Cevap sandıkta verilecek

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı 26 Nisanda yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden adaylığını açıkladıktan sonra İngiliz the Guardian gazetesine verdiği röportajda kullandığı “Federal çözüm olmazsa Kuzey Kıbrıs, Türkiye’nin ‘de facto’ iline dönüşebilir,

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı 26 Nisanda yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden adaylığını açıkladıktan sonra İngiliz the Guardian gazetesine verdiği röportajda kullandığı “Federal çözüm olmazsa Kuzey Kıbrıs, Türkiye’nin ‘de facto’ iline dönüşebilir, bu korkunç olur” ifadelerini kullanması bununla da kalmayıp açıklamasına örnek olarak Suriye'deki Fransız mandasına bağlı Hatay Cumhuriyeti'nin 1939'da referandumla Türkiye'ye bağlanmasını kabul eden Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen'e de atıfta bulunarak, 'İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım.' ifadesini kullanması halen KKTC Cumhurbaşkanılığı makamındaki Akıncı'nın siyasi beyanatlarından kanaatimce en kötüsü olmuştur. Ve her fırsatta Akıncı , kendini, özünü ve içindeki gerçekleri açıklamaktan çekinmemediğinin ifade edilemez göstergesidir. Akıncının dili Hatay örneğinde , “ Gazi Mustafa Kemal’e “ Atatürk ‘e kadar uzanmış olabilir mi? Çünkü ”Hatay, Atatürk’ün siyasî ve askerî dehasının güçlü eseridir. Onun yenilmezliğinin gerçek belgesidir. Hakkın üstünlüğünün, bir kere daha, yeniden dünyaya ilânıdır denildiği tarihi kaynakçalarda yerini alandır. Dolayısıyla Akıncı kendine karşı yapılan açıklamalara, karşı cevap versede, kabul edilemez olandır. Böyle açıklamalar bir nevi Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye arasına nifak sokma zihniyeti taşımaktadır. Beyanatta adı geçen Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen'in oğlu ve eski TBMM Başkanı Murat Sökmenoğlu, yıllarca üst üste ülkemize ve Girne’ye tatil için gelmiş ve babam ile kurdukları arkadaşlıkları neticesinde evimizde ağırladığımız ve o günlerdeki anılarını ilk ağızdan dinlediğimiz sevdiğimiz ve takdir ettiğimiz Türkiye sevdalısı ve ülkemizi çok seven bir kişiydi. 2014 yılında vefat etmemiş olsaydı mutlaka onun da Sayın Akıncıy’a verecek cevabı olurdu. Akıncı bilerek ve isteyerek yaptığı böyle bir açıklamaya gelecek tepkileri de var sayarak kendini siyaseten pazarlamaya çalışan iç ve yabancı mihrakların stratejisi ile seçim propagandası yapmaktadır. Ayrıca bundan ayrı ve acayip bir keyif almaktadır. Akıncı’nın yapmış olduğu açıklamalar oturduğu makama yakışmayacak ifadelerdir. Nitekim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kıbrıs İşleri Koordinatörü olan Sayın Fuat Oktay resmî twiter hesabından “Her şartta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanında olan, hak ve menfaatlerini koruyan Türkiye Cumhuriyeti için kullanılan ifadeleri kınıyorum.Küçük hesaplar ve vizyonsuz siyasi yaklaşımlarla KKTC’de, Türkiye Cumhuriyeti’nin seçim malzemesi yapılmasına asla müsaade edilmeyecektir. “ diyerek Türkiye Cumhuriyetinin net olarak tavrını ortaya koymuştur. KKTC Başbakanı ve Ulusal Birlik Partisi Sayın Ersin Tatar “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Anavatan Türkiye her zaman kardeşce samimi bir işbirliği içinde olmalı, Kıbrıs konusunu birlikte yürütmelidir. Bunun başka türlüsü, ulusumuzun, halkımızın zararınadır. Ne yazık ki Sayın Akıncı bu çizgiden çok uzaklardadır ve bize göre halkımızın güvenliğine, geleceğine yarar sağlamak yerine zarar vermektedir.” Açıklamasını yerinde ve zamanında yapmıştır. KKTC Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yani 26 Nisan 2020 tarihine yaklaşırken söylemlerinin dozunu artırmış ve Türkiye karşıtlığını ”Seçim denen filimde gizli /sanal reklam” var mantığı ile sürdürerek oy elde etmek adına verdiğini zannettiği ancak kendin değiştirilmesi mümkün olmayan idealleri üzerine kurgulamaktadır. İşte en büyük tehlike de budur. Seçim denen bu filmde kampanyasını hazırlayanların stratejisinin özünde ise CTP oylarına göz koymak vardır. Ne olursa olsun seçimi Akıncı’mı ? Türkiye’mi ? algısını, kısa sürede yaratarak, sol oyların üzerinde tango yapmaktadırlar.Hesapları sol oyların kendi kasalarına akmasını sağlamaktır. Sayın Erhürman ve partisinin bu oyunda hangi rolde olacaklarının ve nasıl bir cevapla konuya girecekleri, beklenen olmakla birlikte kimsenin iç işlerimize karışmaya hakkı yoktur klişe sözleri ,her zaman için CTP’ni , güya müdafaaya aldıklarının kısır döngüsüdür. Unutulmaması gereken tek şey GKRY ‘nin Türkiye’nin garantörlüğünü istemediği ve kendi hayallerindeki Enosis için zihniyetlerini değiştirmedikleridir. Böyle bir zihniyette olanlara ülkesini ve geleceğini düşünen aklı selim halkımızın cevabı hayır olacaktır. Oyun büyük olabilir ama sandık gerçektir. Milli hislerimizle oynamaya çalışanlara cevap, sandıkta verilmelidir...

Bu haber 2396 defa okunmuştur

:

:

:

: