KKTC ekonomisi ciddi sorunlar içerisinde bunu Kıbrıs sorunu ile bağlamaya çalışanlar var. Gerçek şudur ki KKTC ekonomisi ciddi yapısal sorunlar geçiriyor, inkar etmek saflık olur. Döviz kuru dalgalanması, bizim kullandığımız TL’YE ABD tarafından açılmış olan haksız ekonomik savaştan dolayı etkilendik. Bir çok üretici, esnaf, ve küçük ölçekteki iş adamlarımız olumsuz etkilendiği bir kenara batmak üzereler. Özel sektörde çalışanlar, ücretliler, devlet memurlarının maaşları döviz karşısında % 35 üzerinde değer kaybına uğradı.
Döviz ile ithal edilen ürünlerde ciddi artışlar yapıldı, bu artışlar öyle denetimsiz bir şekilde yapılıyor ki açıkça vatandaşımız büyük tüccarlar tarafından “KAZIKLANIYOR” bu toplumda fırsatçılar bitmedi gitti. Markette ki bazı ürünler dövize bağlı olmadığı halde pahalı oluyor, denetleyen var mı? Yok maalesef, ticaret dairesi denetleyecekmiş. Görevlendirilen bazı memurlar gezip denetim yapacak da da da, ihbat hattı kurulmuş alo 171 bildireceğiz ve kontrol yapılacakmış.
Çok değerli hükümet yetkilileri, komşumuz olan güney Kıbrıs AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyetin de bu denetim ve uygulamalar bizde ki gibi yapılmıyor. Rutin denetimler ve uymayanlara ise yüklü miktarda cezalar kesiliyor, haksız kazanç halklarının menfaatleri korunarak önleniyor. KKTC de ise haksız kazanç bir yöntem oldu, denetimsizlikten de haksız zenginleşenler var.
Gerçekten buruk bir bayram geçti, çünkü her kimle konmuştuysak hep bu ekonomik sorunları dile getirdiler. Döviz ile ödemek zorunda oldukları taksitler, başta ev ve diğerleri, hesaplar çakışmıyor alternatif de yok gibi ne olacak vatandaşın hali. Bu olumsuzluklar içerisinde elektriğe zam, akaryakıta zam, genel olarak zam, kim dayanır buna.
Hükümet yinede bir şeyler yapabilirdi, yapmaya çalıştıkları var, karar al sendika karşı çıksın aldığın kararı geri al, bu gerçekten traji komik. Kriz başladığı günden itibaren hükümet gecikmeden kararlar üretse ve uygulasa, halkımız da sahipsiz olmadığını görebilirdi.
Ancak bu ekonomik sorunlar içerisinde konuşulan bir şey daha var, Kıbrıs sorunu. Eylül ayı sonuna doğru KKTC CB Akıncı, BM GS Guteres ile Kıbrıs sorunun da gelinen son durumu ve müzakerelerin başlayıp başlayamayacağını görüşecekler. Halkımız içerisinde şunu yaymaya başladılar, Kıbrıs sorunu çözülsün Federal devlet kurulsun, AB’ye katılalım EURO’YU kullanmaya başlayalım, böylece ekonomik sorunlardan kurtulmuş olacağız, yine fırsatçılar devrede.
Ekonomik sorunlardan kurtulmak için Kıbrıs sorununu da bahane edecek olan bir kesim var, bu belli kendilerini hissettirdiler. Adil kalıcı çözüme itiraz eden yoktur da bu günlerde ee canım Türkiye de garantörlük hakkından vazgeçsin ki çözüm olsun diyenler var. Garantörlüğü NATO devralsın diye bir algıyı Rum tarafı başlattı, Türkiye’nin garantörlüğü sulandırılsın da nasıl olursa olsun Rum- Yunan ikilisinin tüm hedefi bu, dikkat ile takip edeceğim.