Türkiye’nin bağını, Kıbrıs’tan kesmek için, hem kuzeyde, hem güneyde, hem de dünyada bir çok tezgah kurulmaya çalışılmaktadır.
Hani güneydekiler, der ya:
“Garantörlüğün, modası geçti.”
“Bu çağda, garantörlük olur mu?”
Markulli Hanım ise, garantörlük sistemini “yok” sayıyor.
İşkembeden, attıkça, atıyor.
Bizde de.
Birileri “tabu değildir ellenebilir” diyor.
Başka birileri “görüşülebilir” diyor.
Herkes mevcut “ garanti sistemini “ nasıl kaldıracağının, hesabı kitabı içinde.
Büyük güçlerin de, işine geliyor, mevcut garantörlük sisteminin kalkması.
Bu sistemi kaldırıp, kendi sistemlerinden oluşacak olan, garantörlük sistemlerini, getirme uğraşısı içinde, planlar ve tezgahlar hazırlamakla meşguller.
Bunun ilk farkına varıp, tepki koyan, güneydeki Akel Partisi oldu.
Akeli’in Kıbrıs Sorunu Bürosu Başkanı Tumazos Çelebis ” Nato garantisi ve AB ordusu içeren çözüme “ hayır deriz” diyerek. Bu konuda, Akel’in Kıbrıs’la ilgili çözüm önerilerini, ortaya koydu.
Akel, bir çözümde, ne Nato garantisini istiyor.
Ne de, çözümle birlikte, AB ordusunu.
Zaten, AB üyelerinin tamamı, Nato üyesi değil mi?
Akel, başından beri, bu tür çözüm önerilerine karşı, tavır sergilemiş ve garanti sisteminin, tamamen ortadan kalkması için de, mücadele vermiş ve vermeye de devam ediyor.
Fakat bu karşı koymaya rağmen, Nato, olası bir çözümde. Garantörlük adı altında, İngiliz üslerinden ayrı olarak, konuşlanmak niyet ve isteğinde olduğu, baştan beri bilinmektedir.
Son dönemde de, Nato’nun bu konudaki faaliyetleri, hız kesmeden devam etmektedir.
ABD ‘ de , BM GK’nin Nato’ya yakın yetkilileri ile Türk ve Yunan örgüt temsilcilerinin, bir araya gelerek, konuyu tartıştıkları da gelen haberlerle teyit edilmekte .
Tabii bu, Nato’ya yakın BM GK yetkilileri ile yapılan, temaslar.
Bu konuda, GK diğer üyeleri olan Rusya ve Çin ‘ den, herhangi bir açıklama yok.
Çelebis’in, konuyla ilgili yaptığı uyarıcı sert açıklamanın arkasında,
Rusya ve Çin’in olması ihtimalinin, gözden uzak tutulmaması gerek.
Güneyde öyle anlaşılmaktadır ki ” Garanti Sistemi “komşularımızda, bir hayli gürültülerin kopmasına, neden olacağa benziyor.
Güneyde, Nato çözümlerine ve Nato garantilerine karşı, bir tartışma başlanmış.
Bir siyasal parti olan Akel de, bu çözüm önerilerine kesin karşı.
Bizde, haberin duyulması, nerede ise bir hafta olmuş.
Ses ve seda yok.
Hade, UBP’de kurultay derdi var.
DP ‘ de, ne var?
Her halde, daha, ana muhalefete alışmaya çalışıyor!
Ülkenin en büyük partisi olan ve Hükümetin büyük ortağı, daha doğrusu Hükümet olan Parti, CTP ‘ den. Bu konuda ses seda yok.
Benim bildiğim, ta eskiden beri CTP, Nato’cu çözümlere karşı idi.
Şimdi ise güneydeki tartışmalar karşısında, suskunluğu tercih etmişe benzer.
Yoksa, CTP yeni yönetimle birlikte, rotayı NATO limanına mı yönlendirdi?
Yeni eller, dümeni Brüksel’e mi kırdı?