Ya süreç çökerse?

Ocak ayında gerçekleşecek olan New York Zirvesi’ne sayılı bir zaman kala, sürece müdahil olan tüm taraflardan açıklamalar gelmeye devam ediyor.

Ocak ayında gerçekleşecek olan New York Zirvesi’ne sayılı bir zaman kala, sürece müdahil olan tüm taraflardan açıklamalar gelmeye devam ediyor. Tarafların büyük bir kısmı aynı şüpheyi taşıyor: ‘Ya süreç çökerse?’ Sürecin çökmesi gibi bir durum söz konusu olur mu bilemeyiz ancak bizleri büyük bir boşluğun beklediği gayet açık…

Ne yazık ki ortada görülen tablo, müzakereci heyetimiz ve cumhurbaşkanımıza destek olmaktan ve fikir dayanışması içerisinde bulunmaktan çok farklı bir boyuta taşındı. ‘Biz bunları yapmıştık…’ larla başlayan cümleler, yine gündemimizi sıkça meşgul ederken, hepimiz esas konudan giderek uzaklaşmaya başladık.

Öncelikle yapmamız gereken sürecin donma aşamasında izleyeceğimiz yol ve bu süreç içerisinde ne gibi kazanımlar elde edebileceğimizin planlanmasıdır. ‘Donmuş süreçten ne kazanım olur ki’ deyip geçmeyin… Zira Rum Yönetimi bu konuda gerekli hamleleri önceden yapmaya başladı.

Kıbrıs müzakereleri yıllardır bir satranç gibi oynandı. Yani her iki taraf da rakibinin bir sonraki adımının ne olacağını kestirmeye çalışarak gardını aldı ya da rakibini köşeye sıkıştıracak hamleyi bekledi. Ancak Rum Yönetimi bugünlerde ne yazık ki skor olarak bizden bir adım önde. Nedenine gelince….

Akdeniz’de kaynak arama çalışmalarına başlayarak ‘kriz’ yaratmaya çalışan Güney Yönetimi’nin gazını satabilmek için bugünlerde Ankara’ya zeytin dalı uzatma peşinde olduğu konuşuluyor. Sizce bu dalın arkasında sadece ‘gazı ucuz yollarla’ nakletme fikri mi yatıyor? Hiç sanmıyoruz…

Rum Yönetimi’nin yeni bir plan içerisinde olduğu gayet açık…
Peki bizim planımız nedir?

Geçmiş dönemlerle şimdi gelinen noktayı kıyaslamak ve birbirimizi suçlamak mı? Cumhurbaşkanlarımızı taviz vermekle suçlamak mı?
Müzakerelerde geri adım atıldığını söylemek mi?

‘Anlaşılan konular şimdi anlaşılmamış, ya da o zaman hiçbir şey yoktu ortada şimdi var’ demek mi?
Ülke olarak dışa karşı tek yumruk olmamız gerektiği dönemlerde ne yazık ki iç de huzurumuzu sağlayamıyor ve birlik olamıyoruz. Bu ikilemler ve tartışmalar içerisinde müzakere masasına oturan bir heyetten başarı beklemek çok zor. Mühim olan ise, geçmişin tecrübesinden dersler almak, yeni planlarla bir sonuca ulaşabilmek. Ancak bunu yaptığımız takdirde yolun da müzakerelerin de sonunu görebiliriz…
Bu haber 9147 defa okunmuştur
  • biz cocuk muyuz?? yani   - 23.12.2011 Mal mulk toprak meselesi cozulmeden hic surec coker mi??..
  • önemli değil ismail  mesarya - 23.12.2011 Bu anlattıklarınız kolay işler kafamızı yormaya değmez. Bizim toplum için önemli olan, Türkiyeli kıbrıslı meselesi, Rumun malını türkiyelilermi çok aldı kıbrıslılarmı çok aldı, Türkiyeye nasıl sövebiliriz. Öğretmenler sendikası Türkiyeye sövme ve düşmanlık konusunda yaptığı gayreti bir defada rumlara karşı gösterdimi?? NEDEN GÖSTERSİN İŞBİRLİĞİ İÇİNDELERDE ONDAN.

:

:

:

: