İngiltere hükümeti danışmanlarından ve “Parliamentary Brief” dergisinin sahibi Donald Crawford, İngiltere’nin davanın “politik enstrüman” olarak kullanılmasına karşı durabileceğini söyledi.
Kerem Hasan
İngiltere hükümetinin Kıbrıs’taki çözüm sürecine doğrudan destek vermesi nedeniyle, Orams davasının politik bir enstrüman olarak kullanılmasına karşı harekete geçebileceği ve İstinaf Mahkemesi’ne bir sertifika gönderip, davanın ‘kamu yararına aykırı’ (Public policy) olduğunu savunabileceği açıklandı.
İngiltere hükümet danışmanlarından, Lordlar ve Avam Kamerası’nda yayımlanan “Parliamentary Brief” dergisinin sahibi Donald Crawford, Orams Davası ve Kıbrıs sorunuyla ilgili “şok” açıklamalarda bulundu.
Ada TV’de yayınlanan Dispatches programına konuk olan Crawford, Orams Davasının kesinlikle politik içerikli olan bir dava olduğunu belirterek, 40 yılı aşan bir süredir, Rumların Kıbrıslı Türklerine zulüm yaptığına dikkat çekti.
Kıbrıslı Türkler ile Rumlar arasında bir ayrılık olduğunu ve “Kıbrıs sorunu” diye bir şeyin bulunduğunu ve burada savaş yaşandığını söyleyen Crawford, Uluslarası hukuka göre KKTC tanınmasa bile, de facto (fiili) bir varlığın olduğunu kaydetti.
Donald Crawford, “ATAD duruşmasında tam bir rezalet yaşanmıştır. Bu dava, sözde adalet için toplanmış, ancak maalesef davaya bakan sadece Yunan hakim değil, siyasette olan bir hakimin yer alması da çok sakıncalı olmuştur. Bay Skouris, eskiden iki kez İçişleri Bakanlığı yapmış bir insan. Siyasetçi ve ATAD’ın şu anki Başkanı. Öte yandan da ATAD’da hakimlik yapan Bay Arestis, geçmişte politik enstrüman olmuş ve Türkiye aleyhine dava getirmiş bir insan olan Myra Aretis’in eşi. Dolayısıyla bu davada adalet olmuyor, ama adalet sağlanmış gibi görünüyor” dedi.
KARAR BELİRLEYİCİ DEĞİL AMA…
Crawford, Rumların bu kararı sanki tüm davanın nihai sonucu olduğunu göstermelerine de tepki verdi. Rumların müzakerelere darbe vurduğunu vurgulayan Donald Crawford şöyle devam etti:
“Ucuz başlıklar kullanıp, zafer ilan etmeye çalışıyorlar. Dava bitmiş gibi. Aslında bunu Rumların yapması bile davanın tam olarak ne olduğunun anlaşılmasına çok yardımcı olmaktadır. Bir yandan iyi niyetle mülkiyet konusunu müzakereyle çözmeye gayret ederken, diğer yandan da mahkemeleri kullanarak propaganda yapılmasına yeşil ışık yakılmasına izin veremezsiniz. Apostolidis’in avukatı olan, Bay Kandunas bence bu konuda kendi kendine gol attı. Şunu açık söyleyeyim, onun için bu davanın sonu gözyaşıyla bitecek. İşte Rumların bu davranışları, müzakerelere çok ciddi darbe vurmaktadır.”
DAVA RUM YÖNETİMİ
VE KKTC ARASINDA
Donald Crawford bir soru üzerine, ilk başta Orams davasının özel getirilmiş bir dava olabileceğinden bahsederken, “Ancak artık böyle bir şey söz konusu değil. Sayın Apostolidis’in bir kamu görevlisi olduğunu biliyoruz. Ayrıca Rumlar tarafından reddedilen Annan Planı referandumundan önce de Rum eski Dışişleri Bakanlığı’nın The Times gazetesinde böyle bir kampanya planından bahsettiğini görebilirsiniz.
Kandunas bu davada bir kukladır ve kampanya ile siyasi gözdağı vermeye çalışıyorlar. Davayı insanların burada mal almamalarına ve ekonomiye yönelik bir silah olarak kullanmaya çalışıyorlar. Oramslar ise bu işin piyonları. Bakınız bu davanın masraflarının ne kadar olduğuna, milyonlardan bahsediyoruz. Soralım, Bay Apostolidis bu kadar parayı kendisi mi karşılıyor? Tabii ki değil, masrafları Rum hükümeti karşılıyor. Aslında bu davanın temel gerçeği, Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ve KKTC arasında bir dava olmasıdır” şeklinde konuştu.
ATAD’A TEKNİK SORULAR
İngiltere İstinaf mahkemesin ATAD’a sorduğu sorulara da değinen Crawford, soruların tamamıyla hukukla ilgili unsurlardan oluştuğunu hatırlattı. Donald Crawford bu konuda şunları söyledi:
“Burada sorulan AB hukuğu ile ilgili teknik sorulardı. Ancak her hangi bir şekilde kamu yararı mazeretini kısıtlamaz. Bunu kesinlikle İngiltere İstinaf mahkemesi değerlendirecek. Benim görüşüme göre bu davanın bulguları zaten zayıftır.
Buradaki X faktörü budur ve bunu ne İngiltere hükümeti nede İstinaf Mahkemesi artık bu durumu göz ardı edemez. Bu durumun kamu yararına aykırı olduğu konusunda sertifika verip, bu işe son vermeleri gerekir.
Bir taraftan bu tür mahkemelerin yapılmasına izin verip, diğer yandan da görüşmelere destek verilmesi kabul edilemez. Çünkü burada büyük çelişki doğar. Ya Kıbrıs sorunu ve buna bağlı olarak mülkiyet sorunu müzakerelerde çözülür ya da görüşmelere destek vermeyip, davalarla çözersiniz. Ancak ikisi bir arada olamaz.”
İNGİLTERE HÜKÜMETİ NE YAPABİLİR?
Programda, ‘İngiltere hükümetinin neler yapabileceği’ sorusuna da cevap veren Crawford, “İngiltere hükümeti bir şeyler yapabilirler. Orams davası İngiltere İstinaf mahkemesine dönmüştür. İngiliz hükümeti şimdi mahkemeye bir sertifika gönderip, bu davanın ‘kamu yararına aykırı’ olduğunu belirtebilir. Bu örnekler çoktur, yapılabilir. Neden vermelerine de gerek yoktur.
Kamu yararına aykırı bir dava olduğunda hükümet, bir mahkemenin siyasete alet edilmesine karşı her zaman devreye girme yetkisine sahiptir” diyerek şok açıklamalarda bulundu!
TAŞINMAZ MAL KOMİSYONU
Orams davası ilk başladığında, KKTC’deki Taşınmaz Mal Komisyonu’nun henüz kurulmadığına işaret eden Crawford, davanın şimdi tekrar İngiltere İstinaf mahkemesine döndüğünü, AİHM’in de davayı kabul ettiğini ve bu tür davaların görüşüldüğü Komisyona sevk edebileceğini söyledi.
Crawford, “AİHM bu tür davalar hakkında kesin görüş vermiştir ‘eğer dava getirmek isterseniz gidin bu Komisyona başvurun ve onları başvurunuzu değerlendirsinler’ demişlerdir. Birilerine tazminat ödeyip bunun emsal olması illa ki söz konusu olmaz” dedi.