Bakanlar Kurulu dün yaptığı toplantıda çok tartışılan yaz saati uygulaması kararını iptal ederek, 29 Ekim 2017 itibariyle saatlerin bir saat geri alınmasına karar verdi.
Aylardır süren saat tartışmasında hükümetin neden bir anda fikir değiştirdiğini anlatmadan önce dün Meclis’te yapılan tartışmalara göz atmakta fayda var. CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, sendikaların da başından beri tepki gösterdiği yaz saati uygulaması iptal edilmezse konuyu yargıya taşıyacaklarını açıkladı.
Edindiğim bilgilere göre, bu tartışmaların ışığında dün toplanan Bakanlar Kurulu’nda saat meselesi gündeme geldi. Başbakan Hüseyin Özgürgün, konuyu hukukçulara incelettiğinde, 1940’lardan, İngiliz zamanından kalma yasaya ulaşıldı. Bu yasaya göre, bir yıl boyunca yaz saati uygulamasında kalınmasının mümkün olmadığı görüldü. Hukukçuların bu yönde verdiği görüş doğrultusunda, mesele kabine üyeleri tarafından da enine boyuna tartışıldı.
Bu konuda yasal bir düzenlemenin hemen yapılabilmesi mümkün olmadığı için, mahkemenin iptal yönünde bir karar vermesinden de endişe edilerek, bir düzenlemeye gidildi. Bu düzenlemeye göre, 29 Ekim’de Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece saatlerin “geçici bir süre” bir saat geri alınmasına karar verildi.
O “geçici süre” de, seçim sonrasında bir düzenleme yapılıncaya kadar olarak açıklanıyor. Bu tarihin de şubat ayının ilk haftasına kadar olabileceği ifade ediliyor.
Türkiye’de de bilindiği gibi Danıştay’ın aldığı bir kararla yaz saati iptal edilmişti. Fakat Ankara’nın elinde “Torba yasa” gibi birçok enstrüman olduğu için bu karar aşılabildi.
KKTC’de hükümetin elinde böyle bir enstrüman olmadığı için hükümetin bu kararı almak zorunda kaldığı ifade ediliyor.
Böylece başta sendikalar olmak üzere, muhalefet ve toplumun birçok kesiminden tepki gören yaz saati uygulamasıyla ilgili tartışma “geçici bir süre” de olsa bitmiş oldu.
Hükümet, bu şekilde muhalefetin yargı yoluyla kendisine gol atmasını da engellemiş oldu.
Eminim şimdi siz, “Peki ama madem öyle, aylardır bu saat tartışması neden yapılıyor, ülke gündemi neden meşgul ediliyor” diye soruyorsunuz.
O soruya da “Burası Kıbrıs” demekten başka bir yanıt gelmiyor aklıma…