Günlerdir düşünüyorum mantığım durdu. Hiç anlamıyorum. Bütün bu vahşice düşünceler neden? Türkiye adım adım ilerliyor. Daha çağdaş, daha modern, daha güçlü olmak için savaş veriyor. Bunun yanı sıra dünya ilişkilerini, bakış açısını her geçen gün ilerletiyor. Bir o kadar da misafir perver bir millettir Türk milleti. Hiç bir ülkenin akan gözyaşlarına dayanamaz elinden geldiğince yaralara merhem olmaya çalışıyor. Kendi içinde yaşadığı sorunlara rağmen hep gülümsüyor kim olursa olsun hiç fark etmez kucaklıyor da kucaklıyor. Bu kadar güzel düşünen bir ülkedir Türkiye.
Tanrı'nın bahşettiği bitki örtüsü, tarihi dokusu, üç bir tarafı bereketli denizi, muhteşem coğrafyası içinde barındırdığı, yetiştirdiği birbirinden değerli sanatçıları, sporcuları, bilim adamları, halkı, ordusu ve daha ve birçok değerler her bir yöresi bir başka değer güzel ilham kaynağı oluyor. İnsanoğlu gittikçe, gördükçe hep gidip görmek ister ülkenin o misafir pervcerliğini. İçi içine sığmıyor insanın yemeklerinin tadı bir başka oluyor. Anlatmakla yazmakla olmuyor. Türkiye'yi yaşamak lazım. Bu güzellikten ve bu kadar güzel düşünen bir ülkeden ne istiyorlar. Mantığım durdu, aklım almıyor. Son zamanlarda ardarada haince öldürülen şehitlerimize çok çok üzülüyorum. Yazık günahtır. Bir anne baba ne emeklerle yetiştirir evladını, yemez yedirir, giymez giydirir, nasıl da titrer evladının üstüne büyüdüğünü büyük bir gururla seyreder. Her yerde anlatır da anlatır. Evladım çok zekidir, saygılıdır diye övünür. Önce davullu zurnalı oğlunu askere göndermek ve daha sonrasında mürvetini görmek ister. Bir babanın evladının asker olması baba ve oğul için büyük bir şereftir. Vatan sevgisi bir başkadır, onurdur, gururdur, yaşama sevincidir. Birçok aile evlatlarını askeri okullara göndermek için yarışır.
Benim oğlum komutandır diyebilmek ve Türk milletine faydası dokunabilmek için oğullarını bu okullara göndermek istiyorlar. Komutan sözcüğü kulağa çok hoş geliyor. Farklı bir duygudur. Vatanı vatan yapan ayakta tutan ordusu bayrağı değil mi? Ordu ne denli güçlü olursa ülke o denli güçlü olur ve dimdik ayakta durur. Keşke silahlar icat edilmeseydi, kötü ruhlar yetiştirilmeseydi. Silah yerine sevgi üretilseydi. Savaşlar sevgi üzerine yapılsaydı. Kim olursa olsun dil, din, ırk, renk farketmez. İnsan insandır. İnsan öldürmek çok büyük bir günahtır. Günlerdir acımasızca giden şehitlerimize ağlıyoruz. Geride kalan öksüz çocuklar, boynu bükük eşler, sevdalılar, acılı anneler, babalar, düşünceli kalplerle buruk insanlar arkalarından ağlamaktadır. Bütün bu olanlar yürekler acısı bir durumdur. Bir evlat kolay mı yetişmektedir? Hiç mi acıma duygusu yoktur bu insanlarda? Bütün bu acımasızlıkları kimler yaşatıyor. Yapanlar da anakuzusu peki neden yapıyorlar? Bu zalimlikler mübarek ramazan ayı dâhil hiç bir zaman yapılmasın. Dilerim Tanrı'dan silahların yerine sevgi yüklü çiçekler yetiştirirler. Yüreklerde kalplerde her şeyi sevme duygusu oluşur. Kıbrıs toplumu yoldan adam kaçırmanın, pusu kurup haince adam öldürmenin nasıl bir duygu olduğunu çok yakından yaşayan bir toplum olaraktan bu durumun gayet farkındadır. Bu durumu yaşamış biri olaraktan ömrünüz boyunca o anları asla unutamazsanız. Acılı anlarla yaşamak çok daha büyük bir acıdır. Ne aylar ne yıllar ne de hiç bir şey size o anları unutturamaz. Bir film şeridi gözünüzün önünden akıp gider. Acılı şarkılar, dilinizde ağıtlar yakıp söylersiniz.
Hiç bir teselli kar etmez. Günler geceler bitmez yavrunuzu bekler durursunuz. Lanetler yağdırırsınız yapanlara yine de umutla gelişini beklersiniz. Bütün bu olanlar rüyadır, kâbustur sevdiğim gelecektir dersiniz... Gerçekten yürekler acısı Tanrı'dan rahmet diler mekânları cennet olsun. Acılı ailelere sabırlar dilerim. Bekir Sıtkı Erdoğan’ın yazmış olduğu şiirinin bir bölümünü sizinle paylaşmak istiyorum: Kara gözlüm efkârlanma güz gayrı. İbibikler öter ötmez ordayım. Mektubunda diyorsun ki gel gayrı. Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım. Dağlar taşlar bu hasretlik derinde Sabır sebat etmez gönül yurdunda Akşam oldu tepelerin ardında Daha güneş batar batmaz ordayım. Mor dağlara karargâhlar kurulur. Eteğinde bölük bölük durulur. On dakika istirahat verilir. Tüfeğimi çatar çatmaz ordayım Ruhunuz şad olsun. Sizi seviyorum.