Bir Rum gazetesine yaptığı açıklama ile Rum lideri Anastasiadis kendi aklınca Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı siyasi baskı altına almayı hedefliyor. 1 Eylül’de günübirlik KKTC’ye yapacağı ziyaretinde ki bu ziyaret yeni seçilen Cumhurbaşkanı olarak gelenekseldir. İlk ziyaret KKTC’ye olur bu bir devlet geleneğidir, yeni atanan Dışişleri Bakanı da ilk ziyaretini KKTC’ye gerçekleştirir. Bakalım kim atanır yeni kurulacak olan TC hükümetinin Dışişleri Bakanı. En çok adı geçen MİT müsteşarı Hakan Fidan olur mu? Göreceğiz oda ilk ziyaretini KKTC’ ye gerçekleştirir.
Bu geleneksel ziyarette haliyle bazı açıklamalar olur gayet normaldir olması da Rum lideriAnastasiadis’e her kim bu aklı verdiyse bana göre hiç de samimi ve yapıcı değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ne açıklama yaparsa yapsın ki, Türkiye politikaları Kıbrıs sorununda nettir, Rum tarafı bunu alır ve yine Türk tarafı aleyhine kullanmaya çalışır.
Anastassiadis’in açıklamasında şu cümleler dikkati çekiyor; “Yeni seçilmiş Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan kuzeyi ziyaret edecek Kıbrıs sorunu ile ilgili yapacağı açıklamanın soruna çözüm noktasında olup olmadığını göreceğiz.Bizler ve bizim dünyadaki Kıbrıs sorunu ile ilgilenen dostlarımız bu açıklamaları merak ile bekliyoruz. Eğer Sayın Erdoğan iki devletli çözümden bahsederse anlaşma istemediğini net olarak ortaya koyacaktır. Böyle bir açıklama sürece katkı koymaz. Kıbrıs sorunu ile ilgili seçim öncesi Erdoğan ile görüşen aracılar bizlere de aktardıklarına göre Kıbrıs sorunun çözümünde sürecine sorumluluk alacak ve kararlılık gösterecek, eğer bu şekilde davranırsa belli ki bir çözüme gidebilir. Doğal gaz ile ilgilenen Türk şirketleri var eğer bir anlaşma olursa Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir müşterisi olur. Varılacak anlaşma ile de Kıbrıs Türkleri de doğal gazdan paylarına düşen hakkı alacaktır. Özetle bu açıklamayı yaptı Anastasiadis.
Gazetede detaylı açıklama vardır, ancak şu gözüme çarptı, bizim basına çeviri yapılırken Anastasiadis demiş ki, ‘iki federal devletten oluşacak federasyon temelinde bir anlaşma olacak.’ Ben değerli okurlar böyle bir açıklama yapılmadığını teyit ettirdim. Bizimkiler duymak istediklerini çeviriyorlar,halkımıza yanlış bilgi aktarıyorlar ve manipülasyon yapılıyor. KKTC haberlerinde duyduğum zaman zaten böyle bir açıklamanın olmayacağını biliyorum. Çünkü hiçbir şekilde Rum tarafı söylenen bu çözüm şekline gelmiş değildir. Onların ısrar ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federasyona dönüşmesi üzerinde fikir beyan ediyorlar ve esas olan Kıbrıs Cumhuriyeti ve orada Kıbrıs Türklerinin hakları oranında temsiliyetleridir.
Erdoğan ile görüşen yabancı aracılar olsun veya diğerleri bir anlaşmanın olabilmesi için Türkiye kararlı olduğunu her zaman ispat etmiştir en son Annan planına verilen destek ile Rum tarafı isteksizdir. Masada görüşen iki taraf vardır.BM de resmi arabulucudur ve iki tarafı da tanıyor, Türk ve rum tarafları. Bu 50 yıllık bir gerçektir istese Rum tarafı bu gerçeği değiştiremez ve birçok Rum siyasetçisi de anlaşmayı Türk ve Rum taraflarının yapması gerekir eğer öyle olursa yaşayabilen bir anlaşma olur.
Ancak sürekli Türkiye’yi işaret etmeye çalışan Rum tarafı iyi niyetli değildir. Erdoğan öyle söylemiş yabancı aracılara. Eğer böyle bir şey de varsa olduğuna inanmıyorum Kıbrıs konusu seçim döneminde gündeme gelmedi bu Rum tarafının psikolojik siyaset taktiğidir.
Erdoğan’ın açıklamasını beklemekteki amaçları açıkça şudur; Kıbrıs sorunu onlara göre bir “işgal” sorunudur ve Türkiye ile direk görüşmek istemekteler. Çözüm bulmak Rum tarafına göre “işgali” sonlandırmaktan geçer. Bu Kıbrıs Türk halkının kulağın da küpe olsun.