Mustafa Kemal Atatürk ( 1881 – 1938 )

' Bir türkü söylüyorum, gök mavisi. Yıldızlar dolar içime. Dağ başını duman almış. Uğuldayan rüzgar dinmiş, kesilmiş cihanın nefesi. Dokuzu beş geçe, Dolmabahçe'de Kemal'im uyuya kalmış.'

' Bir türkü söylüyorum, gök mavisi.
Yıldızlar dolar içime.
Dağ başını duman almış.
Uğuldayan rüzgar dinmiş, kesilmiş cihanın nefesi.
Dokuzu beş geçe, Dolmabahçe'de
Kemal'im uyuya kalmış.'
Kahraman Ulusumuz ve Atatürk
Bugün kahraman ulusumuzun büyük önderi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün sonsuzluğa göçüşünün 83. yıldönümü. O’nun 1938’de bir On Kasım sabahı sona eren yaşamı, şimdi yüreklerimizde ve beyinlerimizde birer Mustafa Kemal ideali olarak yaşıyor. Bir sonbaharın hüzün dolu 10 Kasımında yine O'nsuz; fakat O'nunlayız.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Değerlileri
Mustafa Kemal en çok da öğretmenlere değer veriyordu. “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.’’ dediğinde onlara olan sonsuz güvenini dile getirmişti. Sanata dokundu; sanat, canlandı. Tiyatroya dokundu; tiyatro, hayat buldu. ‘’ Ben Bir İnkılap Çocuğuyum ‘’ adlı belgesel senaryosunu yazdı. Türkiye’nin ilk güzel sanatlar fakültesini kurdu. Arkeolojik kazıları başlattı. On beş yılda otuz müze açtı. Halkı teşvik etmek için onlarla sinemaya giderdi. Müziğe tutkundu. Hayat musikidir diyordu. Selanik türküleri dinlerdi, Vardar Ovası’nı dinlemekten bıkmazdı. Sanat müziğine ilgisi vardı. Öldüğünde, sarayda beş yüze yakın plağı vardı. Doğayı severdi. Ağaçları, ırmakları, vatanının her köşesini severdi. Bir ağacı kestirmemek için evi taşıttığını hepiniz okumuşsunuzdur. Hayvanları çok severdi. Köpeğinin adı Foks’tu. Mustafa Kemal’le birlikte uyurdu. Yemek salonunda, masanın altına kıvrılırdı. Mustafa Kemal uyumadan yatmazdı. Atlara tutku derecesinde bağlıydı. En sevdiği atının adı, Sakarya’ydı. Evlendikten sonra Latife Hanım’a hediye etmişti. Çankaya, Karadeniz , Akın , İnci ve Yıldız adını koyduğu atları vardı. Kanaryaları vardı. Her sabah kafesini açar uçuşlarını seyrederdi. Köşkün arka bahçesinde güvercin besliyordu.
Bulunmaz Bir Kişilik
Heyecan adamı değil keskin ve ileri görüşlüydü. Dar, donmuş kalıplara hapsolmadı. Geçmişin ölmüş değerlerini gelenek olarak benimsemedi. Gerçekçi bir insanseverdi. Umutlar, hayaller, hayal kırıklıkları, savaşlar, devrimler, zaferler, yenilgiler, ölümler onun serüvenini dokuyan ilmik ilmik düğümler gibiydi. Bağlantısı sadece kendisiyleydi. Asıl yurdu, kendi iç dünyasıydı. Yalnızlığı, zaferleri kadar büyüktü. Hüznünü zaman zaman kendisi bile itiraf etmezdi; ama… Kurtardığı memleketin yarın öbür gün değersizlerin eline geçeceği konusunda endişeliydi.


O’nu Hissetmek
“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” Bana göre, Mustafa Kemal Atatürk’ün en önemli sözü bu sözdür. Çünkü herkes, bir gün ölecek. Bu gerçeği kimse, değiştiremez. Atatürk gibi vatanına, milletine çok şey katmış insanların yaptıklarından yola çıkarak onlar bu dünyada var olmasa bile; onların arkasından gitmek, bu gibi yüce varlıkların izini sürmek ve bu yolda ülkülerimiz uğruna yola en doğru şekilde devam etmemiz gerekir.
Bu haber 1768 defa okunmuştur

:

:

:

: