Dünyaya baktığımızda gördüğümüz manzaraların içimizi kararttığı ortadadır. Bütün devletler dünyanın hiçte iç açıcı olmayan gidişatını gördükleri için, bu gidişatın ortaya çıkaracağı muhtemel tehlikelere karşı çeşitli senaryolar üretmekte ve gerekli tedbirleri almaktadır.
Çevremizde ve dünyada gelişen olayların doğrudan ve dolaylı sonuçları nedeniyle bu Cennet ülke her geçen gün huzuru ve istikrarı kaybetmekte, zaten adil olmayan gelir dağılımındaki denge iyice bozulmakta, fakir-zengin arasındaki makas açılmakta, fakirleşenlerin sayısı hızla artmaktadır.
Bugün hemen her alanda sıkıntılar baş göstermiş, işsizlik hızla yükselmeye devam etmektedir. İyice ağırlığını hissettiren ekonomik zorluklar toplumsal dokumuza hasar verir ve aile kurumumuzu tehdit eder boyutlara ulaşmıştır.
Milli ve manevi değerlerinden süratle uzaklaşan, ahlaken çökmüş, maneviyat olarak bunalıma girmiş, intiharların, cinayetlerin, hırsızlığın, dolandırıcılığın kol gezdiği bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz.
Zehir tacirlerinin okullarda, parklarda cirit attığı, her geçen gün uyuşturucu kullanım yaşının düştüğü, kullanıcı sayısının arttığı bir toplum haline geldik.
Anlayacağınız, huzursuz, mutsuz ve ümitsiz bir toplum olma yolunda inanılmaz bir hızla gidiyoruz. Bu kötü gidişi işçi de memur da sendikacı da esnaf da görüyor. Bir tek görmeyen siyasiler…
Ama asıl gömesi gerekenlerde siyasiler, çevremizdeki bütün ülkelerin durumu ortadayken, Yunanistan’ın açlıkla burun buruna geldiği, Rum halkının travmaya sürüklendiği bir dönemde aylarca Kurultay beklentisiyle zaman geçirdiler, hiçbir tedbir, hiçbir çalışma yapmadılar. Kurultay yapıldı, bu seferde salt çoğunluk kavgası başladı aralarında.
Bu ülke Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti… Bu ülkenin halkı sizi seçip oraya gönderdi. Peki, sizce bu halkın umurunda mı sizin kısır çekişmeleriniz? Bu halkın sizden beklentisi bu mu? Halkın içine inin bir dinleyin. Bir dokunun derdine vatandaşın, ne ahlar işiteceksiniz…
Özetle; dünya ve ülke olarak, sıkıntılı günlerden geçiyoruz ve gelecek daha sıkıntılı günlere gebedir. Var olan ve ilerde ortaya çıkması muhtemel sorunlara yönelik politikaları siyasetçilerimiz üretmemiştir.
