‘KULİS SİYASETİ YAPIYORLAR’

Gazeteci Cem Kar, Kıbrıs sorununun temelinin yaşanan sürecin bizi nereye götüreceğini görebilmek olduğunu söyledi

Nupelda KARABUĞDAY

Gazeteci Cem Kar, Kıbrıs sorununun temelinin yaşanan sürecin bizi nereye götüreceğini görebilmek olduğunu söyledi

Annan Planı döneminde toplumun ciddi bir dezenformasyon yaşadığını söyleyen Gazeteci Cem Kar, o dönemden ders çıkararak bugünkü adımların dikkatli atılması gerektiğine vurgu yaptı. Kıbrıslı Türklerin çözüm istediğine vurgu yapan Kar, sorunun temelinin, yaşanan sürecin bizi nereye götüreceğini görebilmek olduğunu aktardı. Belirli kesimleri temsil eden siyasi partiler olduğunu da kaydeden Kar, ülkemizde yapılan siyasete ‘kulis siyaseti’ benzetmesinde bulundu. ADA Haber’de Gözde Akben’in sorularını yanıtlayan Gazeteci Cem Kar, ülkede yaşanan gelişmelere vurgu yaptı. Kar’ın açıklamalarından öne çıkan detaylar şu şekilde…

‘KAPALI KAPILAR ARDINDA PAZARLIKLAR’
“27 Şubat’ta miladi bir durum var. Çapraz görüşmeler olacaktır. Bu gerçekten önemli. Rumlar sürekli Türkiye’deki yetkililer ile görüşmek istiyordu. Müzakere sürecinde bir ivme var. İçteki hükümetin durumu müzakere durumunu çok etkilemez. Bizde yapılan siyaset kulis siyaseti. Dış müzakereleri etkileyeceğini zannetmiyorum. Kapalı kapılar ardından pazarlıklar yapılıyor, 3 bakanlık sana 2 bakanlık buna diye. Tamamen saçma bir durum bu. Ne koparsam kardır düşüncesiyle. Dış politikaya gelince, müzakere süreci Kıbrıs sorunu konusunda 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın önemli bir konferansı oldu. Protesto edildi, Baf’ta yaptı konferansı ve protesto edildiği bir ortamda “halk barış istiyor” dedi. Aslında gerçekten barış istiyor muyuz? Barıştan kasıt çözüm elbette. Kıbrıslı Türkler çözüm istiyor ama bu süreç bizi nereye götürür, asıl sorun orada.

‘ANNAN PLANI’NDAN DERS ÇIKARMALI’
Çatlak sesten öte, belirli kesimleri temsil eden partiler var. Bu partilerin açıklamaları oluyor. Süreç içerisinde, Cumhurbaşkanı’nın bir açıklaması olmuştu. Bizim dışımızdaki açıklamalara itibar etmeyin demişti. Çok da doğrudur. Çünkü diğer açıklamalar kendi siyasilerin kendi tabanına açıklamaları oluyor. Asıl önemli olan nokta, Annan Planı döneminde yaşadığımız bir süreç var. Ondan ders almamız lazım. Özellikle gazetecilerin, siyasetçilerin, sivil toplum örgütlerinin o dönemden ders çıkarmış olgunlukla hareket etmesi gerekiyor. Toplum o dönemde ciddi bir dezenformasyon yaşadı. Çözüm odaklıysak hepimiz, ki bütün partilere sorsak hepsi çözüm istiyoruz der, o zaman gerçekçi davranmak gerekiyor. Cumhurbaşkanı’na ve müzakere heyetine toplumun önde gelenleri mutlaka bir bilgi aktarmalı. Beyin fırtınaları olmalı. Yönetim, güvenlik ve mülk konusunda sorunlar var. Özellikle mülkiyet ve mal paylaşımı ile birlikte yönetim sorunları oldukça önemli sorunlar. Bizim sürekli üretici pozisyonda olmamız lazım. Sürekli fikir üreterek sorunların çözümüne yönelik serviste bulunmamız lazım.

‘1 HAFTADA BİLMEM NE UZMANI’
Bizim ülkemizde “ben şuyum” diyen O olabiliyor. Bir hafta içinde herhangi bir adam bilmem ne uzmanı olabiliyor. Onlara dikkat etmemiz lazım. Toplumun da dikkat etmesi lazım. Ülkemizde çok iyi üniversiteler var, o üniversitelerdeki hocalardan yararlanarak, sivil toplum örgütlerinden yararlanarak müzakere sürecine ciddi anlamda katkı koyabiliriz. “
Bu haber 260 defa okunmuştur
  • İlhan İlhanlı  Lefkoşa - 22.02.2014 Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece, bilmiyoruz ne haldeyiz, gidiyoruz gündüz gece. İnşallah dimyattaki pirtince gideceğiz diye evdeki bulgurdan da olmayız. Ruma, Yunana yardım eden çok, ancak, bize yardım edecek yok. Günün sonu yine karanlıktır. Bence..

:

:

:

:

DİĞER HABERLER