Bu zirveler yıllar yılıdır yapılıp gidiyor BM GENEL S. BAN Kİ MOON’UN dediği gibi 40 yılı aşan bir görüşme süreci devam etmektedir görüşülmeyen hiçbir şey kalmadı, bundan sonrası siyasi kararlılık gerekiyor.
Bu zirveler yıllar yılıdır yapılıp gidiyor BM GENEL S. BAN Kİ MOON’UN dediği gibi 40 yılı aşan bir görüşme süreci devam etmektedir görüşülmeyen hiçbir şey kalmadı, bundan sonrası siyasi kararlılık gerekiyor. Aslında G.S. BM ‘in bu süreçten dolayı başarısız olduğunu belirtmektedir de anlayana!!!!! Daha ne söylemesini beklerdik çözüme ulaşamayan bir sorun diye altını dünyanın okuyabileceği bir şekilde çizdi sn MOON.
Liderler yola çıktı ve bana göre de çantaları dolu sn HRİSTOFYAS dünyaya TÜRK tarafını anlaşma istemiyor diye şikayet ediyor da şahsı nasıl bir anlaşma istiyor diye düşünmek gerekir BM nin yürüttüğü görüşmeler ışığında mı bir anlaşma istiyor yoksa AB kriterlerinin temelinde mi bir anlaşma istiyor. Bu konunun derinliğine bakmak gerekir HRİSTOFYAS KC nin yaşamasından yana her konuşmasında bunu dile getiriyor çünkü içte de muhalifleri ve başta kilise olmak üzere KC vazgeçmek imkansız diyorlar, aslında HRİSTOFYAS a farklı düşünmüyor ancak barış kelimesini de dilinden düşürmüyor sorunun 1974 de “TÜRK İŞKALİ” ile başladığı yalanını bu güne kadar DÜNYA YA iyi yutturmuşlar.
Biz ise bu konuda neler yaptık kendimizin durumunu çok iyi izah ettiğimizi düşünüyorum ancak bazı hallerde de hatalar yapmadık değil. 77-79 doruk anlaşmalarında yeni bir federatif devlet oluşması için DENKTAŞ –MAKARİOS anlaşmaya vardı burada RUM tarafı çok ciddi bir taviz verdi bu KC den vazgeçme ile eşdeğer bir anlaşma modeli idi ve ne zaman anlaşmaya yakınlaşma oldu ise de hep RUM tarafı masadan kaçtı ancak her ne hal ise de hep biz suçlandık. 40 yıl bu şekilde geldi geçti ancak hayat devam ederken de iki taraf da geri dönüşü imkansız gelişmeler sağladı, başta nüfus ve inkişaf. Gel de bu yılları geri çevir ve HRİSTOFYAS IN dediği gibi bir anlaşmaya imza koy, kendi vatandaşları bile karşı. O zaman bu görüşme süreci göstermelik mi maalesef öyle gibi çünkü KIBRIS öyle stratejik bir noktada ki çok bilinmeyenli bir denklem gibi çok fazla ülke çıkarlarının çakıştığı bir nokta.
Biz devletimizi ilan ettik ancak tanıtamadık siyaseten öyle BM de bayrağımız asılı değil ancak birçok ülke bizim ile ticaret ve işbirliği yapıyor 70 den fazla ülkeden üniversitelerimize öğrenci geliyor, turizm ve KKTC de ev sahibi olan yabancılar. Turistik tesislere her gün yenileri ekleniyor ve yatırımlar artıyor gerçekte gelişmeler arttıkça ona bağlı sorunlar da artıyor ancak hükümet etmek işte gelişmeler ile artan sorunlara çare bulmaktır hiçbir şey olduğu gibi kalmıyor.
KKTC CB sn EROĞLU da CENEVREYE çantası kabarık gidiyor belli ki orada yeni bazı teklifler olacak çünkü anlaşma olmaz ise ne olacağının belli olması gerekir. Bu olgu sağlanabilir mi denenmesi gerekir kolay mı RUM tarafını köşeye sıkıştırmaya gerçekte kolay değil çünkü destekçileri var ve AB üyesi bir ülke konumunda RUSYA bir yandan destek iken ABD de diğer yandan destek ve şu günlerde doğal gaz araştırma çalışmaları bir ABD enerji şirketi olan NOBBLE ENERJİ tarafından gerçekleştirilirken RUM tarafının da hassasiyetlerini BM göz ardı edemeyecektir diye düşünüyorum. Peki yolun sonuna gelinir mi bence gelinmez ancak şu bilinmelidir ki TÜRKİYE bu bölgede vazgeçilmez bir güç bizim de her şeyimiz olduğuna göre TÜRK tarafı açısından da bazı gelişmeler olacaktır diye düşünüyorum ve mevcut durum da yeni açılımlara doğru gidecektir.
Bu üçlü görüşme yeni bir yol haritasının ortaya çıkacağına karşı işaretler veriyor BM temelindeki anlaşma modelinin uygulanması biraz zor gözüküyor çünkü yeni bir devletin oluşmasını öngörüyor süreç. RUM tarafı buna asla onay vermez onlar KC nin federasyon şekline dönüştürülüp bizim temsil edilmemizden bahsediyor, biz ise yeni bir federatif devlet diyoruz. Bence şu anki konjoktür buna uygun değil baskı ile anlaşma olur mu kim ve nasıl yapacak? Ben bir şeylerin değişeceğine inanıyorum dünkü gibi kalmayacak yılsonunu bekleyeceğiz.