Yüreğinde sevgi taşımayan insan susuz toprak gibidir. Yağmalı bereketli yağmurlar üstüne üstüne arınmalı kötü düşüncelerden insanlar. Bir pınar suyu gibi akmalı sevgi çiçekleri,sevgi çiçekleri ekmeli insanlık.Dünyamızın bir çok ülkesi dondurucu soğuklarla boğuşurken,adamızın dört bir tarafı bereketli yağmur suları ile yıkandı.Dağlar bayırlar yeşerdi.Laleler,nergisler,ayrelliler,mantarlar, bir çok sofraları süsledi.Göletlerimizin tamamı dolup taştı.Bu olay en çok çiftçilerimizin yüzünü güldürdü.Bir çok akan derelerimiz,taşan göletlerimizi yerinde inceledim.İnanılmaz güzel bir manzaraydı.Su hayattır,yaşamdır.Su sesi şarkılar gibi keyiftir. İnsanın ruhunu okşar,dinlendirir.Kötü düşüncelerden uzaklaştırır.Yukarıda da belirttiğim gibi dünyamızın bir çok ülkesi dondurucu soğuklarla boğuşurken bu soğuktan ölen insanlar oldu.Öte yandan Mısır,Suriye'de yaşananlar, yok yere ölen insanlar, küçücük çocuklar,yaşlılar,masumlar... Bu çirkinlikleri yaratanlar, politika,politikacılardır.Boş yere verilen yeminler, bitmek tükenmek bilmez koltuk hırsı uğrunadır tüm bu sonuçlar. Saltanat, ihtişam,sahte alkışlar, yüreklerinde sevgi taşımayanlar, kendi egolarını tatmin etme uğruna tüm bu yaşananlar ortaya çıkmıştır. Canları, değerleri, halkı düşünmeden bir yol tuttururlar sanki hiç ölmeyeceklermiş gibi yürüyorlarda yürüyorlar. Bu nasıl bir felsefe bu nasıl bir mantık.Devlet halkını koruyamıyorsa orada ne işi vardır. Yüce makam hakedenlerindir. Çiftçisi ile eken,çöpçüsü ile süpüren,sporcusu ile koşan, sanatçısı ile şarkı söyleyen insan ayrımı yapmadan her derde deva olana yakışır politika yapmak.Büyük ülkeler para bolluğundan kavga ederler veya açlıktan ölürler.Kimileri o kadar çok kazanıyor ki açın halinden anlamıyorlar.Bir yandan canla başla alın teri ile çalışan insanlar vardır.Bu tür insanlar yapmış oldukları iyilikleri hiç kimse duymadan iyilik yap denize at balık bilmezse malik bilir hesabı ile yaparlar.Kendilerine olan güvenleri sonsuzdur.Kendisi ile barışık olan insan huzurludur.Mışlar,muşlar onu ilgilendirmez.Yürüdüğü yoldan şaşmaz.Emin adımlarla başarıdan başarıya koşar.Başarısız insanlar her zaman başarılı insanlar için dedikodu üretirler.Zira başka yapacakları işleri yoktur.Adeta kendileri için bir meslek olmuştur dedikoduculuk.Namık Kemal'i Kıbrıs'a sürgün gönderdikleri zaman ne demişti biliyor musunuz?Beni adaya gönderiyorsunuz ama iki şeyden korkuyorum.Bir Kıbrıs adasının dedikodusundan ,iki sivri sineklerinden demişti.Maalesef boş insanlar var oldukça dedikodular hiç bitmeyecektir.Oysa ki kıskançlıklar olmasa,herkes herkesi sevse,ön yargılar olmasa her şey güzel olacak.İnsanlar kendi aralarında en son okudukları kitapları tartışsalar,arada sırada sinemaya gitseler ne güzel olur her şey...Ah nerde o eski sinema günleri?Günde yarım saat yürüseler,bu kış günlerinde birer ağaç dikseler,çevremizle ilgilenseler olmaz mı?Bunca yılın ezikliği ile çırpınıyoruz.Bitmez tükenmez görüşmeler,yıllardır yurtdışı,yurtiçi yapılan Kıbrıs görüşmelerine harcanan paralarla bir Kıbrıs adası daha inşa ederdik.Yıllar oldu.Olmayacak duaya amin diyoruz.Yetmedi mi bu kadar görüşme gelin vazgeçin.Kendi insanınıza topraklarınıza dört elle sarılın.Bu tür görüşmeler Güney Kıbrıs'ın işine yarıyor.Avrupa Birliği'ne(AB) girdiler.Petrolü de buldular.Her şey dört dörtlük bolluk bereketlik içerisinde yüzüyorlar ve birbirlerine sevgi ile sarılıyorlar.Devletleri halkı mutlu olacak şekilde yasaları güncelliyorlar.Beni yakından ilgilendiren bir yasalarını sizlerle paylaşmak istiyorum.Sanatçıları yaşadıkları evlerine birer levha astılar.İçeriği bu evde sanatçı yaşar ve çok değerlidir,sessiz olun şu an üretebilir diye sanatı ve sanatçıyı düşünen levhalar asmışlardır evlerinin duvarına.İşte böyle.Burada yaşayan sanatçıları kim anlar veya kim düşünür.Dilediğiniz kadar üretin.Devlet politikası yok,anlayış yok.İçimizde o kadar çok değerlerimiz vardır ki kendi yağları ile kavruluyorlar.Yurtiçi yurtdışı tüm dallarda canla başla yarışıyorlar.Hani zaman zaman Kıbrıs Türkleri balık tutmasını bilmiyorlar diyorlardı ya bazıları.Engeller kaldırılsa var ya!Öyle balıklar tutulur ki...Kıbrıs Türk insanının üzerinden bir yığın yalan yorumlar yapılıyor.Bu tür insanlar hani her şeyi biliyorlar ya hiç merak edip de bir araştırma yapıp Kıbrıs Türk insanının üzerindeki amborgaların kimler tarafından uygulandığını,geçmişten günümüze eğitim,bilgi,görgü seviyeleri araştırsalar o zaman gerçek sonuçlara ulaşacaklardır.İz bırakan üretken insanlarımıza destek olundu mu?Bir çok ülkelere göç etmek zorunda kalan bir yığın bilge insanımız vardır.Bir çok dalda altın harflerle isimlerini yazdılar.Neden benim gurur duyduğum insanım araştırılmıyor?Londra'da(İngiltere'de)bir çok insanımız yıllardan beridir başarıdan başarıya koşuyorlar.Bu başarılı insanlarımızın arasında öyle bir isim var ki ne kadar gurur duysak azdır.Bir zamanlar Güney Kıbrıs'ta kalan,Baf kasabasında dünyaya gelen ve ailesi ile birlikte Londra'ya göç eden,eğitimini,hayat mücadelesini orada veren o müthiş isim Mehmet Dalman.Bugünlerde kendinden geniş bir şekilde söz ettirmektedir.Dalman Kazak maden devi ENRC'nin yönetim kurulu başkanlığına getirildi.Mehmet Dalman İngiltere'de kendinden harika Türk olarak bahsettiriyor.Bugüne kadar ilk kez bu yabancı şirketin başına bir Türk atandı.Dünyanın en saygın bankacıları arasında yer alan Mehmet Dalman gurur kaynağımız FTSE 100 listesinde yer alan Kazak maden devi ENRC'ye atanan ilk ve tek Türk.
Sizi Seviyorum.
