Talat ve Hristofyas Newyork yolcusu

Annan planının referanduma sunulması...

Annan planının referanduma sunulması sonrasında Kıbrıs Türklerinin “evet”ine karşı, Rum halkının hayır demesi görüşmelerin kesilmesine neden oldu ve uzun bir süre Sn. TALAT’ın dediği gibi çözüm için uzattığı eli havada kaldı. Rum başkanlık seçimlerinden sonra Güney Kıbrıs’ta HRİSTOFYAS başkan seçildi ve ilk kez komünist parti AKEL Rum Başkanlık görevini üstlendi. Eski iki dost olan Sn. TALAT ve HRİSTOFYAS, Sn. TALAT’ın girişimi ile kapsamlı görüşmelere iki lider olarak tekrar başladı. Bu süreç TÜRK tarafının kazanmış olduğu birtakım haklardan feragat etmesiyle başlandığı iddia ediliyor. İki liderin görüşmeye başlaması öncesinde teknik heyetler ve çalışma gurupları bir dizi çalışmalar gerçekleştirdiği de biliniyor. Bilmediğimiz ise çalışma ve görüşmelerin içeriği.


Sn TALAT ve HRİSTOFYAS yaklaşık bir yılda 40 defa görüşmüşler ve geliştirilen sepet sistemi ile görüşme tutanakları tasnif edilmiştir. Anlaşılan konular, anlaşılamayanlar ve anlaşmaya yakın olanlar. Sn NAMİ de birinci tur sonuçlandı ikinci tur görüşmelere hazırlanmaktayız anlamında bir açıklama gerçekleştirdi.
Ancak bu günlerde açıklanmamış olsa bile iki liderin görüşme için NEW YORK’a gideceği seslendiriliyor tabi ki İngilizler başrolde ve BM, amaç herhalde ANAN planı gibi anlaşılamayan konuları orada çözmek,referans ANNAN planı, bu kadar kapsamlı çalışmadan sonra herhalde yeni bir plan çalışması beklemek saflık olur. Bana göre ANNAN planına hayır diyen Rum halkını evet için ikna edecek Rumlar lehine ANNAN planında değişiklikler yapılarak referanduma sunulacak, adı yeni plan olması hedeflenir ancak içeriği ANNAN planı ve çok daha az sayfadan oluşacak akılları karıştırmadan planın kabul edilmesi istenecek.


HRİSTOFYAS ikna olduktan sonra, Rum tarafında evet çıkacağı kesindir. Ancak bilmemiz gerekir ki, bu sürece destek veren yabancı güçler BM ve AB olmak üzere bu görüşme sürecini boşa çıkartmayacaklar ve harcanan süre maddi ve manevi olmak üzere çok masumane olarak da geçiştirilemeyecek. Bundan dolayı özellikle TÜRK tarafı hazırlıklı olmalıdır diye düşünüyorum.


İki lider NEW YORK’a gider mi, HRİSTOFYAS kimsenin bize dayatma yapmasına izin vermeyeceğiz diye açıklamalar yapmaktadır buradan baskı yapıldığı anlaşılıyor. 1959’da MAKARİOS anlaşmayı kabul etmemişti o zaman AKEL Genel sekreteri Ezekias PAPAYUANNU’da anlaşmayı ret etmişti ve MAKARİOS’un Kıbrıs’a dönmesini istemişti ancak baskı güçlü olduğu için imzalar atıldı ve Kıbrıs Cumhuriyet’i oluşturuldu o dönemde AKEL iktidarın destekçisi idi, bu günde AKEL iktidardır.


SN TALAT ‘da Kıbrıs’ın birleştirilmesinden yana politika üretmeye devam ediyor, eğer anlaşmaya varamayacaksak şartlarımız kabul edilmez ise ayrılık kalıcı olur diyen yok, KKTC hükümet başkanı sn EROĞLU barışın var olduğunu savunuyor ve iki devletin anlaşmaya varması gerektiğine dikkat çekiyor. Kurucu C. Başkanı sn DENKTAŞ Rumlar tarafından tutuklandığı zaman da bu iki halk iç içe yaşayamaz demişti şuan da bunu savunuyor.


Ben her zaman savunduğum gibi Kıbrıs’ta barışın temeli ayrılıktan geçer diyorum ve zoraki birleşmenin sonunun iyi olmadığını düşünüyorum. 1960’da kurulan KC tam bağımsız bir devlet değildi AB bölgede ki TÜRK dengesini bozması için KC’ni üye aldı tarih bunu gösterecek. Ancak ben iki liderden eğer NEW YORK’a giderlerse ve tam bağımsız KIBRIS amaçsa, orada başta İNGİLİZ askerlerinden başlamak üzere Kıbrıs’ın askersizleştirilmesini savunmalarını istirham ediyorum.

Bu haber 721 defa okunmuştur

:

:

:

: