Birileri çıkar, demokrasiden şikayet eder.
Başkaları çıkar, basının özgür olmadığından dem vurur.
Vatandaş icraatlardan dolayı, siyasal partileri alabildiğine eleştirir.
Sosyal medyayla nerede ise milletin yatak odasına girilecek.
Çaresiz kaldığımız zaman sisteme, rejime, vurun abalıya misali, gelen, vurur.
Giden vurur.
Demokrasinin yetersizliğinden şikayet eder, demokrasiye de nasibini aldırırız.
“Böyle demokrasi olur mu “ sorusunu, çoğu kez sıkıştığımızda söyleriz.
Veya bu sözcüğü, başkalarından duyarız.
Yaşam koşulları zorlaştığı oranda. O nispette, demokrasi de nasibini alıyor.
İçinde yönetildiğimiz demokratik sistemin yetersizliğinden, eksikliğinden dolayı, devamlı
eleştirilerle onu çağdaşlaştırmak için yapmadığımız kalmaz.
Ne yaparsa, yapsın.
Demokrasi bizleri, bir türlü memnun etmez.
Etmez çünkü; onu uygulayanların veya uygulamaya çalışanların onu uygulayacak bilinç ve kültür düzeyleri nanay.
Sultan Mahmut bir gün tebdili kıyafetle, İstanbul’u dolaşmaya çıkar.
İdaresi döneminde, ülkede dilencilik yasak.
Bir gencin dilendiğini görünce, yaklaşır ve sorar:
Ne yapıyorsun? Dilenmenin yasak olduğunu bilmez misin?
İş aradım bulamadım der, dilenen.
Sultan Mahmut, daha da hiddetlenir.
Koskoca İstanbul’da, sana mı iş yok der.
Dilenen, Sultana adını sorar. Mahmut olduğunu söyleyince.
Adamın, beti benzi solar.
Bunun başında, sultanlık da var mı? Der.
Evet, cevabını alınca, büyük bir telaşa kapılır.
Çünkü, Osmanlıda dilenmenin cezası kellenin vurulması idi.
Sultan Mahmut.
Adamı alır ve Topkapı Sarayının hazinesine götürür.
Kapıyı açtırır.
İçerisi, çil çil altın dolu.
Kenarda tahtadan, altını alan kürek biçiminde saplı bir ölçek.
Adama der ki:
Bunu alacaksın altın yığınına tek bir defa daldıracaksın, küreğe ne dolarsa senin.
Adam, çil çil altınları görünce gözleri kamaştı, telaşla, küreği eline aldığı gibi, altın yığınına daldırdı.
İyice dolduğundan emin olduğunda da, küreği yığından çekti.
Çeker çekmez de kürekteki tüm altınlar kürekten kayarak, tekrar yığındaki yerlerini aldılar.
Meğer adam, küreği, altın yığınına ters sokmuş.
Bu durum karşısında Sultan Mahmut, ellerini havaya kaldırarak:
Vermedi ise Mahmut ne yapsın Sultan Mahmut der ve adamı yollatır.
Şimdi buradan, kıssadan hisseye geçelim.
Demokrasi beceriksiz yöneticiler elinde kalırsa, beceriksizlik sonucu ortaya çıkan, tüm olumsuzluklar hep demokrasiye yüklenir.
“Böyle demokrasi, olur mu “ diye.
Değerli araştırmacı ve yazar Sn. İsmail Bozkurt’un “Kıbrıs Türk Halkının Siyaset Kurumu üzerine Deneme” eserinden bir alıntı yaparak, işi, daha da anlaşılabilir bir duruma getirelim.
Sn. Bozkurt’un eserinde KKTC ‘nin kuruluşundan sonra, kurulan siyasal partilerimizin sayısını ve isimlerini görünce hayret etmemek için çaba harcadım.
Bizim demokrasimiz altında kurulan, siyasal partiler şunlar:
Atılımcı Halk Partisi, Barış ve Demokrasi Hareketi, Birleşik Kıbrıs Partisi, Bizim Parti, Çözüm ve Avrupa Birliği Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Güven Partisi, Demokratik Halk Partisi, Demokratik Mücadele Partisi, Halk Partisi, Halk İçin Siyaset Partisi, Hür Demokrat Parti, Kıbrıs Adalet Partisi, Kıbrıs Demokrasi Partisi, Kıbrıs Türk Birliği ve Egemenlik Partisi, Kıbrıs Sosyalist Partisi, Liberal Parti, Milli Mücadele Partisi, Milliyetçi Adalet Partisi, Milliyetçi Türk Partisi, Özgür Düşünce Partisi, Özgürlük ve Adalet Partisi, Özgürlük ve Reform Partisi, Sosyal Demokrat Parti, Toplumcu Demokrasi Partisi, Toplumsal Atılım Partisi, Toplumsal Gelişim Partisi, Ulusal Diriliş Partisi, Ulusal Doğuş Partisi, Vatan Partisi, Yeni Doğuş Partisi, Yeni Kıbrıs Partisi, Yeni Parti, Yeni Türk Birliği Partisi, Yurtsever Birlik Hareketi.
Bunların içinde aktif olanlar CTP , UBP , DP , TDP.
Sn. Çakıcı’nın TDP ‘ den ayrılıp, TKP’yi canlandırmasından sonra. Mecliste, beş siyasal partimiz temsil edilmektedir. Meclis dışında ise bir siyasal parti daha aktif durumda.
O da, Halkın Partisidir.
Görüldüğü gibi , kurulan siyasal parti sayımız 38.
Başka demokratik sistemlerde, bu kadar kısa bir devrede oluşan bu kadar siyasal parti var mı?
Demokratik sistem, izin veriyor kurun diyor.
Fakat siyasal parti kurmak, her şey için yeterli mi?
İş, Sultan Mahmut’un söylediğine geliyor!
Vermedi ise Mamut ne yapsın, Sultan Mahmut.
Önümüzdeki seçimler, çok renkli ve hareketli geçeceğe benziyor.
Ne dersiniz?