, her köşede bir hız kontrol kamerası amaç tarafik kurallarına uymayı sağlamak mı doğrusu düşünce kaldırır?
Tümümüzün ciğerini dağlayan trafik kazaları ve arkasından gelen ölümler geride kalan acılı aileler, dul eşler, öksüz büyüyen çocuklar. Gün geçmiyor ki kaza haberi duyulmasın ama o oranda da her köşeye yeni kamera takılmaya devam ediliyor. Neticede kameralar trafik kazalarını önlemekten yoksun kalıyor. Peki hiç mi katkısı olmuyor demek belki de haksızlık olur ancak, eleştirim bu işin dozu kaçtı galiba. Kamera takılacak haber oluyor allah aşkına bunun haber değeri neresinde diye merak ediyorum ve benim gibi binlerce vatandaş.
Trafikte seyreden araçlar süratle giderken kamera önünde yavaşlıyor, ondan hemen sonra da eski süratine ulaşıyor, eğer şöför gerginse bir anlık dikkatsizlik kazayı getirebiliyor.
Bu kameralar nasıl çalışıyor bu hizmet nasıl veriliyor;
Bildiğimiz kadarı ile bu kameraların Polis teşkilatı ile hiç alakası yoktur. Kameralar bir özel şirket tarafından takılıyor, ihale usulü olması şart tabi ki herhalde de öyledir, kameralardaki hız değerleri de bu veya başka özel bir şirket tarafından okunup değerlendiriliyor ve değerler Polise gönderiliyor. Yasal hız sınırını da aşanlar yasa gereği süreç çalışıyor ve cep yakan cezalar.
Aklımıza gelen soru şu, kameraların kaza önleme yeteneği olmadığına göre bu hizmet alımlarında bir rant var mı yok mu nekadar çok kamera o kadar çok hizmet ve parasal ödemeler?
AB birliği üyesi Güney Kıbrıs Rum tarafında hız kameraları var mı o tarafta bu şekilde bir kontrol sistemi var mı? Bildiğim kadarı ile Rum tarafında hız kameralarına karşı açılan bir dava da kamera uygulamalarının adil bir uygulama olmadığına karar verilmiş ve mahkemece yasaklanmıştır. Neticede Rum tarafında birkaç takılmış hız kemerası var ancak onlar da çalışmıyor, AB üyesi ülkede yasaklanan bu sistem AB yolunda ilerlemeye çalışan KKTC’ye CTP hükümeti döneminde getirilen kamera kontrol sistemi, UBP hükümeti döneminde de niye devam ettirilip geliştiriliyor diye bir soruyu sormak boynumuzun borcu?
Benim nacizane fikrim daha çok yasakçı önlem değil de eğtim, kültür ve sahiplenme duygusu ile hareket etmek ki en önemlisi de birçok yerde yetersiz kalan yollarımızı geliştirmemiz şart.
Kazaları incelediğimiz zamanda riskli sürücüleri tesbit etmemiz güç olmasa gerek ve esas olan da onların cebini yakacak önlemler almak olmalıdır. Bu önlemlerin başında riskli araç sigortası ve cezalar sistemi olmalı.
Yasa ve kurallara uyan vatandaşlarımız da bu şekildeki yasakçı önlemlerden huzursuz olmayabilirler ve hatta başta risk faktörü düşüklüğünden de faydalanıp daha ucuza sigorta ettirebilirler.
Değişen ve gelişen Dünya da değişebilmeli ve gelişmeyi hedef alıp daha yaşanır bir ülkeyi yaratabilmenin de elimizde olduğunu hiç unutmamalıyız.